"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Davacı ... ile davalı ... İlaç Ltd. Şti arasındaki davada ... 2. İş Mahkemesinin miktar itibariyle kesin olan 02.07.2020 tarih, 2019/525 esas ve 2020/179 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu iddiası ile kanun yararına bozulması, Adalet Bakanlığı'nın 09.09.2021 tarih ve 39152028-153.01-1290-2020-E.1513/24635 sayılı yazısı ile talep edilmiş olmakla,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363. maddesindeki ;
" (1) İlk Derece Mahkemelerinin ve Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla,istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
(2) Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, karar kanun yararına bozulur. Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
(3) Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmî Gazetede yayımlanır." hükmü gereği dosyadaki tüm belgeler okunup dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 01.11.2018-04.04.2019 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığını, bu çalışmasının Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediğini, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, davacının ihbar tazminatının ödenmediğini beyan ederek, ödenmeyen ücret alacağı ve asgari geçim indirimi alacakları ile birlikte bir kısım alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının davalı şirketten hiçbir hak ve alacağı olmadığını, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, davacının ödenmeyen ücret alacağı talebinin kısmen kabulüne, ihbar tazminatı ile asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin reddine karar verilmiştir
Temyiz:
Kararı, kanun yararına bozulması için Adalet Bakanlığı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Kanun yararına temyize konu edilen uyuşmazlıklar ilki davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasındadır.
Savunma hakkı, Anayasamızın ‘Hak Arama Hürriyeti’ başlığını taşıyan 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde yer alan düzenleme ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlığını taşıyan 27. maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra, maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkını” da içerdiği vurgulanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; 03.10.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında, davalı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilerek, davalı tarafa delil ve tanık listesi sunmak ve 50,00 TL gider avansını yatırmak üzere (duruşma tutanağının tebliğinden itibaren geçerli olacak şekilde) iki hafta kesin süre verilmiştir. Duruşma zaptının 09.10.2019 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalının ise 22.10.2019 tarihli dilekçesi ile tanık isimlerini bildirdiği, aynı tarihte 50 TL gider avansını yatırdığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece, davalının yasal süre içinde bildirdiği deliller toplanmadan yargılama yapılarak hüküm kurulmuştur. Davalının savunma hakkını kullanmasına imkan tanınmadan yargılamanın tamamlanması, savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olup, karar bu yönüyle usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bir diğer uyuşmazlık, tefrikine karar verilen alacaklar hakkında esasa yönelik olarak hüküm kurulup kurulamayacağı ile ilgilidir.
Davacı dava dilekçesinde, ödenmeyen ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı ile ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini talep etmiş ise de, mahkemece arabuluculuk aşamasında ihbar tazminatı ve asgari geçim indirimi ücret alacakları taleplerinin görüşülmediği gerekçesiyle, bu alacaklar yönünden davanın resen tefrik edilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Tefrik kararı verildikten sonra, tefrik edilen alacaklar hakkında esasa yönelik hüküm kurulması hatalı olup, karar bu yönüyle yerinde görülmemiştir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesine göre hakim talepten fazlasına karar veremez. Davacı hüküm altına alınan alacaklar için yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir. Mahkemece, talep aşılmak suretiyle en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi yerinde değildir. Bu halde, ödenmeyen ücret alacağına işleyecek faizin yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek mevduat faizi olduğu gözetilmeksizin karar verilmesi bir başka hatalı yöndür.
SONUÇ:
Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemi açıklanan gerekçe ile yerinde görülmekle ... 2. İş Mahkemesinin 02.07.2020 tarih, 2019/525 esas ve 2020/179 sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın gereği ve bozma kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363. maddesinin 3. fıkrası gereğince Resmi Gazete’de yayınlanması için Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesine, 28.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.