"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
Taraflar arasındaki feragat beyanının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli ve 2018/210 Esas, 2019/220 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 10.12.2019 tarihli ve 2019/3814 Esas, 2019/3502 Karar sayılı kararı ile dava dosyasına konu temel ilişkinin ... sözleşmesinden kaynaklandığı, görevsizlik kararı verilerek ... mahkemesi sıfatıyla yargılamanın yürütülmesi ve basit yargılama usulü hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı üzerine ... mahkemesi sıfatıyla yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünde (BUSKİ) çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) düzenlemesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (B) bendi kapsamında atanma hakkının doğduğunu, BUSKİ tarafından gerek cep telefonuna mesaj atılarak ve gerekse telefonla aranarak taşeron işçisi olmasından kaynaklanan tüm dava ve icra takiplerinden derhâl feragat etmesi hususunda kendisine baskı yapıldığını, davacının 696 sayılı KHK ile tanınan bu haklarını kaybetmemek için davalı Elektrik Üretim AŞ'ye (...) karşı açmış olduğu davalardan ve icra takibinden feragat etmek zorunda kaldığını, ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2017/517 Esas sayılı dosyasına ve ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2016/727 Esas, 2017/410 Karar sayılı kararına ilişkin ... 2. İcra Müdürlüğündeki 2017/11571 Esas sayılı takip dosyasına 22.02.2018 tarihinde feragat dilekçesi gönderdiğini, davacının çalıştığı BUSKİ tarafından feragat konusundaki baskıların feragat tarihinden sonra da devam ettiğini, BUSKİ tarafından gönderilen son mesajda ise sadece BUSKİ ve Binted Şirketine karşı açılan dava ve icra takiplerinden feragat edildiğine ilişkin evrak getirmeleri gerektiğinin belirtildiğini, BUSKİ tarafından aceleye getirilerek ve hatalı uygulamalar sonucunda davacının gereksiz yere feragat etmek durumunda bırakıldığını ve iradesinin BUSKİ tarafından fesada uğratıldığını ileri sürerek ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2017/517 Esas sayılı dosyasına ve ... 2. İcra Müdürlüğündeki 2017/11571 Esas sayılı takip dosyasına sunulan feragat beyanlarının iptaline ve feragat beyanları hiç yapılmamış gibi dava ve takibin aynen devamına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hukuki yarar yokluğu ve kesin hüküm nedenlerinden dolayı reddini talep ettiklerini, davacının feragat beyanının herhangi bir baskı altında kalmaksızın kendi rızasıyla gerçekleştiğini, davacının feragat beyanının kesin hüküm teşkil etmesi nedeniyle bu talebinden dönemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının feragat beyanına ilişkin olarak irade sakatlığı hâllerinin somut olayda mevcut olmadığı, davacının neticelenmiş bir davasının mevcudiyeti ile icra takibine başlamış olduğu, her ne kadar hataya düştüğüne dair davacı vekilinin beyanı var ise de kişinin kendi hatasından yararlanamayacağı, dosya geneline ilişkin olarak ise feragat beyanı için davacıya yönelik bir korkutma ve hilenin mevcut olmadığı, yararlanmak istediği Kanun Hükmünde Kararname hükmünün açık olduğu, bu nedenle davacının yanılmasından da söz edilemeyeceği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 307 nci maddesinde düzenlenen davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçme hâlinin dosya kapsamına yansımış bulunduğu, aynı mahiyette görülen 2018/73 Esas, 2019/68 Karar sayılı ret kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 02.07.2019 tarihli ve 2019/5201 Esas, 2019/14808 Karar sayılı onama ilâmı ile kesinleşmesi de gözetilerek davacının, feragat beyanlarının geçersiz sayılmasına ve takibe kaldığı yerden devamına karar verilmesine ilişkin talebinin reddine karar vermek gerektiği belirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının, 696 sayılı KHK'nın yayımlanmasını takiben taşeron işçi olarak çalışmakta olduğu BUSKİ'ye kadroya alınması için başvuruda bulunduğunu, BUSKİ tarafından gerek cep telefonuna mesaj atılarak ve gerekse telefonla aranarak alt işveren işçisi olmasından kaynaklanan tüm dava ve icra takiplerinden derhâl feragat etmesi hususunda davacıya baskı yapıldığını, feragat belgeleri getirilmediği takdirde kesinlikle kadroya geçişinin olmayacağının bildirildiğini, davacının 696 sayılı KHK ile tanınan bu haklarını kaybetmemek için ...'a karşı açmış olduğu davalardan ve icra takibinden feragat etmek zorunda kaldığını, bu şekilde iradesinin fesada uğratıldığını, bu nedenle davadan feragat beyanının geçersiz olduğunun kabulüyle gerek ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2017/517 Esas sayılı dava dosyasındaki, gerekse ... 