"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2020/702 E., 2022/191 K.
Avukat ...
DAVA TARİHİ : 25.09.2012
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 02.08.2006 tarihinde pompacı olarak çalışmaya başladığını, ücretinin bir kısmının elden ödendiğini, aylık 950,00 TL ücret aldığını, sigorta primlerinin düşük gösterilmesi ve işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davalı işverene başvuruda bulunduğunu, davalı tarafça bu talebe olumsuz cevap verildiğini, ... sözleşmesinin ücretlerinin eksik ödenmesi ve sigorta primlerinin düşük gösterilmesi sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, davacının vasıfsız personel olup asgari ücret aldığını, ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığını, ... sözleşmesinin davacı tarafça haklı neden olmaksızın sona erdirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.03.2015 tarihli ve 2012/146 Esas, 2015/316 Karar sayılı kararı ile davacının ödenmeyen alacaklarının bulunduğunun tanık beyanları ile ispat edildiği, bu nedenle ... sözleşmesinin davacı tarafça haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 01.12.2016 tarihli ve 2015/27964 Esas, 2016/21431 Karar sayılı kararıyla taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek yıllık izin kayıtları içeren bordrolardaki yıllık izinleri kullanıp kullanmadığının bizzat davacı asıldan sorulması, fazla çalışma ücretinin hesap yöntemi, hüküm altına alınan alacaklara temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği ve vekâlet ücretinin hatalı belirlendiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 12.12.2019 tarihli ve 2017/68 Esas, 2019/1097 Karar sayılı kararıyla bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının davalı Şirkete ait işyerinde 01.12.2001-07.08.2012 tarihleri arasındaki dönemde çalıştığı, toplam hizmet süresinin 11 yıl 8 ay 7 gün olduğu belirtilerek bozma ilâmı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 07.10.2020 tarihli ve 2020/2267 Esas, 2020/10805 Karar sayılı kararıyla taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacının hizmet süresinin 01.12.2001 - 07.08.2012 tarihleri arasında 10 yıl 8 ay 6 gün kabul edilmesi gerekirken hesap hatası yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda kıdem tazminatı davacının hizmet süresinin 10 yıl 8 ay 6 gün olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın çalışma süresi ve kıdem tazminatı hesabında usuli kazanılmış hakka aykırılık bulunduğunu, bazı alacaklara dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu ve yıllık izin ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekilince temyiz dilekçesinde; davacının aylık ücretinin hatalı belirlendiği, fazla çalışma ücreti ile ... bayram ve genel tatil ücretinin hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, ... sözleşmesinin davacı tarafça haklı neden olmaksızın feshedildiği, davacı tanıklarının davalı Şirket ile husumetli oldukları belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, usuli kazanılmış hak ve hizmet süresine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
"...
3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar)...."
3. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 53 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada, usuli kazanılmış hakkın ihlaline sebebiyet verilip verilmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
2. Somut uyuşmazlıkta Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda tespit edilen hizmet süresine göre kıdem tazminatının hesaplandığı, diğer alacaklar yönünden ise bu hususlar bozma konusu yapılmadığından yeniden değerlendirme yapılmadığı ifade edilmiştir. Ancak hüküm fıkrasının incelenmesinde, kıdem tazminatı hariç diğer alacaklar yönünden Dairemizin 01.12.2016 tarihli ilk bozma ilâmından önceki 12.03.2015 tarihli Mahkeme kararı esas alınarak hüküm kurulduğu görülmektedir. Bu hâlde Mahkemece Dairemizin 07.10.2020 tarihli ikinci bozma ilâmı ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınmaksızın karar verilmesi hatalı olmuştur.
3. Diğer yandan Dairemizin 07.10.2020 tarihli bozma ilâmında, davacının hizmet süresinin 01.12.2001 - 07.08.2012 tarihleri arasında 10 yıl 8 ay 6 gün olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme kararının gerekçesinde belirtildiği gibi kıdem tazminatı hesabında bu husus dikkate alınmış ise de yıllık izin ücreti hesabı açısından aynı hizmet süresinin dikkate alınmamış olması hatalıdır. Davacının yıllık izin ücreti talebi yönünden de hizmet süresinin 10 yıl 8 ay 6 gün olduğunun gözetilmesi gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.