Logo

9. Hukuk Dairesi2022/14705 E. 2022/15027 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işçinin kusuru nedeniyle üçüncü kişinin uğradığı zararın, işveren tarafından karşılanmasından sonra, işverenin işçiye rücu edip edemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işçinin, işverene ait aracı alkollü ve ehliyetsiz bir kişiye kullandırtması suretiyle asli borç ve özen yükümlülüğünü ihlal ederek trafik kazasına sebebiyet vermesi ve bu kaza nedeniyle işverenin üçüncü kişilere tazminat ödemek zorunda kalması nedeniyle oluşan zarardan, işçinin kusur oranı gözetilerek sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine ilişkin karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti

Davacı vekili; davalının, müvekkiline ait 07 SL 090 plakalı kamyonda şoför olarak çalışmakta iken sevk ve idaresinde bulunan bu aracı dava dışı ...a kullandırdığını, ...ın alkollü araç kullanırken 03.07.1994 tarihinde iki kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına sebep olacak şekilde kaza yaptığını, bunun üzerine Lüleburgaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/579 Esas sayılı dosyası ile ölen ve yaralananların hak sahipleri tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davası üzerine davacılar ile yapılan görüşme sonucunda anlaşma ile maddi ve manevi tazminat konusunda toplam 17.000,00 TL ödendiğini, 17.000,00 TL'nin taraflarına ödenmesi için ihtarname çektiklerini ancak bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek 17.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti

Davalı vekili; olayda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kendisinin aşırı alkollü olması ya da uyutulması sebebi ile dava dışı ...ın kamyonu kullandığı sırada kaza meydana geldiğini, kazanın iradesi dışındaki olaylar sonucu oluştuğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti

... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin ....07.2004 tarihli ve 2003/603 Esas, 2004/282 Karar sayılı davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Dairesince 21.04.2005 tarihli ve 2005/1330 Esas, 20005/6892 Karar sayılı ilâmı ile davanın ... mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuş olup ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.07.2005 tarihli ve 2005/349, 2005/290 Karar sayılı kararıyla bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda görevsizlik kararı verilmiştir.

Kararın davalı tarafından temyizi üzerine karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 14.....2016 tarihli ve 2016/13192 Esas, 2016/15165 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmiş ve dosya ... 3. ... Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

... 3. ... Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda 30.10.2017 tarihli ve 2016/596 Esas, 2017/653 Karar sayılı karar ile;

"... ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.07.2005 tarihli görevsizlik kararı davalı tarafa 22.04.2016 tarihinde, davacı tarafa 25.04.2016 tarihinde tebliğ olmuş, hüküm tarihi ile taraflara tebliğ tarihi arasında 10 yıldan fazla süe geçtiği anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler doğrultusunda bu sürede zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı da kanıtlanamadığından mahkeme kararı zamanaşımına uğramıştır. Yargıtay' ın onama kararı ise görevsizlik kararının onanmasına yönelik olduğu usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı kanaatine varıldığı..." gerekçesiyle davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir.

Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci

Kararın davacı vekilince temyizi üzerine Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı, Dairemizin 20.05.2019 tarihli ve 2019/4030 Esas, 2019/11385 Karar sayılı ilâmı ile; ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.07.2005 tarihli ve 2005/349 Esas, 2005/290 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bu kararı onadığı, Mahkeme kararına bağlanmış bir borcun söz konusu olmadığı, bu nedenle ilâm zamanaşımından söz etmenin mümkün olmadığı, Mahkemece davanın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken Mahkeme kararının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Temyiz

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe

1.Dava tarihi 30.05.2003 olmasına rağmen karar başlığında 30.05.2005 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.

2. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı işçinin kusuru nedeniyle üçüncü kişinin uğradığı zararın işveren tarafından karşılanmasından sonra, işçiye rücu edip edemeyeceğine ilişkindir.

Somut uyuşmazlıkta; davacı işveren, istihdam ettiği işçinin sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu zarar görene kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği ödediği tazminatı rücuen talep etmektedir. Uygulama ve doktrinde, işverenin yönetim hakkı çerçevesinde, işçinin işverene verdiği zararı tazmin edebileceği kabul edilmiştir.

İşçinin ... sözleşmesinden doğan temel borcu ... görme borcudur. İşçinin özen borcu ise bağımsız bir borç olmayıp ... görme borcu içinde yer alan ve onu tamamlayan bir yükümlülüktür. Bu yükümlülük, ... görme ediminin gereği gibi yerine getirilmesine hizmet etmekte ve bunun ihlali asli edim yükümlülüğünün ihlali anlamını taşımaktadır.

... kanunlarına aykırılığın sonuçları bu kanunlarda düzenlenmiştir; ancak işçinin özen borcu sadakat borcu gibi borçları, ... kanunlarında düzenlenmemiştir. Bu durumda 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) ilgili hükümlerinin uygulanması gerekecektir. ... sözleşmesinden doğan borçlarını ihlal eden işçinin, bu nedenle işverene vermiş olduğu zararı tazmin etmesine ilişkin esaslar 6098 sayılı Kanun'un 400 üncü maddesinde (olay ve dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 321 inci maddesi) düzenlenmiştir.