2. İcra Dairesinin 2017/11571 Esas sayılı ilâmlı takip dosyasındaki feragat beyanlarının iptaline karar verilmesi gerekirken bu taleplerinin reddine dair kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 375 sayılı Kanun hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesinin kamuda taşeron işçilerinin kadroya geçebilmesini bir takım haklardan feragat edilmesi şartına bağladığı, yapılan düzenleme ile işçilerin ancak çalıştıkları döneme ilişkin açtıkları davalardan ve/veya icra takiplerinden ve hatta bu davalar neticesinde kazandıkları haklardan ve alacaklardan feragat ettiklerini kabul ettiklerine dair yazılı bir sulh sözleşmesi ile beyanda bulunmaları hâlinde kadroya alınmaları için başvurabileceklerinin belirtildiği, dosyada mevcut kayıtlardan davacının, dava dışı ... Büyükşehir Belediyesinin iştiraklerinden olan ve 6102 sayılı ... Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulan Binted ... İnsan Kaynakları Eğt. Dan. Hiz. İnş. ve Tic. Ltd. Şti.nde 696 ve 375 sayılı KHK'lar uyarınca 01.04.2018 tarihinde sürekli işçi statüsüne alındığının görüldüğü, somut olayda; davacının ... 2. İcra Dairesinin 2017/11571 sayılı dosyasından (aynı Mahkemenin 2017/517 Esas, 2018/64 Karar sayılı kesinleşen kararına dayalı olarak) yaptığı ilâmlı icra takibinden kadroya geçmek amacıyla 22.02.2018 tarihinde feragat ettiği ve icra takibinin bu nedenle düştüğü, feragatin kadroya geçmek için şart olarak öngörüldüğü, davacının kadroya geçmeyi tercih ettiği; hata, hile veya tehdide maruz kalarak iradesinin sakatlandığına ilişkin delil olmadığının anlaşıldığı, Mahkemenin davanının reddine ilişkin kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının feragat etmiş olduğu dava konusu alacakların, ...'a bağlı ... Termik Santrali İşletmesinde çalışmış olduğu dönemde yürürlükte olan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden kaynaklanan vardiya tazminatı alacağı olduğunu, feragat edilen icra takibine konu alacakların ise davacının aynı şekilde toplu ... sözleşmesi hükümlerinden kaynaklanan ücret farkı, ... güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım ve ilave tediye alacakları olduğunu, bu dava ve alacak kalemlerinin, 696 sayılı KHK'da feragat edilmesi gerektiği belirtilen dava ve alacaklar kapsamına girmediğini, davacı ve diğer alt işveren çalışanlarına, BUSKİ tarafından gerek telefonla aranarak ve gerekse telefona gönderilen mesajlar ile baskı yapılarak, davacının ...'a karşı açmış olduğu dava ve takiplerden de feragat etmesi için bildirimde bulunulduğunu, dinlenen tanık beyanlarının da davacının kadroya geçebilmek için davadan feragat etmeye mecbur olduğunun söylenmesi sonucu etki altında olduğunu beyan ettiklerini ve bu beyanların da iradesinin fesada uğratıldığının açık bir göstergesi olduğunu, hayatın olağan akışında, ... geçim kaynağı emeği olan ve asgari ücretin biraz üzerinde ücret alan bir işçinin, avukatına vekâlet ücreti ödemek zorunda kalarak çalışmasının karşılığı olan alacaklarından ve yapmış olduğu yargılama giderlerinden, karşılıksız olarak ... lehine kendi serbest iradesi ile vazgeçmesinin akla ve mantığa uymadığını; davacının, davasından feragat etmesi gerektiğine inandırıldığını, feragat etmezse kadroya geçemeyeceği Kurum yetkilileri tarafından söylendiği için feragat işlemini gerçekleştirdiğini, BUSKİ'nin dosya içindeki yazısından da bunun anlaşılacağını belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2017/517 Esas sayılı dosyasına ve ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2016/727 Esas, 2017/410 Karar sayılı kararına ilişkin ... 2. İcra Müdürlüğündeki 2017/11571 Esas sayılı takip dosyasına verdiği dilekçelerdeki feragat beyanlarının geçerli olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 309 uncu, 310 uncu maddeleri, aynı Kanun'un "Feragat ve kabulün sonuçları" kenar başlıklı 311 inci maddesi şöyledir;
"Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.”
