"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2020/363 E., 2022/459 K.
TEREKE İDARE MEMURU : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 16.01.2014
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı tereke idare memuru vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 05.10.2007-20.12.2013 tarihleri arasında garson olarak çalıştığını, net 1.400,00 TL ücret aldığını ve bu ücretin bahşişlerle birlikte net 4.000,00 TL olduğunu, asgari ücret kısmının bankadan diğer kısmının elden ödendiğini, müvekkilinin, ... sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, çekilen noter ihtarnamesine rağmen alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 01.04.2012 tarihinde işyerinde çalışmaya başladığını, bu tarihten önce çalışmasının bulunmadığını, haksız olarak işi bıraktığını, en son brüt ücretinin 1.015,00 TL olduğunu, fazla çalışma tahakkukları nedeniyle aldığı ücretin her ay değişebildiğini, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, eğer çalışma saatleri uzar ise fazla çalışma ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.04.2016 tarihli ve 2014/48 Esas, 2016/353 Karar sayılı kararı ile davacının ... sözleşmesini haklı olarak feshettiğinin kabulüyle kıdem tazminatı talebinin kabulüne, ödenmeyen ücret alacaklarının bulunması nedeniyle fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil, yıllık izin ve eksik ödenen ücret alacaklarının kabulü ile ispatlanamayan hafta tatili ücret alacağının reddi suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16.09.2020 tarihli ve 2016/20529 Esas, 2020/7992 Karar sayılı ilâmı ile özetle yapılan işin niteliği, davacı tanık beyanları ve emsal ücret araştırmasına göre davacının ... ücret + bahşiş usulü ile çalıştığı anlaşılmakla kabul edilen ücret seviyesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak fazla çalışma, yıllık izin ile ... bayram ve genel tatil ücretlerinin davacının aldığı bahşiş miktarı eklenmeksizin brüt 1.678,53 TL üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğu, aylık 2.000,00 TL bahşiş miktarı da eklenerek davacının temel ücretinin belirlenmesi ve alacak taleplerinin buna göre değerlendirilmesi gerektiği, davacının davalı işyerinde garson olarak ... ücret ve bahşiş karşılığı çalıştığı ve aylık brüt 1.678,53 TL sabit ücretin yanı sıra aylık 2.000,00 TL bahşiş aldığı kabul edilmekle bu husus gözetilerek bahşiş üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden 0,5 çarpanıyla, ... ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise 1,5 çarpanıyla hesaplama yapılması gerektiği, yine fazla çalışma ücretine ilişkin olarak dosyada mevcut imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunan bazı dönemler dışlanarak hesaplama yapılmış ise de bordroların gerçek ücreti yansıtmadığı dosya içeriği ile sabit olduğundan fazla çalışma ücretinin gerçek ücret üzerinden ve yukarıda belirtilen usulle hesaplanarak tahakkuk bulunan dönemlerin mahsup edilmesi suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği, davacının 08.01.2014 tarihinde davalıya ihtarname keşide ederek ... sözleşmesini haklı sebeple feshettiği ve alacak taleplerinin ödenmesini talep ettiği sabit olup ihtarnamenin tebliğ tarihi tespit edilerek faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekirken dava ve ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, fazla çalışma, yıllık izin ile ... bayram ve genel tatil ücretlerinin davacının ... ücret+bahşiş tutarından oluşan temel ücreti üzerinden hesaplandığı, davacıya ... ücrete ilaveten bahşiş ödenmesi usulü öngörüldüğünden fazla çalışma ücretinin hesaplamasında temel ücret, ... ücret kısmı ile prim kısmı birbirinden ayrılarak prim üzerinden hesaplanacak kısımda sadece zam nispeti üzerinden 0,5 çarpanıyla, ... ücret üzerinden hesaplanacak kısımda ise 1,5 çarpanıyla hesaplama yapıldığı, diğer taraftan ücret bordrolarının gerçek ücreti yansıtmadığı dosya içeriği ile sabit olduğundan bu defa fazla çalışma ücreti gerçek ücret üzerinden ve yukarıda belirtilen usulle hesaplanarak tahakkuk bulunan miktarların mahsup edildiği, faiz başlangıcı açısından davacının davalıya ihtarname göndererek alacaklarını talep ettiği, ihtarnamenin davalıya 10.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede alacakların ödenmesi için süre tanınmadığı görülmekle temerrüt tarihinin 11.01.2014 olduğu ve bu tarihten faiz başlatıldığı, hesaplamalara yönelik ayrıntıların bozma sonrası alınan 23.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı, bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamaların dosya kapsamına ve bozma ilâmına uygun olduğu ve hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Davalı ...'un yargılama aşamasında 01.12.2020 tarihinde vefatı üzerine mirasçıları mirası reddetmiş bu husus mahkeme kararı ile kesinleşmiş olup davalı adına tereke dosyası açılarak tereke tasfiye memuru olarak atanan kişi ile vekili Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Tereke tasfiye memuru vekili; müteveffanın terekesi iflas hükümlerine göre tasfiye edilmekle, bu dava ile talep edilen alacakların kabul edilebilmesi ve nihayetinde düzenlenecek sıra cetvelinde yer alabilmesi için alacak talebinin Mahkemece tespiti gerektiğini, bu nedenle öncelikle bu davanın kayıt kabul davasına dönüştüğünün tespitine karar verilmesi gerektiğini, bu husus talep edildiği hâlde Mahkemece bu talep reddedilerek yargılamaya devam edilmesi ve esas hakkında karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu sebeple öncelikle talep doğrultusunda bu davanın kayıt kabul davasına dönüştüğünün tespitine karar verilmesi için dosyanın Mahkemeye geri çevrilmesi gerektiğini, Mahkemenin aksi kanaatte olması hâlinde, cevap dilekçesindeki zamanaşımı başta olmak üzere esasa yönelik savunmalarını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, hesaplamalara esas ücretin tespiti, davacının fazla çalışma ücretinin hesap yöntemi, alacak kalemlerine uygulanacak faizin başlangıç tarihi, işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında talep edilen alacaklar hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinin uygulama alanı bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası
, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32 ve 41 inci maddeleri, 2004 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı vekilinin UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda 10.11.2022 kayıt tarihli "Temyize Cevap Veren Davacı" başlıklı dilekçesi, herhangi bir temyiz talebi içermemekle birlikte, davacı vekili bu dilekçesinin sonuç kısmında 10.11.2022 tarihli dilekçelerine göre düzeltilerek onama kararı verilmesini istemiş ise de 10.11.2022 tarihli dilekçesinin bahsi geçen bu temyize cevap dilekçesi olduğu, hangi konuda düzeltilerek onama istendiğinin ise dilekçe içeriğinde belirtilmediği, davacı vekilinin bahsi geçen 10.11.2022 tarihli temyize cevap dilekçesinden başkaca bir dilekçesinin dava dosyası içerisinde veya UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz harcı da yatırılmayan bu dilekçesinin başlığında belirtildiği üzere temyize cevap dilekçesi olduğu tespit edilerek bu dilekçe hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Tereke tasfiye memuru vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.