"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08.11.2022 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı asıl ile vekili Avukat ... ve Avukat ..... ile davalı vekili Avukat..... duruşmaya katılmışlardır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların ve davacı asılın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 1973 yılında başlamış olduğu bankacılık kariyerinde yirmi yılı şube müdürlüğü olmak üzere çeşitli bankalarda toplamda otuz yıldan fazla çalıştığını, davacının 16.09.2003 tarihinde başlamış olduğu Merkez şubedeki görevine devam etmekteyken bankada teftiş yapan müfettişin raporu doğrultusunda 08.12.2006 tarihinde Genel Müdürlüğün tasarrufuyla zorunlu olarak izne çıkartıldığını ve ardından 2007 yılı Ocak ayı itibarıyla ... sözleşmesinin feshedildiğini, işbu teftişe istinaden düzenlenen müfettiş raporu doğrultusunda davacı hakkında kamu davası açıldığını, on yıldan uzun süren yargılama sonucunda davacının beraatine karar verildiğini, davacı beraat etmiş olsa da hem maddi hem de manevi olarak çok ciddi zarar gördüğünü, davacının zimmet suçlamasıyla yargılanmasına sebebiyet veren asılsız raporu sunan müfettişin basit ve görevinin temel unsurları olan araştırmaları yapmamış olduğunu, davalı Bankanın bulunduğu konum itibarıyla bankacılık camiasında prestij sahibi birisi olan davacının itibarını düşürme amacıyla ilgili soruşturmaya sebebiyet veren iddialarda bulunduğunu, bu durumun toplumsal hayatta davacıya duyulan güveni ve itibarı azalttığını, davacının ... kırıcı bir suçlama ile itham edilmesinin kişilik haklarına ağır bir saldırı niteliğinde olduğunu, iddianın soyut olması da dikkate alındığında şikâyetin hak arama özgürlüğü sınırlarını aştığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminatların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından haksız fiil hükümlerine göre maddi tazminat talep edildiğini, Bankanın tazminat yükümlülüğü bulunmadığını, kaldı ki davacı asılın yargılandığı ve beraat etmiş olduğu kararın 15.11.2018 tarihinde kesinleştiğini, davacının bu tarihten itibaren iki yıl içerisinde dava açmadığını, davalı Banka tarafından davacının yaptığı işlemler neticesinde müfettiş görevlendirildiğini ve müfettiş raporuna göre karar verildiğini, müfettiş tarafından müşterinin bilgisi dışında para çekildiğinin, müşterilerin yanlış bilgilendirilerek devre sonlarında para çekildiğinin, gerçekte alınmamış hizmet için faturalar düzenlendiğinin tespit edildiğini ve bunun sonucunda Banka tarafından davacının ... sözleşmesine son verildiğini, Bankanın bu aşamada sadece davacının kıdem, ihbar ve diğer işçilik alacaklarından sorumlu olacağını, tazminat yüklenebilmesi için davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
İşverenler, işçilerinin ... akitlerine 4857 sayılı yasanın 25. Maddesine göre koşullarının varlığı halinde haklı sebeple veya 4857 sayılı yasanın 18. Maddesine göre geçerli sebeple her zaman son verebileceğinden, işten çıkarılan işçi, feshin haksız ve geçersiz olduğunu düşünüyorsa yasal süresinde işverene karşı kıdem ve ihbar tazminatı ve işe iade davası açabileceğinden, işverenin hakaretine veya iftirasına uğraması halinde işverene karşı manevi tazminat davası açabileceğinden, olayda davalı işveren banka müfettişi vasıtasıyla yaptığı incelemede şikayet üzerine veya şüphe üzerine davacının usulsüz işlemleri olup olmadığını araştırdığı ve makul şüphe görerek yasal hakkını kullanarak davacının ... akdine son verdiği anlaşılmakta olup, olayda davalı bankanın, davacıya maddi veya manevi tazminat ödemesini gerektiren bir eylemi olmadığından, dosyadaki delillere göre davalıya karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine, karar verilerek açılan davada aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalı işveren tarafından zimmet suçlamasıyla davacının şikâyet edilmesi üzerine yapılan ceza yargılaması sonucunda beraatine karar verildiğini, iftira niteliğinde şikâyet nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olan bir haksız fiilin söz konusu olduğunu, olay tarihinde davacının izinli olup yurt dışında olması nedeniyle davalı Bankada herhangi bir talimat verme yetkisi bulunmadığını, iddiaların hiçbir somut delile dayanmadığını, işverenin hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak, işçiye saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla yükümlü olduğunu, işverenin işçiyi koruma borcunun bir uzantısı olarak işçinin kişisel haklarına yapılan saldırı dolayısıyla maddi ve manevi zararından sorumlu olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davacının çalıştığı dönemde bankacılık kanuna aykırı olarak bir takım işlemler yaptığına ilişkin banka tarafından yapılan soruşturma sonucunda Ağır Ceza Mahkemesinde davacının 5411 sayılı bankacılık kanununa aykırılık suçundan yargılandığı, yapılan yargılama sonucunda beraatine karar verildiği, müfettiş raporu, savcılık soruşturma ve ceza yargılama dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalının davacıya yönelik şikayetinin hak arama özgürlüğünde kaldığı ve tazminata hükmedilmesi yasal koşulların gerçekleşmediği değerlendirilmiştir. ..." gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davacının üzerine atılı iddiaların asılsız olduğunun çok basit ve derinlik gerektirmeyen bir araştırmayla anlaşılabilecek düzeyde olduğunu, davalı Bankanın iftira niteliğindeki ağır ithamı nedeniyle kariyerine ve ismine leke sürüldüğünü, tüm sosyal çevresi ve ... arkadaşlarının kendisinden uzaklaştığını, davalı Bankanın şikâyetinin hak arama özgürlüğü sınırlarını aştığı ve kişilik değerlerine saldırı olduğunu, davacının işçilik alacaklarına ilişkin ve işe iadeye yönelik dava açmamasından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de davanın hukuki nitelendirmesinde hata yapıldığını, gerçekte alınmamış bir hizmete karşılık düzenlendiği iddia edilen bir takım faturalar için Şube gider hesaplarından amaçları dışında tediyeler yapıldığı iddiasında bulunulduğunu; ancak söz konusu faturalardan davalı bünyesindeki ilgili birimlerin bilgisi olduğunu, harcamaların makul rakamlarla sınırlı olduğunu, davacının ... başına onay almadan bu tür işlemleri yapamayacağının sabit olduğunu, çek karnelerinin davalı Bankanın talimatı doğrultusunda verilmiş olduğunu, çeklerin karşılıksız çıkmasının doğrudan zimmet eylemini oluşturmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.