Tazminata konu olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunun mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 321 nci maddesi; " İşçi, taahhüt ettiği şeyi ihtimam ile ifaya mecburdur. Kasıt veya ihmal ve dikkatsizlik ile ... sahibine iras ettiği zarardan mesuldür. İşçiye terettüp eden ihtimamın derecesi, akde göre tayin olunur ve işçinin o ... için muktazi olup ... sahibinin malümu olan veya olması icabeden malümatı derecesi ve mesleki vukufu kezalik istidat ve evsafı gözetebilir." düzenlemesini içermektedir.

Belirtmek gerekir ki işçinin hukuki sorumluluğunun kabul edilebilmesi için işverenin mal varlığında istem dışı gerçekleşen bir azalmanın (zararın), işçinin sözleşmeye aykırı fiili ile zarar arasında uygun illiyet bağının ve işçinin kusurunun bulunması gerektiği açıktır.

Bu anlamda olmak üzere öncelikle tespit edilmesi gereken husus, işçinin yükümlülüklerini yerine getirirken kendisinden beklenen özene aykırı, diğer bir anlatımla kusurlu davranarak ... sözleşmesini ihlal etmesi ve bunun sonucunda işverene zarar vermesidir (Gaye Baycık, ...-İsviçre Hukukunda İşçinin Hukuki Sorumluluğu, ... 2015, s. 38,39).

Sorumluluk şartları gerçekleştiği takdirde zarar veren, zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermek zorundadır. Maddi tazminatın amacı, zarar verici olay meydana gelmese idi, zarar gören hangi durumda bulunacak idiyse o durumun yeniden kurulmasıdır. Başka bir deyişle maddi tazminat, zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi karşılamalı ve zararın tamamını gidermelidir. Zira tazminatın amacı, zarar vereni cezalandırmak veya zarar göreni zenginleştirmek değildir. Ancak zararlı sonucun doğmasına zarar veren yanında zarar görenin kusuru veya bazı durum ve davranışları ya da umulmayan olaylar da katkıda bulunmuşsa tazminattan belirli bir indirim yapılması hakkaniyete daha uygun düşmektedir.

İşveren açısından değerlendirme yapıldığında, işverenin müterafik kusur niteliği taşıyan davranışlarının, işçinin işe alınmasında özenli davranmaması, işçiye verilen talimatlar ve eğitimde kusurlu davranılması şeklinde karşımıza çıkabilir. Bu durumlarda da, işverenin müterafik kusur niteliği taşıyan davranışı dikkate alınarak işçinin sorumluluğu hafifletilir (Baycık, s. 189 ).

Somut olayda, davacıya ait ve davalının da içinde bulunduğu kamyon ile meydana gelen trafik kazasında iki kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına sebebiyet vermekten dolayı Lüleburgaz Asliye Ceza Mahkemesinin 1994/379 Esas sayılı dosyasında açılan davada kamyonu kullanan ...’ın, 19.03.1996 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre 8/8 tam kusurlu olduğu, maktuller Ü.G. ve G.Y. ile kazazede ... Y.'nin kusurlarının bulunmadığı tespit edilerek 03.07.1994 tarihinde tedbirsizlik ve dikkatsizlikle ölüme sebebiyet vermekten mahkumiyet kararı verildiği ve kararın kesinleştiği sabittir. Müteveffaların hak sahipleri A.G. ve çocuklarının Lüleburgaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/579 Esas sayılı dosyasında ... ve davacı ... hakkında maddi ve manevi tazminat istemi ile dava açtıkları, davanın sigorta şirketi ve davalı ...’a ihbar edildiği, aktüerya bilirkişisinden rapor alındığı görülmektedir. Ancak yargılama devam ederken tarafların 20.09.2002 tarihinde anlaşarak faizleri ve yargılama giderleri ile birlikte toplam 17.000,00 TL ödenmesi konusunda anlaşma tutanağı imzaladıkları, tutanağı Mahkemeye sunarak maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerinden maddi tazminat taleplerinin reddine, manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verildiği, ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve görevsizlik nedeniyle ... mahkemesinde yargılamaya devam edilen işbu davada davacı işverenin hak sahiplerine yaptığı ödemeyi davalı işçiden talep ettiği anlaşılmaktadır.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; üçüncü kişi konumundaki dava dışı sürücü ...ın alkollü ve aşırı hızlı bir şekilde davacı işveren ...'e ait aracı kullanırken yerleşim yerinde direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu kazanın meydana geldiği, bir işverenin çalışanına karşı özen yükümlülüğü bulunmakla birlikte buradaki akdi yükümlülüğünün sınırsız olmadığı, eğer zararlandırıcı olay üçüncü kişinin ağır kusurundan kaynaklanmışsa ve/veya olayın oluş şekline göre taraflara atfedilecek hiçbir kusur bulunmadığı anlaşılıyorsa illiyet bağının kesilmesinin söz konusu olduğu, zararlandırıcı dava konusu olayda işverenin özen yükümlülüğü kapsamında alabileceği bir tedbiri olmadığından işverenin sorumluluğunu gerektirecek bir kusurunun olduğundan bahsedilemeyeceği; bu nedenle olayın meydana gelmesinde davacı işveren ...'ün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, dava konusu kazada kazaya karışan aracın sürücüsü olmadığı tespit edildiğinden davalı işçi ...'ın da kusurunun bulunmadığı, dava dışı sürücü ...ın yönetimindeki araç ile seyri sırasında dikkatini yola vermeyip aldığı alkolün etkisi ile kişilerin ..., sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde araç sevk ve idare ettiğinden trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu kanaati ile dava dışı ...ın %100 kusurlu olduğu, davacı işveren ... ile davalı işçi ...'ın kusurunun bulunmadığı tespiti yapılmış ve Mahkemece bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunun, meydana gelen kazada cezai sorumluluğun tespiti yönünden ceza dosyasında alınan Adli Tıp Kurumunun sürücü ...ın (8/8) tam kusurlu olduğuna ilişkin 19.03.1996 tarihli rapora dayandığı, kazanın meydana gelmesindeki kusurun tespit edildiği, işbu davadaki taleplerin dayanağı olan işçi işveren ilişkisi içinde sorumluluğun belirlenmesi yönünden herhangi bir tespit içermediği, bu nedenle dava konusu uyuşmazlığın çözümü için esas alınamayacağı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85 ve 86 ncı maddesinde işletenin sorumluluğu düzenlenmiştir. İşletenin, işletilme hâlinde olan araçların meydana getirdiği kazadan doğan sorumluluğu tehlike sorumluluğu/kusursuz sorumluluk olup işletenin bu sorumluluğu bertaraf edebilmesi için en başta kazanın meydana gelmesinde kendisine veya eylemlerinden sorumlu bulunduğu kimselere yüklenebilecek bir kusur bulunmamalı ve araçtaki bozukluk kazanın oluşumunda rol oynamamalıdır. Yani işleten/işveren davacının, sorumluluktan kurtulabilmesi için davalı işçinin de bu kazanın meydana gelmesinde sorumlu olmaması gerekir.

