"İçtihat Metni"
İLK DERECE
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10.01.2019 tarihli ve 2018/4930 Esas, 2019/607 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından bireysel başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2019/8436 Başvuru numaralı ve 24.11.2021 tarihli kararı ile Daire kararının, adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan mahkemeye erişim hakkının ihlali mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda Dairemizin 10.01.2019 tarihli ve 2018/4930 Esas, 2019/607 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın 01.07.2008 tarihinde bir yıl süreli ... sözleşmesi ile davalı Üniversitede İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde öğretim elemanı olarak çalışmaya başladığını, sözleşmenin sekiz yıl boyunca her sene yenilenmek suretiyle belirsiz süreli ... sözleşmesi hâline geldiğini, ... sözleşmesine geçerli bir sebep olmaksızın son verildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, işe başlatılmaması hâlinde ödenmesi gereken tazminat ve boşta geçen süre ücretinin de hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın bir aylık hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının davalı Üniversite nezdinde ''Öğretim Elemanlarına Mahsus Belirli Süreli ... Sözleşmesi'' ile çalıştğını, sözleşmenin süre sonunda yenilenmemesine dayanarak davacının işe iade davası açmasının hukuken mümkün olmadığını, taraflar arasındaki ... sözleşmesinin belirli süreli ... sözleşmesi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyaya davalı tarafça sunulan tebliğ tebellüğ belgesi uyarınca fesih bildiriminin yapıldığı tarihin 15.....2016 olduğu, dava dilekçesinde ise fesih bildirim tarihinin 01.07.2016 olarak belirtildiği, 24.02.2017 tarihli duruşmada dinlenen tutanak tanıklarının 15.....2016 tarihli evrak altındaki imzanın kendilerine ait olduğunu, davacıya fesih bildiriminin Haziran ayında yapıldığını beyan ettikleri, işe iade davasının bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davaya konu uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğini, İlk Derece Mahkemesince görevsiz olmasına rağmen yargılama yapılıp karar tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığını, feshin haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Üniversitenin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu (2547 sayılı Kanun) kapsamında kurulmuş özel vakıf üniversitesi olduğu, Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin öğretim elemanlarını düzenleyen 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esaslarının 2547 sayılı Kanun'da devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabi olacağının ve bu personelin aylık hakları bakımından ise 4857 sayılı ... Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiği; belirtilen sebeplerle davacı vekilinin yargı yoluna ilişkin itirazının yerinde olmadığı, 01.07.2016 tarihli noter ihtarnamesinde davacıya fesih bildiriminin 15.....2016 tarihinde tebliğ edilmek istendiği; ancak davacının tebliğ almaktan imtina ettiğinin belirtildiği, 15.....2016 tarihli fesih bildirimine ise Hukuk Müşaviri ve İnsan Kaynakları Müdürünün, davacının imzadan imtina ettiğini belirtilerek imza attıkları, davalı işverence fesih bildirimine imzadan imtina şerhi düşen çalışanların tanık olarak dinletildiği ve bu tanıkların davacıya fesih bildiriminin yazılı olarak tebliğ edilmek istendiği; ancak davacının imzadan imtina ettiğini ifade ettikleri, davacı tanıklarından M.Ö. 'nün ise ''davacının ... akdinin Haziran ayında feshedildiğini kendisinden öğrendim'' şeklinde beyanda bulunduğu, açıklanan sebeplerle ... sözleşmesinin 15.....2016 tarihinde feshedildiğinin davacıya bildirilmesine rağmen işe iade davasının 01.08.2016 tarihinde bir aylık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açıldığının anlaşıldığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Yargıtay Kararı
Dairemizin 10.01.2019 tarihli ve 2018/4930 Esas, 2019/607 Karar sayılı oy çokluğuyla verilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 24.02.2017 olduğu, buna göre karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davacı vekiline 03.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği; ancak sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 17.04.2018 tarihinde karara karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulduğu, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
D. Bireysel Başvuru
Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
E. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 2019/8436 Başvuru numaralı ve 24.11.2021 tarihli kararında, mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği; başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin Dairemiz kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davanın adli yargı yoluna tabi olup olmadığı ve adli yargı yoluna tabi ise işe iade davasının kanunda öngörülen hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri, 2547 sayılı Kanun ile Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 23 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Dairemizin 10.01.2019 tarihli ve 2018/4930 Esas, 2019/607 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.