Logo

9. Hukuk Dairesi2022/16728 E. 2022/17459 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Kurum ile dava dışı şirketler arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve buna göre davacının işçilik alacaklarından davalı Kurumun sorumlu olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı Kurum ile dava dışı şirketler arasında geçerli bir rödövans sözleşmesi bulunduğu, asıl işveren-alt işveren ilişkisi veya işyeri devri olmadığı, davalı Kurum'un davacının Star AŞ'deki çalışmaları dışında bir sorumluluğunun bulunmadığı ve davacının diğer alacaklarının zamanaşımına uğradığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 09/04/2019 tarihli ve 2016/1170 Esas, 2019/221 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli ve 2019/2406 Esas, 2021/311 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğüne ait işyerinde dava dışı Yanarelmas Madencilik, Star İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi (Star AŞ), Hema Endüstri Anonim Şirketi (Hema AŞ) alt işvereni İşler Gemi Ltd. Şti. işyerinde 28.07.2007 tarihinde çalışmaya başladığını, bu çalışmasının TTK ruhsat sahasında devam ettiğini, ... sözleşmesinin işverenler tarafından haksız feshedildiğini, davalı TTK ile davacının çalışmalarının geçtiği şirketler arasındaki hukuki ilişkinin rödövans ilişkisi olmayıp muvazaaya dayalı asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğunu, havzadaki ... ruhsat sahibi asıl işi kömür üretmek olan TTK Genel Müdürlüğü olmasına rağmen davalının bu asıl işini şirketlere devrettiğini, şirketlerin farklı bir teknoloji kullanmadığını, kömür çıkarma işini asıl yapan ve bu konuda uzman olan Kurumun davalı ... Müdürlük olduğunu, şirketlerin aynı saha içinde TTK ile birlikte farklı kotlarda kömür üretimi yaptığını, bunun amacının ise teknolojik sebepler değil işçi ve işin mahiyetini davalı açısından düşürmek olduğunu, TTK Genel Müdürlüğü ile şirketler arasında imzalanan sözleşmelerde TTK'nın sorumluluğunun sürdüğünü iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin, ilave tediye, akdi ikramiye, kömür, ücret farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir

II. CEVAP

Davalı TTK Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunarak, dava dışı Star AŞ ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu (4734 sayılı Kanun) uyarınca yapılan yapım işi ihalesi sonucunda sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre Şirket işçisi olarak çalışan işçilerin hak ve alacaklarından sorumlu olmayacaklarını, Genel Müdürlüğün işveren sıfatının bulunmadığını, müvekkilinin kamu kuruluşu olması sebebi ile 4857 sayılı ... Kanunu'ndan (4857 sayılı Kanun) kaynaklı bir sorumluluğunun olamayacağını, verilen işin anahtar teslimi olarak verildiğini, Star AŞ ile Kurum arasında muvazaa bulunmadığını, ayrıca davacının rödövans şirketlerinde çalışması nedeniyle sözleşme içeriklerine göre müvekkili Kurumun işveren sıfatının bulunmadığını, bu nedenle alacaklardan sorumlu olmayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı TTK ile Star AŞ arasındaki sözleşmenin/ilişkinin muvazaalı olduğunun emsal dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu, asılın beyanları, sözleşme içerikleri ve TTK müzekkere cevaplarına göre tespit edildiği, dava dışı Şirkete ihale edilen işin TTK'nın asıl işi olduğu ve bu işin alt işverene verilmesini gerektirir teknolojik sebep bulunmadığı, davacının da bu ihale kapsamında galeri açma işinde maden işçisi olarak çalıştığı, ihalenin 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine aykırı olduğu, davacı ile aynı işte çalışan TTK işçisinin olup olmamasının muvazaa tespiti yönünden sonuca etkisinin olmadığı, davalı TTK' nın asıl işveren sıfatı ile bu döneme ilişkin işçilik alacaklarından sorumlu olacağı, feshin haklı ya da geçerli sebeple yapıldığı hususunda ispat külfeti kendilerinde olan davalı tarafca davacının ... sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinin iddia ve ispat edilemediği, davacının Star AŞ'den önceki çalışmaları ile ilgili olarak dosyaya sunulan rödövans sözleşmeleri ve tüm dosya kapsamına göre davacının Star AŞ'den önce Yanarelmas Madencilik ve Hema AŞ alt işvereni İşler Gemi Ltd. Şti.'nin işlettiği maden ocaklarında da çalıştığı, ancak