Logo

9. Hukuk Dairesi2022/14072 E. 2022/14443 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İş sözleşmesinin feshinin geçerli bir sebebe dayanıp dayanmadığı ve davacının işe iadesine karar verilip verilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin, fesih için ileri sürdüğü iddiaları ispatlayamaması ve fesih bildiriminde somut ve açık bir gerekçe sunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davacının işe iadesine karar veren hükmü onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 31. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 11. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.02.2019 tarihli ve 2018/6278 Esas, 2019/4305 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından bireysel başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2019/11821 Başvuru numaralı ve 23.11.2021 tarihli kararı ile Daire kararının, adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan mahkemeye erişim hakkının ihlali mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda Dairemizin 20.02.2019 tarihli ve 2018/6278 Esas, 2019/4305 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın ... sözleşmesine geçerli bir sebep olmaksızın son verildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, işe başlatılmaması hâlinde ödenmesi gereken tazminat ve boşta geçen süre ücretinin de hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ... sözleşmesine 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin "Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri " başlıklı (II) numaralı bendi uyarınca haklı sebeple son verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı işverence fesih ile ilgili herhangi bir delil sunulmadığı, ispat külfeti kendisinde olan davalının ... sözleşmesinin haklı ya da geçerli bir sebeple feshedildiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının davacının 5 aylık ücreti tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; ... sözleşmesine, 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendi uyarınca haklı sebeple son verildiğini, fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmesinin gerekmediğini, davacı asılın görevini gereği gibi yerine getirmemesi, görevinde ciddi zaafiyet ve ihmal göstermesi, iyiniyet kurallarına riayet etmemesi, doğruluk ve bağlılık esaslarına aykırı hareket etmesi sebepleriyle davalı Şirket tarafından yapılan feshin haklı sebebe dayalı olduğunu, davacının işyerine uyum sağlayamadığını, amirlerinin yazılı, sözlü uyarı ve emirlerine rağmen davranış ve performansında aynı özensizliği göstermeye devam ettiğini, İlk Derece Mahkemesinin savunma ve delilleri göz ardı ederek salt davacı tarafın beyanları ile hüküm tesis etmesinin kabulünün mümkün olmadığını, 5 aylık işe başlatmama tazminatının tespitine karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın niteliği gereği ispat yükü üzerinde olan davalı tarafın cevap dilekçesinin son sayfasında deliller arasında tanık deliline dayandığı, herhangi bir isim bildirmediği, İlk Derece Mahkemesinin 27.10.2016 tarihli duruşma tutanağında davalı tarafa tanık bildirmek üzere süre verildiği; ancak davalı taraf tanık listesi bildirmediği gibi tanık dinletme talebinde de bulunmadığı, istinaf aşamasında da tanığının dinlenmediğine yönelik bir istinaf sebebine yer vermediği; ayrıca cevap dilekçesi içeriğinde davacının ... sözleşmesinin haklı feshine neden olan olaylara ilişkin bir açıklama yapılmadığı, davacı tarafça 01.08.2016 tarihinde tebliğ alınan fesih bildiriminin ise "... ... akdiniz 01.8.2016 tarihi ile; tarafımıza herhangi bir başvuruda bulunmaksızın, işçi-işveren ilişkilerini sarsacak şekilde ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlarda bulunması sebebiyle ... sözleşmesinin 20.07.2016 tarihi itibariyle 4857 sayılı ... Kanunu'nun 25/2 Maddesinin "Ahlak ve iyi niyet kurallarını Uymayan Haller" hükmü gereğince sonlandırılmıştır." şeklinde yazıldığı, dolayısıyla fesih yazısı içeriğinde de davacının ... sözleşmesinin feshine neden olan davranışlara ilişkin bir açıklamanın yer almadığı, somutlaştırma yapılmadığı, davalı vekilince bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacı hakkında tutulan birtakım tutanaklardan söz edilmiş ise de bunların neye ilişkin olduğunun açıklanmadığı, dosya içerisinde de feshe neden olacak davranışları açıklayan tarzda bir tutanak bulunmadığı, açıklanan sebeplerle davacının işe iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak işe başlatma tazminatının 4 ay yerine 5 ay olarak belirlenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Yargıtay Kararı

Dairemizin 20.02.2019 tarihli ve 2018/6278 Esas, 2019/4305 Karar sayılı oy çokluğuyla verilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 13.04.2017 olduğu, buna göre karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davalı vekiline 07.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği; ancak sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 18.05.2018 tarihinde karara karşı davalı vekilince temyiz yoluna başvurulduğu, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

D. Bireysel Başvuru

Kesinleşen karara karşı davalı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

E. Anayasa Mahkemesi Kararı

1. Anayasa Mahkemesinin 2019/11821 Başvuru numaralı ve 23.11.2021 tarihli kararında, mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği; başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.

2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlâl edildiğine karar verilerek ihlâlin Dairemiz kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... sözleşmesinin feshinin geçerli bir sebebe dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının işe iadesine karar verilmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanunu'nun ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Dairemizin 20.02.2019 tarihli ve 2018/6278 Esas, 2019/4305 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.