"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 12. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Çanakkale ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının Eceabat yöneticisi sıfatıyla 13.12.2007 tarihinde çalışmaya başladığını, davalının davacı Şirket adına gayrımenkul alım işlemleri yaptığını, gerek bu ... gerekse diğer işlerle ilgili olarak davacıya ... avansı ödemeleri yapıldığını, Ocak 2008 tarihinden itibaren yapılan işlemlerin davacı adına açılan cari hesap ile takip edildiğini, müvekkili Şirket ile aynı Holding bünyesinde yer alan Sanset Gıda A.Ş.'nin defter kayıtları ile sabit olduğu üzere davalı tarafa hem arazi alım bedeli hem de işyeri işletim giderleri için ödemeler yapıldığını, davalı tarafından yapılan harcamalara ilişkin tapu belgelerinin ve sair belgelerin ibrazı üzerine cari hesabındaki ... avansından yaptığı harcamaların düşüldüğünü, davalı tarafça ibraz edilen harcama belgelerinin zimmetinde bulunan ... avansından düşülmesine rağmen kalan bakiyenin davalı tarafından iade edilmemesi üzerine ... sözleşmesinin 01.08.2011 tarihinde haklı sebeple feshedildiğini, davalının hesabına aktarılan ve iade etmediği ... avanslarından kaynaklanan 373.398,96 TL tutarındaki borcun tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını belirterek icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle zamanaşımına uğradığını, davacının talep ettiği meblağı ispat vasıtası olarak kendi ticari defterlerine dayandığını, borca konu söz konusu olayların 2006-2011 yılları arasında gerçekleştiğini ve ticari kayıtların bu yıllara ait olduğunu iddia ettiğini, böyle bir ticari kayıt mevcut ise de gerçeği yansıtmamakla birlikte bu alacak için tüm alacak zamanaşımı sürelerinin geçtiğinin izahtan vareste olduğunu, davacının kendi ticari defterlerindeki bir kaydı bilmediği veya sonradan öğrendiğinin de iddia edilemeyeceğini, ticari defter tutmakla yükümlü her basiretli tacirin her yıl sonu ticari defter kapanışı yapılırken cari hesaplardaki alacak ve borçları gördüğünü ve sonraki yıllara bu kayıtların devirlerini gerçekleştirdiğini, yani bir şirketin kendi muhasebe kayıtlarını sonradan öğrenmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle de dava tarihinden 13 yıl önceden başlayıp 8 yıl önceye kadar devam eden bir ilişki için davacının hiçbir alacağı öne süremeyeceğini, esasında da herhangi bir borç bulunmadığını, davacının kötüniyetle haksız menfaat elde etmeye çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Yukarıda bahsedildiği gibi bilirkişi raporlarında dökümü yapılan ödemeler, ücret ödemeleri ve ... avansları olarak birbirine girmiştir. Bu yönüyle davalı tarafından davacıya iade edilmeyip zimmetinde kaldığı iddia edilen ödemelerin ücret ve ücret benzeri ödemeler olarak değerlendirilip, fazla ve yersiz yapılmış ücret ödemeleri olarak belirlenmesi gerekmiş, işçilik ücretlerine ilişkin zamanaşımına tabi olduğu tespit edilmiştir.
Gerek davacının davalıya ücret ve avans ödemeleri yaptığı (2007-2008 yılları) tarihlerde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 126/1 maddesi, gerek 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK'nun 147. maddesi ve gerekse 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32/8 maddesi gereğince Hizmet akdinden kaynaklanan ücret ve ücret benzeri alacakların tabi olduğu zamanaşımı süresi 5 yıldır.
Davacının, 2007-2008 yıllarında davalıya yapmış olduğu ücret ve ... avansı ödemeleri dönemsel ödemeler olup kaldı ki her yılın sonunda da ticari defter ve belgelerinde kontrolünü yapabilmekte, iddia ettiği fazlalığı görebilmektedir. Davalı ... akdi feshinde dayandığı ve mahkememizce de kabul gören ve aşamalardan geçerek kesinleşen fesih gerekçesinde dahi ödeme fazlalığının iade edilmemesine dayanmış 05.08.2011 tarihli noter ihtarında iadesini talep etmiştir. Her bir dönem sonunda ve en geç 2011 ... akdinin feshi yılındaki cari hesap devrinde davalıdan alacaklı olduğunu cari hesap bakiyesi ile görebilmektedir. ....04.2007 ile 28.01.2008 tarihleri arasındaki ödemeler 10.07.2018 icra takip tarihine göre ücret alacaklarının tabi olduğu 5 yıllık zamanaşımı süresini doldurmuştur.