2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) "Yanılmanın hükümleri" kenar başlıklı 30 uncu maddesi şöyledir;
"Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz."
3. 6098 sayılı Kanun'un "Yanılma hâlleri" kenar başlığı ile "a.Açıklamada yanılma" alt başlıklı 31 inci maddesi şöyledir;
"Özellikle aşağıda sayılan yanılma hâlleri esaslıdır:
1. Yanılan, kurulmasını istediği sözleşmeden başka bir sözleşme için iradesini açıklamışsa.
2. Yanılan, istediğinden başka bir konu için iradesini açıklamışsa.
3. Yanılan, sözleşme yapma iradesini, gerçekte sözleşme yapmak istediği kişiden başkasına açıklamışsa.
4. Yanılan, sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi dikkate almasına karşın başka bir kişi için iradesini açıklamışsa.
5. Yanılan, gerçekte üstlenmek istediğinden önemli ölçüde fazla bir edim için veya gerçekte istediğinden önemli ölçüde az bir karşı edim için iradesini açıklamışsa.
Basit hesap yanlışlıkları sözleşmenin geçerliliğini etkilemez; bunların düzeltilmesi ile yetinilir."
4. Aynı Kanun'un "b.Saikte yanılma" alt başlıklı 32 nci maddesi ise şöyledir;
"Saikte yanılma, esaslı yanılma sayılmaz. Yanılanın, yanıldığı saiki sözleşmenin temeli sayması ve bunun da ... ilişkilerinde geçerli dürüstlük kurallarına uygun olması hâlinde yanılma esaslı sayılır. Ancak bu durumun karşı tarafça da bilinebilir olması gerekir."
5. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü maddesinin ilgili fıkraları şöyledir;
" 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında; ödemeleri merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, ... hizmetleri ve spor il müdürlüğü bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden karşılanan 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanlar;
a) 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6), (7) ve (8) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartları taşımak,
b) Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanmamış olmak,
c) Bu kapsamda çalıştırılmalarına ilişkin olarak açtıkları davalardan ve/veya icra takiplerinden feragat edeceğine dair yazılı beyanda bulunmak,
ç) En son çalıştığı idare ile daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı ... sözleşmelerinden dolayı bu madde ile tanınan haklar karşılığında herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğine dair yazılı bir sulh sözleşmesi yapmayı kabul ettiğini yazılı olarak beyan etmek,
kaydıyla, bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on gün içinde idaresinin hizmet alım sözleşmesinin yapıldığı birimine, sürekli işçi kadrolarında istihdam edilmek üzere yazılı olarak başvurabilirler. Başvuranların şartları taşıyıp taşımadıklarının tespiti, bu tespite itirazların karara bağlanması, şartları taşıyanların idarelerince belirlenen usul ve esaslara göre yapılacak yazılı ve/veya sözlü ya da uygulamalı sınava alınması, sınav sonuçlarına itirazların karara bağlanması ve sınavda başarılı olanların kadroya geçirilmesine ilişkin süreç bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren doksan gün içinde idarelerince sonuçlandırılır. Sınavlarda başarılı olanlar, varsa bu fıkranın (c) bendinde öngörülen davalardan feragat ettiklerini tevsik eden belgeyi ve/veya icra takibine konu alacaktan feragat ettiğine dair icra müdürlüğünden alınacak belgeyi ibraz etmek, bu fıkranın (ç) bendinde öngörülen sulh sözleşmesini ibraz etmek ve öngörülen şartları taşımaya devam etmek kaydıyla, sınav sonuçlarının kesinleşmesini müteakip, her bir sözleşme itibarıyla, yüklenicinin hakedişlerinin ödendiği bütçe, teşkilat ve birim/yerleşim yeri adına vize edilmiş sayılan sürekli işçi kadrolarına idarelerince topluca geçirilir. Bu fıkra kapsamında feragat edilen davalara veya takiplere ilişkin yargılama ve takip giderleri davacı veya takip eden üzerinde bırakılır ve taraflar lehine vekalet ücretine hükmolunmaz, hükmedilenler tahsil edilmez ve bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar tahsil edilenler ise iade edilmez. Bu fıkra kapsamında yapılacak sulh sözleşmelerinden damga vergisi alınmaz...”
