"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 26.09.2012-07.09.2014 tarihleri arasında İran ülkesindeki işyerinde 3.750,00 TL net ücret ile; 04.02.2015-20.11.2017 tarihleri arasında Cezayir ülkesindeki işyerinde 6.000,00 TL net ücret ile beton pompa tamir ustası olarak görev yaptığını, üç öğün yemek ve barınma imkânının işverence karşılandığını, her iki işyerinde de 07.00-21.00 saatleri arasında haftanın her günü çalıştığını, dinî bayramların ilk iki günü hariç diğer genel tatillerde çalıştığını, müvekkilinin fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları ödenmediğinden istifa ettiğini ileri sürerek asıl davada kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının, birleşen davada yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın dava dışı Kuzu Pars PJSC Şirketinin ... irtibat bürosuna ihbarını talep ettiklerini, davacının İran ülkesindeki çalışmalarının dava dışı Kuzu Pars PSJC firması nezdinde olduğunu, davacının işvereni dava dışı Şirket olduğundan müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, davacının yalnızca Cezayir şantiyesi çalışanı olduğu gibi müvekkili Şirkette başka herhangi bir kaydının da bulunmadığını, Cezayir ülkesindeki çalışmaları karşılığında tüm alacaklarını aldığına ve herhangi bir alacağının kalmadığına ilişkin ibraname imzaladığını, bu çalışmaları karşılığının ödendiğinin ibraname ile sabit olduğunu savunarak asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı işyerinde 26.09.2012-07.09.2014 ve 04.02.2015-20.11.2017 tarihleri arasında toplam 4 yıl, 8 ay, 28 gün en son aylık net 5.132,53 TL ücretle çalıştığı, davacı ... sözleşmesini ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle haklı olarak feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazandığı, dosyaya puantaj kaydı, işe giriş-çıkış çizelgesi veya benzeri işyeri kaydı sunulmadığından dinlenen tanık beyanlarına göre davacının ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma, hafta tatili ücreti alacaklarının kabul edildiği, dosyada mübrez ibranamenin 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 420 nci maddesine uygun olarak düzenlenmediği, bu nedenle geçerli bir ibraname olarak kabul edilmediği, davacının ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma, hafta tatili ücreti alacaklarını belirsiz alacak davası yolu ile talep ettiğinden söz konusu alacaklara dava tarihinden itibaren faiz uygulandığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davada talep edilen alacaklarının kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, davacının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamalarda davacı tanık beyanlarının dikkate alınarak sonuca gidildiğini, davacı ... sektöründe çalıştığından mevsimsel koşul farklılıklarının fazla çalışma hesaplamasında dikkate alınması gerektiğini ve kış aylarının hesaplama dışında bırakılması gerektiğini, hafta tatillerinin toplu olarak kullandırıldığını, davacının fiilen çalıştığı İran ülkesinde bu ülkenin genel tatillerine göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, ...’nin genel tatil günlerinin esas alınması gerektiğini, ayrıca pasaport ve benzeri yurda giriş-çıkış kayıtları üzerinden inceleme yapılarak ve işçinin yurt dışında olduğu süreye rastlayan genel tatil günleri için hesaplamaya gidilmesi gerektiğini, salt tanık anlatımları ile genel tatil alacağının hüküm altına alınmasının eksik incelemeye dayandığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafça birleşen davaya yönelik herhangi bir somut istinaf nedeni ileri sürülmediği, Mahkemece kabul edilen çalışma süresi, ücret miktarı ve ... sözleşmesinin feshine yönelik somut bir itiraz ileri sürülmediği, bu nedenle yıllık izin ücreti, çalışma süresi, ücret miktarı ve ... sözleşmesinin feshine yönelik Mahkeme kabulü üzerinde (kamu düzeni hariç) inceleme yapılmadığı, davalının uygulanması gereken hukuk yönünden de bir istinafı bulunmadığı gibi ibraz edilen ibranamenin tarihsiz olması ve 6098 sayılı Kanun’nun 420 nci maddesine uygun tanzim edilmemiş bulunması nedeniyle geçerli olmadığı; davalının, davacının İran ülkesinde çalıştığı dönem yönünden ileri sürdüğü taraf sıfatı yokluğuna ilişkin itirazının Yargıtayca incelenen emsal işçilerin dosyalarında verilen kararlar gözetilerek yerinde bulunmadığı, mevsimsel koşulların dikkate alınarak hesaplama nisan-ekim ayları arasında yapıldığından davalının fazla çalışma alacağı hesaplanırken mevsimsel koşulların dikkate alınmadığına dair istinafının yerinde olmadığı, davalı tarafça hafta tatili izinlerinin toplu kullandırıldığına ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmediği, davacının İran ülkesindeki çalışma dönemi ile sınırlı olması gereken İran ülkesi genel tatil günlerinin Cezayir ülkesinde de geçerliymiş gibi tüm çalışma dönemine hasredilerek genel tatil alacağının hesaplanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak kurulan yeni hükümle asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, husumetli davacı tanık beyanlarının dikkate alınarak sonuca gidildiğini, mutad işyeri hukukunun uygulanması gerektiğini, yapılan indirim miktarının %40 olarak uygulanmamasının hatalı olduğunu, kabul edilen çalışma düzeninin olağan olmadığını, hafta tatillerinin toplu olarak kullandırıldığını, hesaplanan ulusal bayram ve genel tatil alacağının hatalı olduğunu beyanla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe:
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, davacının çalışma olgusu, fazla çalışmalarının ispatı ve bir kısım alacaktan yapılan indirim miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) ilgili hükümleri, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 2, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.