Logo

9. Hukuk Dairesi2022/18885 E. 2023/557 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin iş sözleşmesinin fesih nedeninin haklı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının genel müdür yardımcısının yokluğunda diğer işçilerin bulunduğu ortamda küfürlü sözler kullanmasının iş sözleşmesinin haklı feshi için yeterli bir sebep olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2017/2707 E., 2018/1529 K.

DAVA TARİHİ : 07.08.2015

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 16. ... Mahkemesi

SAYISI : 2015/509 E., 2017/260 K.

Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 23.10.2018 tarihli ve 2018/8703 Esas, 2018/19032 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından ... başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2018/26811 başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararı ile Daire kararının, adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlâli mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda Dairemizin 23.10.2018 tarihli ve 2018/8703 Esas, 2018/19032 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirkette son olarak idari işler yönetmeni olarak çalıştığını, Mayıs 2011 tarihinde işe girdiğini ve sebep gösterilmeden işe girişinin yasaklandığı 27.07.2015 tarihine kadar bu işyerinde çalıştığını, ... sözleşmesinin 27.07.2015 tarihinde sebep gösterilmeden ve savunması alınmadan feshedildiğini, davacının ... sözleşmesinin hangi nedenle feshedildiğini bilmediğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine, 4 aylık ücret ve diğer haklarla, işe başlatılmaması durumunda hak kazandığı 8 aylık ücret tutarında tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kendisine verilen ... ve görevleri yerine getirirken özellikle müvekkili firma sahibi, yönetim kurulu başkanı, genel müdür ve genel müdür yardımcısının verdikleri ... ve talimatları yerine getirmemek üzere diğer şirket çalışanlarının duyacağı şekilde hakaret ettiğinin tespit edildiğini, bu nedenle davacının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının üst yönetimine veya müdürlerine karşı direkt olarak fiili bir hakaretinin bulunmadığı, davacının kullandığı "S...gitsin, A... k... çocuğu" şeklindeki argo kelimelerin işverenin şeref ve namusuna karşı söylenmiş sözler olmayıp uygulamaya karşı ve işverenin yokluğunda anılan ve kendince gereksiz olan uygulamalara karşı yorumlar ve tepkilerden ibaret olduğu, diğer taraftan fesih yazısında açık ve kesin olarak fesih sebeplerinin bildirilmediği, davacının yapmış olduğu eylem ile bu eylem karşılığı uygulanan müeyyide arasında aşırı orantısızlık bulunduğu, işten çıkartmanın ağır bir yaptırım olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriğine, tanık beyanlarına göre davacının genel müdür yardımcısının gıyabında, diğer işçilerin bulunduğu ortamda küfürlü sözler kullandığı, eyleminin ... sözleşmesinin haklı feshini gerektirdiği gerekçesi ile başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı

Dairemizin 23.10.2018 tarihli ve 2018/8703 Esas, 2018/19032 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 16.05.2017 olduğu, karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davacı vekiline 12.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davacı vekilince sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 26.07.2018 tarihinde karara karşı temyiz yoluna başvurulduğu, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davacının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

C. ... Başvuru

Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine ... başvuruda bulunmuştur.

D. Anayasa Mahkemesi Kararı

1. Anayasa Mahkemesinin 2018/26811 Başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararı ile mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun, tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan kanuni düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği, başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, Dairenin yorumunu, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde, ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.

2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

E. Gerekçe

1. Uyuşmazlık

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ... sözleşmesinin feshinin davalı işveren açısından haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı, davalı işverenin ... sözleşmesin feshine gerekçe olarak ileri sürdüğü olguların yöntemince ispat edilip edilemediği konularındadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 18, 19 ve 20 nci maddeleri ile 25 inci maddesinin (II) numaralı bendi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Dairemizin 23.10.2018 tarihli ve 2018/8703 Esas, 2018/19032 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2023 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.