6. Hukuk Genel Kurulunun 14.10.2021 tarihli ve 2017/1-1274 Esas, 2021/1242 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şöyledir:
"...
6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun (TBK) 1. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 1.) maddesinde sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirlerine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı hüküm altına alınmıştır. Sözleşmenin kurulması sırasındaki irade açıklaması (beyanı) açık veya örtülü olabilir. Ancak kişilerin işlem (sözleşme) iradelerinin sağlıklı olması ve gerçek iradelerini yansıtması büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü irade açıklaması, bir hukukî işlemin temel kurucu unsurudur. Bu nedenle hukukî işlemin geçerli ve amacına uygun bir hukukî sonuç doğurabilmesi için o hukukî işlemi yapan kişi veya kişilerin sağlıklı bir şekilde oluşmuş iradelerinin bulunması ve yine bu iradelerinin istenilen hukukî sonuca uygun şekilde açıklanması gerekmektedir.
Bazı durumlarda ise kişinin işlem iradesi oluşum ya da açıklama aşamasında sakatlanabilir. Bu sakatlık, iradenin özgür bir biçimde oluşmadığını veya gerçek iradeye uygun şekilde açıklanmadığını gösterir. Bir sözleşme yapılırken taraflardan birinin işlem iradesinin oluşum veya beyanı aşamasında ortaya çıkan bu sakatlıklara irade bozukluğu denir.
İrade bozukluğu hâlleri mülga 818 sayılı BK’da 'Rızadaki fesat' başlığı altında 'Hata', 'Hile' ve 'İkrah' olarak 23 ila 31. maddeler arasında hükme bağlanmış iken, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’da ise 30 ila 39. maddeleri arasında 'Yanılma', 'Aldatma' ve 'Korkutma' başlıkları altında düzenlenmiştir.
Kanunlarımızda iradeyi bozan sebepler üç durum olarak hüküm altına alınmış olup, yanılma (hata), aldatma (hile) ve korkutma (ikrah) gerçekleşme biçimleri bakımından birbirinden farklıdırlar. Ayrıca irade bozukluğu sadece sözleşmelere özgü bir sakatlık hâli olmayıp, ... taraflı hukukî işlemler için de geçerlidir.
Yanılma (hata); iç irade ile beyan arasında istemeyerek meydana gelen bir uygunsuzluk hâlidir. Diğer bir anlatımla hata, bir hukukî işlem yaparken irade beyanında bulunan kimsenin düşünmediği, arzu etmediği bir husus için istemeyerek iradesini beyan etmesidir. İradesini beyan etmek isteyen kimse, kendi dalgınlığı veya yanlış anlaması sonucunda gerçek iradesini istemediği bir şekilde açığa vurmuş olabileceği gibi; hata, beyanda bulunan kişinin dışında ortaya çıkan bir takım nedenlerden ötürü de olabilir. Böylelikle kişi, gerçek iradesine uymayan bir beyanda bulunarak iradesini sakatlamaktadır. Yanılgıya düşen kişi karşı tarafın bir etkisi veya kusuru olmaksızın iradesine uygun olmayan bildirimde bulunmaktadır.
Aldatma (hile) ise; genel olarak, bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı korumak yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hilede irade sakatlığı iradenin beyanında değil, oluşumunda meydana gelmektedir. İradenin oluşumundaki sakatlık ise kişinin kendisi dışında başka birinin kasıtlı bir aldatma fiiliyle gerçekleşmektedir. Aldatan, sözleşmenin yapılması ve özellikle görüşmeler sırasında, belirli konu ve hususlarda doğru olmayan bilgiler vermekte veya bazı hususları dürüstlük kuralına göre açıklaması gerekirken kasten gizlemektedir. Bu bağlamda, hilenin bizzat sözleşmenin karşı tarafınca yapılabileceği gibi üçüncü bir kişi tarafından da yapılabileceği belirtilmelidir."
7. ...'ın 22.09.2016 tarihli ve 29835 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ana Statüsü'nün "Hukuki statü" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir;
"TETAŞ, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür."
