Logo

9. Hukuk Dairesi2021/9911 E. 2021/14390 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Emekli olan davacının, çalıştığı dönemdeki derece ve kademe intibakının tespiti talebiyle açtığı davada hukuki yararın bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının fiili çalışmasının sona erdiği ve emekli olduğu, ayrıca dava dilekçesindeki edaya ilişkin talebinin tefrik edildiği ve tespit talebinde yaşlılık aylığına etki iddiasında bulunmadığı gözetilerek, davacının açtığı tespit davasında güncel hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi

...

DAVA TÜRÜ : TESPİT

...

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının 21.04.1986 tarihinde Niğde Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde mevsimlik işçi olarak çalıştığını, 2001 yılında kadrolu işçi statüsüne geçtiğini, kadrolu işçi statüsüne geçmeden önce belirli süreli sözleşme ile çalıştığı sürenin kadrolu çalışma dönemine eklenmediğini belirterek müvekkilinin mevsimlik işçi olarak çalıştığı sürenin kademe ve derecesine eklenerek olması gereken derece ve kademesinin tespit edilip, ikramiye farkı, aylık ücret farkı, yasal ve akdi ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, açılan davayı kabul etmediklerini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, 2016/211 esas sayılı dava dosyası ile yargılamaya başlanmış olup 24.09.2018 tarihli 8. celsesinde “davacı tarafından derece ve kademe ilerlemesinin tespiti davası yönünden açtığı davanın tefrikine, iş bu dava dosyasının ücret alacağı davası olarak devamına, tefrik edilen derece ve kademe ilerlemesinin tespiti dava dosyasının mahkememizin en son tek numarasına kaydının yapılmasına ve yeni duruşma günü verilmesine karar verilerek ücret alacağı davasının açık yargılamasına devam olundu” ara kararı ile derece ve kademe tespiti davasının 2016/211 esas sayılı dava dosyasından tefrikine karar verilerek fark ücret alacakları davasına 2016/211 esas sayılı dosyadan devam etmiş ve aynı celse 542,80 TL ücret farkı – 250,00 TL akdi ikramiye farkı ve 281,72 TL ilave tediye fark alacağı taleplerinin kabulüne karar verilmiş, davacının olması gereken derece ve kademesinin tespitine ilişkin talebi mahkemenin farklı esasına kaydedilerek eldeki dosya üzerinden görülmüş ve yargılama sonunda yazılı gerekçe ile davacının derecesinin 10. kademesinin 26 olduğunun tespitine dair hüküm kurulmuştur.

İstinaf Başvurusu:

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu:

Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir

Gerekçe:

Davacı temyizi yönünden :

Hukuk Mahkemelerinin kesin olduğu yasalarla belirtilenler dışındaki kararlarının kanun yolu denetimi, 5235 sayılı Yasa ile kurulan Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihine kadar sadece Yargıtay tarafından " Temyiz yolu ile " yapılmakta iken 5235 sayılı Yasa ile kurulan Bölge Adliye Mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde faaliyete geçirilmesi üzerine kanun yolu denetimi iki kademeli hale gelmiştir. Başka bir deyişle İlk Derece Mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinden sonra verdiği kararlara karşı doğrudan temyiz yolu kapatılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'ndaki yeni düzenleme ile getirilen istinaf kanun yolu, İlk Derece Mahkemesi ile temyiz incelemesi arasında, ikinci derece bir denetim mekanizması ve kanun yoludur.

İstinaf kanun yolu uygulamasında, İlk Derece Mahkemesi kararından sonra, karar önce istinaf denetimine tâbi tutulmakta, istinaf denetiminden sonra temyiz yolu açıksa temyize başvurulmaktadır. Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle yargılama üç aşamalı hale gelmiştir. Önce İlk Derece Mahkemesinde İlk Derece yargılaması yapılarak karar verilmekte, ardından Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesi ile vakıa ve hukukilik denetimi yapılmakta, son olarak da Yargıtay’da temyiz incelemesine gidilmektedir.

Yeni sistemde temyiz edilen karar İlk Derece Mahkemesinin kararı değil, Bölge Adliye Mahkemesinin kararıdır. Artık İlk Derece Mahkemesi kararının doğrudan temyiz edilmesi mümkün değildir.

İlk Derece Mahkemesi'nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmaması halinde karar kesinleşmektedir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yargılama sitemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir.

Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusu üzerine tarafın istinaf başvurusunun usulden/esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırarak yeniden hüküm kurulabilir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeni karar verilmesi halinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır.

Taraflardan birisinin İlk Derece Mahkemesi'nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. Karşı tarafın istinafı üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının değiştirilmemesi halinde, istinaf etmeyenin temyize başvurması usulü müktesep hak ilkesine takılacaktır. Zira istinaf mahkemesinin elinin değmediği bir kararın temyiz incelemesi söz konusu olmaz ve olmamalıdır. Dolayısıyla tarafların istinaf incelemesinin kapsamı dışında bıraktığı hususlar kendiliğinden temyiz incelemesinin de kapsamı dışında bırakılmış sayılır.

Kural olarak İlk Derece Mahkemesi'nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmayan tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmamaktadır. Ancak ilk kararı istinaf etmeyen taraf Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeni bir karar verilmesi halinde bu yeni kararı temyiz edebilecektir. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi halinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davacının derecesinin 10. kademesinin 26 olduğunun tespitine dair kararına karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalının istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hal böyle iken istinaf yoluna başvurmayan ve istinaf mahkemesince de aleyhine hüküm kurulmayan davacının artık İlk Derece Mahkemesi kararını temyiz etmesi mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle; davacının Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etme hakkı olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin REDDİNE,

Davalı temyizi yönünden :

1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106. maddesi gereğince tespit davasının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. 6100 sayılı Kanunun 114/1-h. maddesine göre ise, hukuki yarar dava şartıdır. "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler (HMK 115/1). Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.

Dosya kapsamına göre; davacının 14.05.2013 tarihinde emekli olarak işten ayrıldığı ve fiili çalışmasının sona erdiği, dava dilekçesindeki edaya ilişkin talebinin mahkemece tefrik edildiği ve iş bu davada davacı talebinin sadece tespite yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava tarihi itibarıyla fiilen çalışması bulunmayan davacının, derece ve kademe intibakının yanlış yapıldığının tespiti yönündeki talebinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Her ne kadar benzer nitelikte açılan bazı davalarda Dairemiz tarafından davacının alacağı ücretin yaşlılık aylığına etkisi nedeni ile tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu kabul edilmiş ise de somut olayda davacı, yaşlılık aylığına esas kazancın ve dolayısıyla emeklilik aylığının etkisi nedeniyle bu tespit davası açtığını ileri sürmemiştir. Başka bir anlatımla, davacı bu tespit davasını açarken güncel hukuki yararın varlığı noktasında yaşlılık aylığı ile ilgili bir bağlantı kurmamıştır. Keza, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun taraf olmadığı tespit davasında alınacak kararın, davada taraf olarak yer almayan Sosyal Güvenlik Kurumu açısından kesin hüküm teşkil etmesi ve böylece ikinci kez bir dava açılmasını önlemesi de mümkün değildir. Bu nedenlerle, davacının söz konusu tespit davası açmasında güncel hukuki yararının bulunmadığı ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

2-Karar başlığında davanın İş Mahkemesi sıfatıyla görüldüğünün yazılmaması da isabetsiz olup ayrı bir bozma nedenidir.

SONUÇ: Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 14.10.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.