"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/4319 E., 2022/3705 K.
DAVA TARİHİ : 29.05.2014
KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 14. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/353 E., 2022/227 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2017 tarihli ve 2014/697 Esas, 2017/222 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2021 tarihli ve 2020/600 Esas, 2021/265 Karar sayılı kararı ile hükmün ortadan kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren nezdinde 17.04.2008 tarihinde çalışmaya başladığını, hâlen radyoloji uzmanı olarak görev yaptığını, haftanın 6 günü 08.30-17.30 saatleri arasında çalıştığını, ilgili mevzuatta röntgen ve radyom ile daimi olarak günde 5 saatten fazla çalışılmayacağının öngörüldüğünü, ayrıca yasal düzenlemeler uyarınca röntgen muayenehanelerinde pazardan başka ayrıca bir gün daha öğleden sonra tatil yapılması gerektiğini, röntgen veya radyom ile iştigal eden kimsenin senede 4 hafta muntazaman tatil yapmasının mecburi olduğunu, bu gibi müesseselerde çalışan sigortalıların prim ödeme gün sayılarına, çalışılan her 360 gün için 90 gün fiili hizmet süresi zammının ekleneceğinin düzenlendiğini, ne var ki müvekkilinin bahsi geçen haklardan yararlandırılmadığını ileri sürerek ücret alacağı, yarım günlük fazla çalışma ücreti, her yıl için 4 haftalık şua izin alacağı ve fazla çalışma ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Kurumda 17.04.2008-....05.2014 tarihleri arasında çalışan davacının 04.03.2010 tarihinden sonra radyoloji uzmanı sıfatıyla görev yaptığını, 27.02.2014 tarihinde hastanenin tasfiye sürecine girdiğini ve daha sonra Kamu Hastaneleri Kurumuna devredilmesine rağmen davacının çalışmak istemediğini ve ücretlerini alarak işten ayrıldığını, davacının fazla çalışma yapmadığını, haftanın 5 günü ve günlük en fazla 5 saat olacak şekilde çalıştığını, her üç haftada bir cumartesi günleri yarım gün çalıştığını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, izin ücretinin ödendiğini, fiili hizmet süresi zammından röntgen, radyum ve benzeri iyon izan radyasyon laboratuarlarında bilfiil çalışanların yararlanabileceğinin hükme bağlandığını, ancak davacının sadece bilgisayar üzerinden yorumlama yapan hekim konumunda olduğunu, buna rağmen fiili hizmet zamlarının ödendiğini, belirtilen alacak kalemleri için hak ediş tarihinden itibaren faiz yürütülemeyeceğini, işçilik alacakları ile hizmet tespitine ilişkin davalar birlikte görülemeyeceğinden fiili hizmet zammı ile ilgili talep bakımından ayırma kararı verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istenmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin dozimetre kayıtlarına göre davacının şua iznine hak kazanmadığı ve talebin reddi gerektiği, mevzuat değişikliği nedeniyle 30.01.2010 tarihine kadar günde 5 saat çalışmayı aşan sürelerin, sonraki dönemde haftada 35 saati aşan çalışmaların fazla çalışma olarak kabul edilmesi, buna göre 30.01.2010 tarihine kadar haftalık 27,5 saat ve günlük 5 saat üzeri çalışmanın yasak çalışma olup doğrudan fazla çalışma sayılması, sonrası için ise haftalık 35 saati aşan çalışmaların fazla çalışma olarak kabul edilmesi gerektiği yönündeki kaldırma kararı çerçevesinde alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının yarım gün fazla çalışma ve şua izin alacağı taleplerinin reddine karar verildiği, haftalık çalışma saatlerini aşan kısmın ise fazla çalışma olarak değerlendirilip bilirkişi raporu doğrultusunda hesaplanan fazla çalışma alacağının hüküm altına alındığı, davacının yarım gün ücret alacağı, yarım gün fazla çalışma alacağı ve şua izin alacağı taleplerinin reddedildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle Radyoloji, Radyum ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Tüzük'ün 21 inci maddesinde “Röntgen ve radyom ile daimî olarak günde beş saatten fazla çalışılamaz. Röntgen muayenehanelerinde pazardan maada ayrıca bir gün daha öğleden sonra tatil yapılmalıdır.”, 24 üncü maddesinde de “Bu gibi müesseselerde, her röntgen mütehassısının veya röntgen ve radyom ile iştigal eden kimsenin senede dört hafta muntazaman devamlı tatil yapması mecburidir.” şeklindeki düzenlemelerin mevcut olduğunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında da hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan kamu görevlilerine, her yıl, yıllık izinlerine ilaveten bir ay sağlık izni verileceğinin düzenlendiğini, söz konusu hükmün Sağlık Bakanlığı İzin Yönergesi'nin 25 inci maddesinde de aynen tekrar edildiğini, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 40 ıncı maddesi uyarınca doğal ve yapay