Logo

9. Hukuk Dairesi2022/9365 E. 2022/8990 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram/genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalı tanık beyanlarına göre hesaplama yaparak fazla mesai ücretine hükmettiği, hafta tatili ve ulusal bayram/genel tatil ücreti taleplerini ise reddettiği ve bu kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalılara ait işyerlerinde 10.11.1995 tarihinde çalışmaya başladığını, 10.02.2013 tarihine kadar fiilen ve kesintisiz şekilde hem finans ve satın alma işlerinde çalıştığını hem de inşaat formeni olarak görev yaptığını, emeklilik sebebi ile işten ayrıldığını, davacının çalışmasının bildirildiği şirketlerin ticaret unvanları farklı olsa da ortaklık yapılarının ve faaliyet alanlarının aynı olduğunu ve böylelikle davalılar arasında organik bağ bulunduğunu, davacının son aylık net ücretinin 2.000,00 TL olduğunu, ayrıca yemek ve yol yardımından yararlandığını, aylık ücretin bölünerek ödendiğini ve düzenli ödeme yapılmadığını, davalının ekonomik krizi bahane ederek ve daha sonra ödeneceğini belirterek 2009 yılı Mart ayı ile 2013 yılı Şubat ayı arasındaki dönemlerde arasındaki aylık ücretlerini ortalama 500,00 TL ile 750,00 TL tutarında eksik ödediğini, davacının son aylık ücretinin ödenmeyen bu bakiyelerle birlikte 2.750,00 TL olduğunu, davalı Şirkete ait inşaat şantiyelerinde haftada 7 gün, 07.30 - 22.00 saatleri arasında çalışma yapıldığını, bu çalışmaların ayda en az 10 gününün gece saat 02.00'ye kadar sürdüğünü, dinî bayramların 1 günü tatil olup kalan tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapıldığını, davacının hafta tatili günlerinde de sürekli çalıştığını, şantiye çalışmalarından boş kalan zamanlarında da davalı Şirketlerin finans ve satın alma işleri ile ilgili olarak çalışmaya devam ettiğini, ... sözleşmesini emekliliğe hak kazanması sebebiyle haklı olarak feshettiğini ancak davalı işverenlerce prime esas kazancının düşük gösterilmesi nedeniyle mağdur olduğunu ve daha düşük ücret üzerinden hesaplama yapıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar Kayalar İnş. Tic. Ve San. A.Ş. ile ... Kaynak Suyu İşl. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirket ortaklarının akrabası olması sebebiyle zaman zaman sigortalı, zaman zaman ise taşeron olarak davalı Şirketlerde fasılalarla çalıştığını, 10.02.2013 tarihinde emekli olmasının sağlandığını, davacıya bir kısım tazminat ödemesinin yapıldığını, işi kendisi terk eden davacının yapılan tüm çağrılara rağmen işe dönmediğini, davacının aylık ücretinin iddia edildiği gibi değil aylık 1.000,00 TL olduğunu, yemek ve yol yardımı yapılmadığını, davacının Şirket ortaklarının akrabası olması sebebiyle belirli bir çalışma düzenine bağlı olmaksızın çalışıp tüm çalışma şartlarını kendisinin belirlediğini, davacının işe geliş ve işten çıkış saatlerine ilişkin olarak imzasını atmadığını, fazla çalışma yapmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.07.2017 tarihli ve 2015/265 Esas, 2015/470 Karar sayılı kararıyla davalılar arasında organik bağ bulunduğu, davacının emeklilik nedeniyle işten ayrıldığı, kıdem tazminatı hakkı bulunduğu, ayrıca ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ile asgari geçim indirimi alacağı bulunduğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 16.01.2020 tarihli ve 2017/4229 Esas, 2020/4 Karar sayılı ilâmı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Dairemizin 17.02.2021 tarihli ve 2020/1120 Esas, 2021/4125 Karar sayılı kararı ile davalıların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının tanık beyanlarına göre hesaplandığı, bununla birlikte davacı tanıklarının husumetli olduğu anlaşıldığından ilgili alacaklar hakkında davalı tanık beyanlarına göre değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tanık beyanları doğrultusunda yapılan hesaplamaya göre belirlenen fazla çalışma ücreti, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ile asgari geçim indirim alacaklarına yönelik taleplerin kabulüne, sübut bulmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacak taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle davacının davalı Şirketlere ait işyerinde işyerinde, hem inşaat formeni olarak hem de finans ve satın alma işlerinde çalıştığını, çalışan tüm işçilerden de sorumlu olması nedeniyle şantiyede çalışan tüm işçilerin gönderilmesine kadar geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldığını, şantiye çalışmalarından boş kalan zamanlarında da davalı Şirketlerin finans ve satın alma işleri ile ilgili olarak çalışmaya devam ettiğini, görevi, sorumlulukları, işin niteliği, davacının çalıştığı ve yaptığı işin şantiye kapsamında inşaat işi olması, yapılan işlerin sürekli olarak proje bazlı bir ... olması ve belirli sürede bitirilmesi gerektiği olguları nazara alındığında davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının açık olduğunu, yargılamada davacı tanığı olarak dinlenilen M. G. ve A. A.'nın davalıya geçmişte açmış oldukları davalar olmasına karşın bu kişilerin husumetli tanık olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, zira dinlenildikleri sırada davalarının sonuçlanmış olması nedeniyle davalılara karşı aktif bir husumetlerinin bulunmadığını, kaldı ki davalıya karşı dava açılmış olan emsal dosyalarda, davacıların fazla çalışma yaptığı ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yaptıklarının kabul edildiğini, bu nedenle de İlk Derece Mahkemesinin fazla çalışma ücreti talebinin kısmen, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine yönelik taleplerin ise tümden reddi kararının hatalı olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalılar Kayalar İnş. Tic. Ve San. A.Ş. İle ... Kaynak Suyu İşl. A.Ş. ortak vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle davacının kıdem tazminatına hak kazanmaksızın işten kendisinin ayrıldığını, davacının dava dilekçesinde aylık ücretinin 2.000,00 TL olduğunu açıkça ikrar edip bu bedelin elden ödendiğini ifade ettiğini, Mahkemenin bu konudaki değerlendirme ve gerekçesinin hatalı olduğunu, zira davacının kendisine 2009 yılından sonra zam yapılmadığını, yapılsaydı eksik ödenen 500,00 TL ile 750,00 TL'lik bedellerle birlikte aylığının 2.750,00 TL olacağını iddia etmekle birlikte, son aldığı ücretin 2.750,00 TL olduğunu iddia etmediğini, davacının gerçek ücreti aylık 1.000,00 TL olmasına karşın fahiş 3.486,92TL üzerinden yapılan hesaplamalara itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, dosyada mübrez cari hesap esktresi ile de sabit olduğu üzere davacı tarafın Şirkete 4.926,17 TL borcu bulunduğunu, davacı tarafından itiraz edilmeyen ve herhangi bir beyan da sunulmayan işbu cari hesap ekstresi değerlendirmeden sonuca gidilmesinin doğru olmadığını, davacının çalışma süresinin fazla hesaplanmış olduğunu ve buna dayalı olarak yapılan hesaplamalara göre verilen kararın hatalı olduğunu belirterek bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekili ile davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.