Somut olayda, olay gününe ilişkin davalının ve dava dışı ...’ın ceza dosyasındaki 03.07.1994 tarihli ifadelerine bakıldığında, davalının, arkadaşı ... ile alkol aldıkları, davalının çok içtiği için kendinden geçtiği, saat 24.23 sıralarında birlikte kamyona bindikleri, kamyonu ehliyetsiz olan ...’ın kullandığı, kaldırıma çıkarak bu sırada kaldırımda yürüyen şahıslara çarptıkları, ancak durmaksızın yola devam ettikleri, Ü.G. ve G.Y.'ninn ölümüne, ... Y.'nin ise yaralanmasına sebebiyet verdikleri anlaşılmaktadır. Davalı işçi, davacı ile aralarındaki ... ilişkisi nedeniyle kendisine görevi gereği teslim edilen kamyonu dikkatli ve sorumlu bir şekilde kullanmak ve aracı denetlemekle yükümlü olmasına rağmen özen borcuna aykırı hareket ederek aracı alkollü ve ehliyetsiz olan ...’ın kullanımına bırakmış ve bu şekilde aracı kullanan ... kazaya sebebiyet vermiştir. Bu kaza nedeniyle hak sahipleri tarafından Lüleburgaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/579 Esas sayılı dosyasında ... ve davacı ... aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, dava, davalı işçi ...’a ihbar edilmesine rağmen davaya katılmadığı, aktüerya bilirkişisi tarafından tespit edilen maddi tazminat miktarı esas alınarak yargılama sonucu beklenmeksizin davacı ile hak sahipleri arasında 20.09.2002 tarihinde anlaşma yapıldığı görülmektedir. Anlaşma tutanağında yer alan “Maddi ve manevi tazminat haklarımıza, faizlerine ve mahkeme harç ve masraflarına karşılık olmak üzere toplam 17.000.000.000(Onyedimilyar) TL’yi nakit olarak kazaya aracı ile karışmış olan ...’den almış olduğumuzu beyan ederiz.” şeklindeki ifadeden davacı işveren tarafından hak sahiplerine ödeme yapıldığı, bu şekilde davalı işçinin kendisinden beklenen özene aykırı, diğer bir anlatımla kusurlu davranarak ... sözleşmesini ihlal ettiği ve bunun sonucunda işverene zarar verdiği anlaşılmaktadır.

Dava hukuki niteliği itibarıyla rücuen tazminat davasıdır. Rücuen tazminat davasında iç ilişkide tarafların kusur oranları belirlenerek sonuca gidilmesi gerekir. Bu itibarla Mahkemece yapılacak ...; sözleşme ilişkisi içerisinde tarafların yüklendikleri sorumluluklar dikkate alınarak zararın meydana gelmesindeki kusur oranlarının tespiti için alanında uzman kişilerden bilirkişi raporu alındıktan sonra tespit edilen kusura göre tarafların sorumlulukları belirlenerek davacının talebi hakkında bir karar vermektir.

Bu itibarla eksik incelemeye dayalı, trafik kazasının meydana gelişindeki kusurun belirlendiği bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 23.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.