Logo

9. Hukuk Dairesi2023/10727 E. 2023/10636 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, bakıcılık yaptığı kişilerin ölümü üzerine işveren konumundaki davalıdan kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretlerini talep etmesi üzerine, özellikle kıdem ve fazla mesai alacaklarının olup olmadığı noktasında çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, işverenlerin ölümü ile sona eren hizmet akdinde kıdem tazminatına hak kazanmadığı, ancak ihbar tazminatı yerine hakkaniyete uygun bir tazminat talep edebileceği, fazla mesai alacağının ise tanık beyanları ile değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin bozmaya uyularak verdiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2021/219 E., 2023/29 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalının yaşlı annesi ve engelli kardeşine bakıcılık yaptığını, ... sözleşmesinin bakımını yaptığı kişilerin ölümü ile sona erdiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında ... ilişkisi bulunmadığını, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.03.2016 tarihli ve 2015/14 Esas, 2016/187 Karar sayılı kararıyla; davacı işçinin ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 29.....2020 tarihli ve 2020/2393 Esas, 2020/8092 Karar sayılı ilâmı ile; taraf vekillerinin diğer temyiz itirazları reddedilerek somut uyuşmazlıkta; davacının, davalının yaşlı annesi ve kardeşinin bakımınından sorumlu olarak çalışmış olduğu ve ... ilişkisinin işverenler olan davalının yaşlı annesi ve kardeşinin ölümü ile sona erdiğinin dosya kapsamı uyarınca sabit olduğu, ... sözleşmesi işverenin şahsına bağlı olarak yapılmış olup işverenin ölümüyle sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği, işverenin ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 347 nci maddesinin üçüncü fıkrasında sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle işçinin uğradığı zarar için hakkaniyete uygun bir tazminat istenebileceğinin düzenlendiği, sözleşmenin sona erme şekli itibarıyla davacı ihbar tazminatına hak kazanamamakta ise de 818 sayılı Kanun’un 347 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca hakkaniyet dairesinde hüküm altına alınacak tazminat miktarında ihbar tazminatının ölçüt olarak değerlendirilebileceği, bu nedenle davacının ihbar tazminatı talebi sözü edilen hüküm çerçevesinde talep edilebilen tazminat olarak değerlendirildiğinden bu hususun bozma nedeni yapılmadığı, ancak mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesinde kıdem tazminatına hak kazandıran hâller sınırlı olarak belirtilmiş olup bu hâller arasında sözleşmenin kendiliğinden sona ermesinin sayılmadığı, hâl böyle olunca ... sözleşmesi işverenin ölümüyle kendiliğinden sona eren davacının kıdem tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu ve dava dilekçesinde, davacının 19.02.2007 tarihine kadar 08.00-18.30 saatleri arasında çalıştığı, bu tarihten sonra 24 saat yatılı kalarak çalıştığının beyan edildiği, Mahkemece gerekçe belirtilmeksizin davacının fazla çalışma ücreti isteminin reddedildiğinin anlaşıldığı, Mahkemece beyanlarına başvurulan taraf tanıklarının davacının çalışma düzenine ilişkin ifadeleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin bir diğer hatalı yön olduğu gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak bozma ilâmı uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; kıdem tazminatı isteminin reddinin hatalı olduğunu, uygulanan indirim oranının fahiş olduğunu, taraflarına yüklenen vekâlet ücreti ile yargılama giderinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek temyize başvurmuştur.

2. Davalı vekili; ihbar tazminatının hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, davacının yıllık izin hakkının bulunmadığını, bozma öncesi hüküm altına alınan tutarların davacı tarafından takip konusu yapılması sonucunda müvekkili tarafından ödendiğini ancak bu hususun dikkate alınmadığını ileri sürerek temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığı ile vekalet ücreti ve yargılama gideri konularındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri.

3. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.