"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dilendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 24.11.1996-07.....2012 tarihleri arasında davalı Elektrik Üretim A.Ş. (...) Genel Müdürlüğüne bağlı ... Termik Santralinde bant yollarında işçi olarak çalıştığını, alt işveren işçisi olarak çalıştırılmasına rağmen ... Sendikası tarafından açılan ve davacı ile aynı işi yapan H. K. isimli emsal işçiye ilişkin ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2016/520 Esas sayılı dosyasında dava dışı şirketler ile davalı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığının tespit edildiğini, davacının çalıştığı süre boyunca emir ve talimatları taşeron işverenden değil, davalı işveren yetkililerinden aldığını, hizmetin ifası sırasında kullanılan tüm araç ve gereçlerin de davalıya ait olduğunu, ayrıca işin yürütülmesine dair talimatların ve işçilerin işe alınması, çıkarılması, izin kullanma zamanlarının belirlenmesi ve benzeri hususlarda karar yetkisinin davalı Kurum yetkililerinde olduğunu, bu nedenle asıl işveren - alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini, davacının 07.....2012 tarihinde ... sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiğini, ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinde 2012/233 Esas, 2015/152 Karar sayılı dosyasında kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağına hükmedildiğini, ancak davacının sendika üyesi olması ve sendikaya üyeliğinin 03.05.2011 tarihinde davalı işverene bildirilmesi nedeniyle 14. dönem toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin belirlenerek kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının hesaplanmasını talep ettiklerini ... sürerek davacının ilk işe girdiği tarihten itibaren davalı ...'ın işçisi olduğunun tespitine, kıdem tazminatı, ilave tediye ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın husumet, derdestlik, hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönlerinden reddini talep ettiklerini, talep edilen alacaklar konusunda müvekkili Kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, davacının müvekkili Kurumun işçisi olmadığını, davacının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde müvekkili Teşekkülden hizmet alımı ihalesini alan firmaların işçisi olarak çalıştığını, müvekkili Kurumun ihale makamı olduğunu, muhatabın ihaleyi kazanan firmalar olduğunu, dava dilekçesinde ... sürülen muvazaa olgusunun gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının yaptığı işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olmadığı, asıl işin bir bölümü olduğunun anlaşıldığı, davacının 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereğince muvazaa olgusunun tespiti ile davacının baştan itibaren asıl işverenin işçisi olduğunun tespiti gerektiği, davacının üyesi olduğu ... Sendikası tarafından muvazaa iddiasıyla açılan ve Yargıtay tarafından onanarak kesinleşen mahkeme kararları gözetilerek, davacının kıdem tazminatının toplu ... sözleşmesi hükümleri gereği belirlenen son ücret ve sosyal haklar üzerinden hesaplandığında kıdem tazminatı fark alacağının bulunduğu, davacının talep etmiş olduğu ilave tediye alacağı, ücret farkı, ... güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım ve vardiya tazminatı alacağı gibi alacak kalemleri ile yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımına uğradığı, bu talepler yönünden davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemenin ilave tediye, toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan ... güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım ve vardiya tazminatı alacaklarının ücret niteliğinde olduğu gerekçesiyle davalının cevap dilekçesinde ... sürdüğü zamanaşımı def'ini gözeterek reddine karar verdiğini, bu alacak kalemlerinin ücret niteliğinde olmadığını, toplu ... sözleşmesinde düzenlenen ve tazminat ya da sosyal yardım niteliğinde olan alacaklar olduğunu, davacının 01.03.2011 tarihinden itibaren bu toplu ... sözleşmesinin hak ve menfaat sağlayan hükümlerinden yararlanacağını, 26.10.2018 tarihinde ve 28.10.2019 ıslah tarihinde, 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmadığından, davacının ilave tediye alacağı, ... güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım ve vardiya tazminatı alacağı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ... sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının müvekkili Teşekkülün işçisi olmadığını, Teşekkülün sözleşme ile hizmet satın aldığı ve davanın ihbarı talep edilen şirketlerin işçisi olduğunu, müvekkili Kuruluşun 22.....2015 tarihinde özelleştirme ile ... ... ... Elektrik Üretim A.Ş.’ye devredildiğini, husumetin müvekkiline yönetilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, muvazaa iddiasını kabul etmediklerini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...Somut olayda, davacının ... aleyhine kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti talebiyle açtığı ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesine ait 2014/634-2016/40 E-K Karar sayılı kesinleşen davada, davalı ... ile hizmet alımı yaptığı ve davacıyı istihdam eden firmalar arasındaki ilişkinin asıl-alt işverenlik ilişkisi olduğu kabul edilmiştir. Davacı taraf yerel mahkemenin davalının asıl ... veren olarak 4857 sayılı ... kanunun 2/6 son maddesi uyarınca işçilik alacaklarından sorumluluğuna dair tespitine karşı her hangi bir kanun yoluna başvurmamıştır. Artık davalı ile alt ... veren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığını iddia etmek 6100 sayılı HMK'nun 29. maddesine aykırılık teşkil edecektir. Ayrıca tarafları aynı olan ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesine ait 2014/634-2016/40 E-Karar sayılı dosyasındaki tarafların hukuki durumlarıyla ilgili tespitler, eldeki bu dava için kesin delil niteliği taşımaktadır. Davalının asıl işveren-alt işveren ilişkisine bağlı sorumluluk halinin kesin ilama rağmen tartışılması hukuken mümkün değildir.