çalıştığı her üç maden ocağının da (Star AŞ işyeri de dâhil) farklı bölgelerde olduğu ve işyeri devri olmadığı, bu Şirketler ile davalı TTK arasında rödövans ilişkisi olduğu, yine bu Şirketler ile dava dışı Star AŞ arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi ya da işyeri devrinin söz konusu olmadığı, davalı TTK Genel Müdürlüğü ile rödövans şirketleri arasında alt işveren asıl işveren hukuki ilişkisinin bulunup bulunmadığı ve muvazaalı olup olmadığı noktasında davalı TTK Genel Müdürlüğü ile sayılan Şirketler arasında geçerli rödövans ilişkisinin olduğu, bu Şirketlerin işlettiği maden ocaklarında Şirket işçileriyle birlikte çalışan TTK işçisi bulunmadığı, Şirketlerin bağımsız örgütlenmesinin ve işyerinin bulunduğu, şirket işçileri üzerindeki yönetim hakkının TTK tarafından kullanılmadığı, TTK tarafından yapılan denetimlerin sürekli olmadığı ve bu itibarla yapılan üretime yönelik bir denetim olmasının mümkün olmadığı, tanınan yetkilerin denetim ve koordinasyon sınırlarını aşmadığının anlaşıldığı, geçerli rödövans sözleşmesinin bulunması hâlinde ruhsat sahibi TTK'nın işçilik alacaklarından sorumlu olmayacağı, ... sözleşmesinin 31.03.2011 tarihinde sona erip davanın 10.08.2016 tarihinde açıldığı, davaya karşı davalı vekili tarafından süresinde zamanaşımı def'i ileri sürüldüğü, buna göre fesih tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tâbi kıdem ve ihbar tazminatları dışından kalan alacaklar 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğundan kıdem ve ihbar tazminatı dışında kalan diğer alacak taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin 28.03.2007 tarihinden itibaren yeraltı maden işyerlerinde geçen tüm çalışmalarının davalı Kuruma ait aynı maden ve işletme sahası içindeki şirketlerde geçtiğini ve en son 27.05.2009-31.03.2011 tarihleri arasında Star AŞ 'ye bağlı olarak çalıştığını, bu çalışmaların tümünün işyeri devri esaslarına göre geçtiğini, bu sebeple hizmetlerin birleştirilmesi gerekirken müvekkilinin Hema ve Yanarelmas Şirketlerinde geçen sürelerle Star AŞ'de geçen çalışmalarının birleştirilmemesinin hatalı olduğunu, emsal kararlarda rödövans veren ruhsat sahibinin 24.....2010 tarihine kadar olan çalışma dönemine ilişkin taleplerden sorumlu olduğu ve bu tarihten sonraki çalışmalar yönünden sorumluluğunun bulunmadığının kabul edildiğini, müvekkilinin çalıştığı işyerlerinin davalı Kurumun maden ve işletme ruhsat sahasında faaliyette bulunan alt işverenlere ait işyerleri olduğunu, müvekkilinin çalıştığı alt işverenler ile Kurum arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, Star AŞ'de geçen çalışmaları sebebiyle davalı Kurum işçisi sayılması gerektiğini, müvekkilinin alacaklarına esas olan son ücretinin davalı Kurumda çalışan emsal işçi ücreti esas alınarak hesaplanması muvazaanın bir sonucu olduğu gibi davalı Kurum ile alt işveren şirketler arasında imzalanan sözleşmenin eki niteliğindeki Yapım İşleri Şartnamesinin 35 inci maddesinin gereği olduğunu, hükme esas alınan raporun alt işveren işçisi olarak ödenen düşük ücret esas alınarak sadece sigorta primine esas ücret üzerinden düzenlenmiş olduğunu ve hesaplamalara esas alınan ücreti kabul etmediklerini, davalı Kurum ile dava dışı Star AŞ arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu hususunun Yüksek Mahkeme kararları ile artık kesinleştiğini, muvazaanın taraflarınca ileri sürülen zamanaşımı savunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup dinlenemeyeceğini, dava belirsiz alacak davası olmasına rağmen ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, ücret alacağı taleplerine dava tarihi yerine talep artırım tarihinden faize hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olduğunu, Mahkeme masraf ve harçları ile avukatlık ücretinin eksik hüküm altına alındığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu işin yardımcı ... olduğunu, dava dışı Şirketle aralarında muvazaalı ilişki bulunmadığını, davacının ücreti ve işçilik alacaklarının Kurumda çalışan emsal işçi ücretleri nazara alınarak belirlenemeyeceğini, Star AŞ'ye verilen galeri açma işinin 4734 sayılı Kanun'a uygun olarak yapıldığını, sözleşme konusu işin bütün olarak devredildiğini belirterek ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talebi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin son dönem kararlarında davalı ile Star AŞ arasında yapılan galeri sürme işinin teknolojik nedenlere dayalı olduğundan taraflar arasındaki ilişki asıl işveren alt işveren ilişkisi olarak kabul edildiği, somut davada bakımından taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, davalı TTK ile dava dışı Star AŞ arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işverenlik ilişkisi olduğu, bu nedenle davalı TTK'nın sadece bu şirketlerde geçen çalışmalar yönünden asıl işveren olarak talep edilen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağından sorumluluğu bulunduğu, İlk Derece Mahkemesinin davalı TTK ile dava dışı Star AŞ arasındaki ilişkinin muvaazaya dayandığına ilişkin gerekçesinin yerinde olmayıp davalı TTK vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olduğu, davalı ve dava dışı şirketler arasındaki Teknik Şartnamenin 35 inci maddesinde yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin bu ... kolunda veya meslekte aynı veya benzer ... için toplu sözleşme veya mevzuatla kabul edilenlerden daha az elverişli olmayan şartlarda çalışmalarını ve ücret almalarını sağlayacağı yönündeki düzenleme karşısında bilirkişi tarafından hesaplamaya esas alınan ücretin dosya kapsamına uygun olduğu, dosya kapsamına sunulan rödövans sözleşmeleri, tanık beyanları, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay içtihatları bir arada değerlendirildiğinde; davacının çalışması bulunan Hema AŞ'nin alt işvereni olan İşler Gemi Ltd. Şti. ve Yanarelmas Madencilik arasında davacının çalıştığı dönemi de kapsayacak şekilde rödövans ilişkisinin bulunduğuna ilişkin Yargıtay kararlarının bulunduğu, davacının çalışması bulunan diğer işverenlerle de aynı mahiyette sözleşmelerin imzalandığı, söz konusu içtihatlar dikkate alındığında, davalı TTK Genel Müdürlüğü ile dava dışı bu Şirketler arasında maden sahasının işletilmesi ile ilgili olarak geçerli rödövans sözleşmeleri imzalandığı, sunulan sözleşme içeriklerine, TTK yazı cevaplarına, tanık ve davacı asılın beyanlarına ve dosya kapsamına göre davacının çalıştığı yeraltı maden ocaklarında dava dışı şirketlerin işçileriyle birlikte çalışan TTK işçisi bulunmadığı, dava dışı şirketlerin işçileri üzerindeki yönetim hakkının TTK tarafından kullanılmadığı, yapılan denetim ve tanınan yetkilerin denetim ve koordinasyon sınırlarını aşmadığı, kullanılan tüm araç, gereç ve malzemelerin özel şirketlere ait olduğunun anlaşıldığı, davalı TTK ile dava dışı şirketler arasında geçerli rödövans sözleşmeleri olduğu, alt işveren asıl işveren hukuki ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığından bu şirketler döneminden davalı TTK'nın sorumluluğunun bulunmadığına ilişkin Mahkeme kararının yerinde olduğu, yine davacının Yanarelmas şirketindeki ve İşler Gemi Ltd. Şti.'deki çalışmalarının başka bir sahada geçmesi nedeniyle işyeri devri kurallarının uygulanmamasının da yerinde olduğu, dava tarihi nazara alındığında davacının ücrete ilişkin alacaklarının zaman aşımına uğradığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi de yerinde olmadığı, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, ihbar tazminatı yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği hâlde dava ve talep artırma tarihi olarak ayrım yapılması hatalı olduğu gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Kurum ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin ve buna göre davacının davalı Kurumun işçisi sayılıp sayılmayacağının tespiti, davalı Kurumun talep edilen alacaklardan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, dava dışı şirketler arasında devir olup olmadığı, ücretin belirlenmesi ve zamanaşımı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 3213 sayılı Maden Kanunu'nun "Hakların bölünmezliği, devir ve intikali" başlıklı 5 inci maddesi, ek 1 ve ek 7 nci maddeleri, ....11.2010 tarihli Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 4 üncü maddesinin "Rödövans Sözleşmesi" başlıklı (rr) bendi ile "Rödövans işlemleri" başlıklı 100 üncü maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun "Ürün Kirası" bölümünün "Tanımı" başlıklı 357 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.