Logo

9. Hukuk Dairesi2022/16015 E. 2023/277 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği, davacının işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ve davalı lehine vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği hususları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıya bilirkişi raporunun usulüne uygun tebliğ edilmemesi ve ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edilmemesi nedeniyle hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği, ayrıca asgari geçim indirimi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken talebi aşar şekilde kabul edilmesi hatalı görülerek, temyiz edilen mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

SAYISI : 2014/593 E., 2016/2 K.

DAVA TARİHİ : 18.11.2014

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... İnş. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... sözleşmesinin haksız olarak sona erdirildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık ücretli izin, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil, asgari geçim indirimi alacaklarının müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar Maken Madencilik Ltd. Şti. ve Özak İnşaat Taah. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçelerinde; zamanaşımı def'i ile yetki itirazında bulunduklarını, davacının 13.09.2014 tarihinde keyfî bir şekilde işi bıraktığını, davacı tarafın her iki müvekkili Şirkette belirli süreli ... sözleşmesi ile çalıştığını, davacının fazla çalışması bulunmadığını, davacının müvekkili Şirketlerdeki çalışması bir yılın altında olduğundan yıllık izin talep edemeyeceğini, işyeri mevsimlik olduğundan davacının yıllık ücretli izin alacağı talep etme hakkı bulunmadığını, hafta tatilinde, resmî ve dinî bayramlarda çalışmadığını, kötüniyetli olduğunu savunarak işbu davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... AŞ cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıların işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, bilirkişi raporunda tespit edilen ücretin davacının aylık ücreti olduğu, davalı tarafından yıllık izin kullandığına ilişkin bilgi belge sunulmadığından davacıya kanunî yıllık izin hakkı kullandırılmadığı, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil gününe denk gelen sürelere ilişkin davalı tarafça bilgi belge sunulmadığından dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davacının bu dönemlerde çalışma yaptığı, asgari geçim indirimi hususunda davalı tarafça ödeme belgesi ibraz edilmediğinden davacının bilirkişi raporunda hesaplanan miktara hak kazandığı, davalı tarafın zamanaşımı def'inin yerinde olmadığı, alınan bilirkişi raporunda hesaplanan %30 oranında indirim oranının fazla çalışma alacağı dışında makul kabul edildiği, fazla çalışma ücreti olarak hesaplanan miktarın ise çalışılan dönem, aylık ücret, davacının giydirilmiş ücretinin aynı konumdaki diğer çalışanlara oranı neticesi ortaya çıkan fazla çalışma alacağının miktarı nazara alınarak daha fazla indirime gidildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... İnş. Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... İnş. Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz dilekçesinde; davalı ... İnş. Ltd. Şti. vekili olarak UYAP elektronik ortamında ve gerekçeli kararda isimlerine yer verilmediğini, ıslah dilekçesinin taraflarına tebliğ edilme zorunluluğu bulunduğu hâlde tebliğ edilmediğini, savunma haklarının kısıtlandığını, davanın kısmen reddine karar verildiği hâlde müvekkili Şirket lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, davacının kendi isteğiyle işten ayrıldığını, her iki müvekkili Şirketin birbirinden bağımsız olduğunu, ortaklarının farklı olduğunu, bu nedenle Şirketlerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, davacı ve diğer iki tanığın birbirlerine çapraz bir şekilde tanık olduklarını, tarafsız tanıkları olmadığını, işyerinde vardiya usulü olduğundan fazla çalışmadan bahsedilemeyeceğini, davacının hafta tatili ve ... bayram ve genel tatil alacağı bulunmadığını, davacının asgari geçim indrimi alacaklarının ücret bordrosuna yansıtıldığını, işyerinin mevsimlik bir işyeri olduğunu, mevsimlik işyerlerinde kanun gereğince yıllık izin kullanılmadığını, davacının müvekkili şirketlerdeki çalışması bir yılın altında olduğundan yıllık izin talep etme hakkı bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalının hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, vekâlet ücreti, davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasa’nın (Anayasa) 36 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 26 ve 27 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36 ncı maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.

2. İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Kanun'un hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27 nci maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın açıklama ve ispat hakkını da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.

3. 6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinde yer bulan hukuki dinlenilme hakkı gereğince davanın tarafları, müdâhiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukuki dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasa'nın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukuki dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.

4. Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının ... biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.

5. Dosya kapsamına göre bilirkişi raporunun davalı vekili yerine Şirkette formen olarak çalışan işçiye tebliğ edildiği ve davacının ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu husus hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliği, beyanda bulunması için süre verilmesi ve sunulan beyanlar değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davalının hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması ve usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

6. Davacının, dava dilekçesinde 100,00 TL asgari geçim indirimi alacağının davalıdan tahsilini talep ettiği, bilirkişi raporunda alacağın ödendiği tespiti ile hesaplama yapılmadığı ve davacının anılan alacak bakımından miktarın arttırılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bilirkişi raporunda hesaplanan miktarın kabul edildiği belirtilerek 2413,28 TL asgari geçim indirimi alacağı hüküm altına alınmıştır. Asgari geçim indirimi talebinin reddi gerekirken talebi aşar şekilde alacağın kabul edilmesi hatalıdır.

7. Öte yandan kabule göre de reddedilen kısımın fazla çalışma alacağından yapılan indirimden kaynaklandığı dikkate alındığında davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinde hata yoktur.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.