3. Değerlendirme
1.Somut olayda; davacı tarafından ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2017/517 Esas sayılı dosyasında davalı ... aleyhine açılan davada toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan vardiya tazminatı alacağının talep edildiği, 01.02.2018 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, davalı tarafın karara karşı istinaf talebinde bulunduğu, davacı vekilinin 22.02.2018 tarihinde Mahkemeye “Davacısı bulunduğum 2017/517 esas sayısında kayıtlı bulunan davamdan (696 sayılı KHK’nın 127.maddes ile 375 sayılı KHK ye eklenen geçici 24.madde gereği) feragat ediyorum.” şeklinde feragat dilekçesi sunduğu görülmektedir. Davacı vekili, davacının feragat dilekçesini BUSKİ tarafından yanlış yönlendirilmesi nedeniyle kadroya geçme baskısı altında verdiğini belirterek işbu dosyada belirttiği sebepler ve ekinde belge asılları ile birlikte feragat beyanının iptali ve yargılamaya devam olunması talebiyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2018/1337 Esas sayılı dosyasına 20.04.2018 tarihli dilekçe vermesine rağmen; Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesine aykırı bir şekilde bu talebi hakkında herhangi bir karar verilmeksizin 10.05.2018 tarihinde davalının istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir. Davacının ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2016/727 Esas sayılı dosyasında davalı ... aleyhine açtığı davada ise toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan ücret farkı, ... güvenliği tazminatı, ikramiye, sosyal yardım, ilave tediye alacaklarını talep ettiği ve Mahkemece alacaklarının kabulüne karar verildiği, bu kararda hüküm altına alacakların ... 2. İcra Müdürlüğünün 2017/11571 sayılı dosyasında ilâmlı icra takibiyle talep edildiği, davacının feragat dilekçesi vermesi üzerine ... 2. İcra Müdürlüğü tarafından “... icra dosyası alacağı tüm ferileriyle 696 sayılı KHK 127 maddesi ile 375 sayılı KHK ya eklenen geçici 24 maddesi gereğince feragat edildiğinden icra dosyası fergata kapatılarak işlemden kaldırılmış olup isteği üzerine kendisine verilmiştir.” şeklinde karar verilerek dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
2. Davalı ..., 22.09.2016 tarihli ve 29835 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ana Statüsü'nün "Hukuki statü" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasına göre iktisadi devlet teşekkülü olup 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kuruluşlardan olmadığından Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan "Bu kapsamda çalıştırılmalarına ilişkin olarak açtıkları davalardan ve/veya icra takiplerinden feragat edeceğine dair yazılı beyanda bulunmak," şartının ...'a karşı açılan dava ve icra takipleri için uygulanamayacağı anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davacı kanunen feragat etme zorunluluğu bulunmamasına rağmen dava ve icra takibinden feragat etmiştir.
3. Dosya içeriğindeki BUSKİ tarafından davacıya gönderilen mesajlar incelenmiş olup bu mesajlara ilişkin olarak BUSKİ'nin 10.04.2018 tarihli yazısında yer alan "Kurumumuz tarafından, personelimizin İdaremize karşı var ise dava ve icra takibinin düştüğüne dair bildirim yapması gerektiği amacıyla gönderilen mesajı, söz konusu personelimiz yanlış yorumlayıp Kamu Kurum ve Kuruluşlarına olan tüm dava ve icra takiplerinden feragat edecekmiş gibi algılamış olup ..." şeklindeki ifadelerinden, davacının gönderilen mesajlar ile yanıldığı BUSKİ tarafından da kabul edilmiştir.
4. Davacının kanunen zorunlu olmadığı hâlde kendisi için ağır bir sonuç elde etmesine neden olacak şekilde dava ve icra takibinden feragat beyanında bulunduğu, 6098 sayılı Kanun'un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (2) nci bendinde; "Yanılan, istediğinden başka bir konu için iradesini açıklamışsa" ve (5) inci bendinde; "Yanılan, gerçekte üstlenmek istediğinden önemli ölçüde fazla bir edim için veya gerçekte istediğinden önemli ölçüde az bir karşı edim için iradesini açıklamışsa" düzenlemeleri gereğince davacının iradesinin esaslı yanılma hâlleri ile sakatlandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla 6100 sayılı Kanun'un 311 inci maddesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.