Dairemizce aynı tür verilen seri kararlar kararlar Yargıtay 9.H.D since onanmıştır. Misalen (Yrg.9.H.D sinin 10.03.2021 tarih 2021/1740-1746 E ve 2021/5894-5899 K sayılı ilamları)
Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin davacının ilk işe girdiği tarihten itibaren davalı ... işçisi olduğunun tespiti usul ve yasaya aykırı olduğu gibi kesin hükme rağmen fark kıdem tazminatına karar verilmesi yerinde değildir. Bu nedenlerle davanın muvazaa olgusu ve fark kıdem tazminatı yönünden reddi yerine kabulü yerinde bulunmamış olup davalı vekilin buna ilişkin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.
... zorunlu arabuluculuk ücretinin devlet tarafından ödenen kısmının davada haksız çıkan taraftan re'sen alınmasına karar verilmesi gerekirken, arabuluculuk ücreti ile ilgili hükümde bir karar verilmemiş olması yasal düzenlemelere aykırıdır.
..." gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının baştan itibaren davalı ...'ın işçisi sayılmasını gerektiren şartlar mevcut iken davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, dosyada yer alan tanık beyanlarında ve dosyaya sunulan bilirkişi raporunda açıklandığı gibi davacının, davalı Kurumda kömür bant yollarında temizlik ve gözetim işçisi olarak çalıştığını, raporda, davacının yaptığı işin, elektrik üretimi için gerekli faaliyetlerden biri olduğu ve bu işin asıl işin, yani elektrik üretimi işinin bir parçası olduğu sonucuna varıldığını, bu şekilde çalışan işçiler tarafından açılan davalarda muvazaanın kabul edildiğini ve kesinleştiğini; diğer bir davada, davacının taşeron işçisi olduğununa dair beyanlar ve Mahkemenin gerekçeli kararında bu hususun kabul edilmiş olmasının, işbu davada asıl işveren ile taşeron/alt işverenler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayandığının ... sürülmesine engel olmadığını, bu beyanların dürüst davranma, doğruyu söyleme yükümlülüğüne aykırılık teşkil etmediğini, ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2014/634 Esas sayılı alacak davasındaki talepler ile işbu tespit talepli davadaki talepler arasında herhangi bir aynılık, çakışma veya mükerrerlik söz konusu olmadığını ... sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasında, davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının baştan itibaren davalı ...'ın işçisi olarak kabul edilip edilmeyeceği, buna bağlı olarak da talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun'un "İlamların ve resmî senetlerin ispat gücü
" kenar başlıklı 204 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar."
3. Dairemizin 18.02.2019 tarihli ve 2017/9390 Esas, 2019/3892 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşen ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 23.07.2015 tarihli ve 2012/233 Esas, 2015/152 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı tarafından feshe bağlı alacaklarının tahsili talebiyle davalı aleyhine ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 2012/233 Esas sayılı dava soyası ile dava açılmış olup bu davada verilen 23.07.2015 tarihli ve 2015/152 Karar sayılı karar Dairemizce onanarak kesinleşmesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince karar gerekçesinde dosya bilgilerinin "2014/634-2016/40 E-K Karar sayılı kesinleşen davada ..." şeklinde belirtilmesi mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğundan bozma sebebi yapılmamıştır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.