Kaldı ki davalıya yapılan ödemelerin bir an için ücret ve ücret benzeri dönemsel ödemeler olmadığı kabul edilse dahi, tabi olduğu hukuksal ilişkin mahiyetinin 6098 sayılı TBK'nun 77-82 maddeleri (818 s.BK 63-66) arasında düzenlenen Sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabii olduğu, davalının tahsil ettiği meblağları davacı işverene iade etmemek suretiyle sebepsiz zenginleştiği değerlendirilse bile davacının ... akdinin feshi tarihi olan 01.08.2011 tarihinde geri istemeye hakkı olduğunu öğrendiği, en geç mahkememizin 2012/182 Esas sayılı işe iade dava dosyası kapsamında sunulan 01.04.2015 tarihli bilirkişi raporuyla da zarar miktarına muttali olduğu, 6098 sayılı TBK 82. Maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmede zamanaşımı süresinin hak sahibinin geri istemeye hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 2 yılın ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, davacının 01.08.2011 tarihinde sebepsiz zenginleşmeyi öğrendiği, en geç 01.04.2015 tarihli Bilirkişi raporuyla miktarını dahi tespit ettirdiği bu tarihlerden itibaren 2 yıllık sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresinin dolduğu sonucuna da varılabilecektir. (Aynı yönde Y. 9. HD. 02.07.1997 t. 1997/107321 E. 1997/13397 K; Y. 9. HD 28.3.2007 t. 2006/22948 E. 2007/8684 K.)
..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin davalının zimmetinde bulunan ... avanslarının Şirkete geri ödenmemesi nedeniyle ... sözleşmesinin 01.08.2011 tarihinde feshedildiğini, davalı tarafın ise işe iade davası kapsamında ödemelerin ... amaçlı kullanıldığını ve zamanaşımına uğradığını iddia ettiğini, bir işin yapılması için fazlaca ödenen avansların işçi-işveren arasındaki ilişkinin sona ermesiyle iadesinin gerektiğini, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte Mahkeme gerekçesinin bir an doğru olduğu kabul edilse bile aynı Mahkemede görülen işe iade davasında 373.398,96 TL'lik meblağı Mahkemenin ücret ile iç içe görmeyip fazla ödenen miktar ve ... avansı olarak nitelendirmesinin aynı olgu üzerine iki farklı gerekçelendirme yaptığını gösterdiğini, gönderilmiş avansların ... ilişkisi devam ederken istenmesinin hayatın olağan akışına aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; davacının hiçbir alacağı bulunmadığını bilmesine rağmen haksız kazanç sağlamak için müvekkili aleyhine itirazın iptali davası açtığını, bu nedenle davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Somut olayda, davacı tarafça istinaf dilekçesinde de açıklandığı üzere işveren, davalı tarafından iade olunmayan ... avansının tahsilini istemiştir. Bir başka deyişle taraflar arasında davalıya yapılan avans ödemelerinin iadesi konusunda uyuşmazlık vardır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2008/5793 esas 2009/19767 karar sayılı kararında "Davacı ile davalı arasındaki ilişki ... kanunundan kaynaklanmaktadır. Avans ücreti iadesi isteğinde sebepsiz zenginleşmeye dair Borçlar Kanunu 66. maddesindeki zamanaşımı süresi uygulanamaz. ... kanunu 32. maddesine göre zamanaşımı süresi değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir" gerekçesine yer verildiği görülmektedir.
Yukarıda da açıklandığı üzere 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32/8 maddesinde, ise beş yıllık özel bir zamanaşımı süresinin düzenlendiği görülmektedir. Eldeki dava bakımından taraflar arasında görülüp karara bağlanan işe iade davası aşamasında işverenin alacaklı olduğunu öğrendiği, davalı tarafın istinaf aşamasındaki ve yargılama aşamasındaki beyanlarından anlaşılmakta olup, zamanaşımı süresi yapılan ... avansı ödemelerinin son ödendiği tarihte olmasa bile en geç dosya içerisinde bulunan 2021/182 esas sayılı dosyanın yargılaması sırasında aldırılan bilirkişi raporu aşamasında davalı vekilinin de hazır olduğu 18.02.2013 inceleme tarihli tutanakta anılan miktarın tespit edildiği, icra takip talebinin ise 09.07.2018 olduğu, emsal yüksek yargı kararları da dikkate alındığında, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta uygulanması gereken zamanaşımı süresinin beş yıl olması, bu durumda icra takip tarihinde zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunun anlaşılmasına göre yerel mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Her ne kadar davalı taraf, işe iade davası kesinleşmeden, taraflar arasındaki ... ilişkisinin devam ediyor olması nedeni ile alacağın istenebilir hale gelmediğini savunmuş ise de, ücret nevinden alacakların talep koşulu, ... akdinin feshine bağlı olmadığından, bir başka anlatımla işçi ya da işveren ... akdi devam ederken de ücret nevinden alacakları talep hakkına sahip olduğundan davacı tarafın bu yöndeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
Davalı taraf kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. İcra iflas Kanunu'nun 67. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, alacaklının icra inkar (kötü niyet) tazminatına mahkum edilebilmesi için, icra takibinde haksız olmasının yanında kötü niyetli olması da gereklidir. Dava konusu olayda, davasının zamanaşımı yönünden reddine karar verilen davacının, takipte kötü niyetli olduğu, sırf davalıyı zarara uğratmak kastıyla hareket ettiği ispat edilemediğine göre, davalının, "kötü niyet tazminatı" konusundaki istinaf sebebi yerinde değildir.
..." gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı işçinin ... avanslarından kaynaklı borcunun bulunup bulunmadığı, var ise borcun zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu ile 6098 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.