radyoaktif, radyoiyonizan maddeler veya bütün diğer korpüsküler emanasyon kaynakları ile yapılan işlerde 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında çalışan sigortalıların prim ödeme gün sayılarına, bu işyerlerinde ve işlerde geçen çalışma sürelerinin her 360 günü için 90 gün fiili hizmet süresi zammı olarak ekleneceğinin öngörüldüğünü, ancak davalı tarafından kanunda öngörülen tatil hakları tanınmadığı gibi müvekkilinin cumartesi günleri de çalıştırıldığını, günlük azami 5 saatlik çalışma süresinin aşılmasından doğan fazla çalışma ile bunun dışında yapılan fazla çalışmanın aynı alacak kalemleri olmadığını, 5 saatlik çalışma süresinin aşılmasından doğan fazla çalışma alacağının müvekkilinin radyoloji uzmanı olması dolayısıyla maruz kaldığı radyasyondan kaynaklı kanunen tanınmış bir hak olduğunu, yarım gün fazla çalışma alacağının reddine dair kararın hatalı olduğu, emsal yargı kararlarında aynı mahiyetteki uyuşmazlıklar için kabul kararları verildiğini, müvekkilinin işini ifa ettiği alanın, ... Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından “Ruhsatlandırılmış Denetimli Alan” olduğunun ihtilafsız olduğunu, dolayısıyla dozimetrinin bir öneminin kalmadığını, müvekkilinin çalışmasının 3153 sayılı Radyoloji, Radyom, Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun (3153 sayılı Kanun) kapsamında değerlendirilerek şua iznini hak ettiğinin ve dolayısıyla şua izni alacağı olduğunun kabulü gerektiğini, müvekkilinin radyasyona maruz kaldığının tartışmasız olmasına rağmen bilirkişi incelemesi yaptırmaya dahi gerek görmeden eksik araştırma ile karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı taraf her ne kadar yarım gün fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine dair kararı istinaf etmişse de Mahkemece verilen 19.04.2017 tarihli ilk karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı ve bu yönden davalı lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan davacı tarafın bu hususa işaret eden istinaf isteğinin incelenmediği, gerek dosya kapsamında mevcut davacı tanık beyanları gerekse Dairenin 03.02.2021 tarihli ilâmı uyarınca davacının kişisel dozimetri ölçümleri dikkate alındığında şua izin ücreti alacağına hak kazanamadığının sabit olduğu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.10.2020 tarihli ve 2020/2358 Esas 2020/13036 Karar sayılı ilâmının bu yönde olduğu, her ne kadar söz konusu ilâmda, davacının günlük 5 saatlik çalışma süresinin aşılmasından kaynaklı fazla çalışma ücretine hak kazandığından söz edilmişse de bu hususun maddi hataya dayandığı ve davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturmadığı değerlendirilmekle, davacı işçinin 3153 sayılı Kanun gereğince maruz kalınan radyasyon miktarına göre bu Kanun kapsamında ve günlük 5 saatlik çalışma sınırı içinde bulunmadığı, haftalık çalışmasının 45 saati geçmediği, kaldı ki bu talebin Mahkemenin 19.04.2017 tarihli kararı ile reddedildiği ve davacı tarafça istinaf edilmediği anlaşıldığından davacı tarafın yerinde olmayan fazla çalışma ücreti alacağının reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetli olmadığı gerekçesiyle davacı istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle davacının 2014 yılında almış olduğu ücretin asgari ücrete oranlanarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, 2010 yılına kadar olan fazla çalışma süresinin tespitinde önceki kararda 25 saat olan haftalık çalışma süreni 27,5 saat olarak belirlenmiş olmasına rağmen fazla çalışma ücretinde artış meydana geldiğini, çalışma süresi artarken fazla çalışma ücretinin değişmemesinin somut ve kabul edilebilir bir açıklamasının yapılmadığını, zamanaşımı def'inin değerlendirilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle istinaf başvurusu dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek dosya kapsamındaki tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin radyasyona maruz kaldığını ve fazla çalışma yaptığını, cumartesi günleri öğleden sonrası için sabit bir şekilde tatil kullandırılmadığını, gerek icapçı olması gerek Hastanenin belirli olmayan çalışma düzeni nedeniyle resmî görev tanımı dışında çalışmak için hastaneye çağrıldığını, bu durumun cumartesi günleri dışında pazar günleri de devam ettiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının çalışma düzenine göre radyasyona maruz kalıp kalmadığı, TAEK dozimetre kayıtlarının aksinin yöntemince ispat edilip edilemediği ve şua izni ile fazla çalışma ücreti alacağının ispatına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 3153 sayılı Kanun, 24.03.2000 tarihli ve 23999 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.