Logo

9. Hukuk Dairesi2021/9775 E. 2021/13569 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin işten çıkarılması nedeniyle açtığı alacak davasında, mahkemenin gerekçeli kararı ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunup bulunmadığı ve fazla mesai ücretinin hesabında usul hatası yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin gerekçeli kararında yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının olmadığı belirtilmesine rağmen hüküm fıkrasında bu alacaklara hükmedilmesi, fazla çalışma ücretinin hesaplanmasında ise gerekçede belirtilen miktar ile hüküm fıkrasında yer alan miktar arasında farklılık bulunması, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturması ve fazla çalışma alacağının hesabında da hatalı değerlendirme yapılması gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

...

...

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ... Su Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı ...'nin işçisi olarak ...'ne ait işyerinde elektrik bakım onarım işinde çalışırken haklı bir neden olmaksızın işten çıkarıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı ... vekili, davalı şirketin tek başına işveren olmadığını, davacıyı dava dışı ... isimli bir şirketle oluşturdukları adi ortaklıkta çalıştırdıklarını adi ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup davacı tarafından davanın eksik açıldığını, dava şartlarının oluşmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, "davacının fesih tarihi olduğunu belirttiği tarihte ... SGK sicil numaralı iş yeri işçisi olarak çalıştığı, bu sicil numarasının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre "... Mühendislik Aş ve ... NATİONAL EN. İNV. CO İŞ ORT" olduğu, davalı şirket tarafından dosyaya sunulan belgelere göre, belirli süreli iş sözleşmesinde işverenin "... Mühendislik İnşaat Taahhüt ve Dış Tic. Aş & ... NATİONAL EN. İNV. CO adi ortaklığı" olduğu, davacı işçiye imzalatılan yıllık ücretli izin kullanım belgesinde adi ortaklığın işveren olarak görüldüğü yine davacının maaş bordrolarında işverenin adi ortaklık olarak görüldüğü, davalı şirketin dava dışı ... isimli şirketle oluşturduğu adi ortaklık iş yerinde davacıyı hizmet akdiyle çalıştırdığı, adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine elbirliği mülkiyet kuralları gereğince bütün ortaklar aleyhine mecburi dava arkadaşlığı nedeniyle dava açılması gerekip bu şekilde taraf teşkilinin sağlanmasının gerektiği, taraf teşkilinin dava şartlarından olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması gerektiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 ve 115. Maddeler gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılabileceği, dava dosyasında davacı tarafından dava dışı ... isimli şirkete karşı mecburi dava arkadaşlığı olmasına rağmen dava açılmayacağının bildirildiği, davacı tarafa 10/09/2015 tarihli ara kararı ile verilen süreye rağmen taraf teşkili sağlanmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddi " gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dairemizin 2016/21580 esas, 2016/18859 karar ve 31.10.2016 tarihli ilamı ile özetle; " Davacı para alacaklarına ilişkin olarak adi ortaklığa değil, ortaklığı oluşturan ve müteselsilin sorumluluğu bulunan davalı şirkete karşı dava açmıştır. Davalının müteselsil sorumluluğu ile yasal düzenlemeler karşısında sorumluluğu ve taraf sıfatı bulunmaktadır. Esas hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde usulden ret kararı verilmesi hatalıdır. " gerekçsiyle karar bozulmuştur.

Bozma sonrası davacı taraf eldeki dava ile birleşen davasında kıdem tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, yemek ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacak taleplerini ...'ne de yönlendirmiştir. Birleşen dosya davalısı ise davaya cevapta zamanaşımı def'ini öne sürerek davacının kendi işçileri olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, birleşen dava da dikkate alınarak toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1- Gerekçe - hüküm çelişkisi 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.

Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.

Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece taraflara tefhim edilen kısa kararda yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmişken gerekçeli kararın hüküm kısmında söz konusu alacağa hükmedilmesi yine kısa karar ile gerekçeli kararda farklı miktarlarda fazla çalışma alacağı belirlenmesi ve kısa kararda davalı ... ulusal bayram genel tatil ücreti alacağından sorumlu tutulmazken gerekçeli kararın hüküm kısmında sorumlu tutulması, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmakla hatalıdır.

Öte yandan gerekçeli kararda davacının yıllık izin ücreti ile birleşen dava yönünden ulusal bayram ve genel tatil alacakları olmadığı açıklanmasına rağmen hüküm kısmında alacaklara hükmedilmesi, fazla çalışma ücretinde ise gerekçede hak kazanıldığı belirtilen miktarla hüküm kısmındakı miktarın farklı şekilde belirlenmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

2- Kabule göre ise; fazla çalışma hesabı yapılırken davalı işverence sunulan işyerine giriş çıkış kayıtları olan dönem için bu kayıtlara göre kayıt olmayan dönem içinse diğer delillere göre alacak belirlenmeli iken kayıt olan dönem için de ortalama şekilde değerlendirme yapılması hatalıdır. Yine dosyadaki delillere göre davacının davalı işyerinde haftada 6 gün süre ile çalışma yapıldığı anlaşılmakta olup haftada 7 gün çalışma kabulü ile hesaplama yapılması da isabetsizdir.

Ayrıca taraflar arasındaki iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğuna yönelik hükme rastlanmamış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2013 yılında fazla çalışma yapılmasına dair muvafakatname dikkate alınarak bu dönem için aylık ücretin içinde fazla çalışma ücretinin dahili yönündeki kabul de hatalıdır.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 04/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.