"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ... (TTK) Genel Müdürlüğü yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Kurumun maden ve işletme ruhsat sahası içinde muvazaalı şekilde kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisine dayalı olarak faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişiler ile alt işverenlerde işçi olarak çalışırken ... sözleşmesinin feshedildiğini, davalılar arasında rödovans ilişkinin bulunmadığını ve asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin hak ettiği alacaklarının kendisine ödenmediğini ileri sürerek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, ücret, fark ücret, ... bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, ilave tediye ve kömür yardımı alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı TTK Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Kurumun işçisi olmadığını, işçilik alacaklarından davalı rödovansçı Şirketin ... başına sorumlu olduğunu, müvekkili Kurum ile davalı Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin de bulunmadığını ayrıca alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... (... Madencilik Şirketi) vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin ihbar öneline uyularak sonlandığını, tazminat hakkı olmadığını, ödenmeyen yıllık izin alacağı bulunmadığını, 2.100,00 TL ödeme yapıldığını ve bunun mahsup edilmesi gerektiğini, fazla çalışma yaptıysa bordrolarına yansıtılarak ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanlarından ve dosyaya sunulan belgelerden; davacının, davalı TTK'nın ruhsat sahası içinde bulunan ve rödovans sözleşmesi ile rödovansçı Şirketler ve alt işverenler tarafından işletilen sahada rödovansçılara ait işyerlerinde çalışmaya başladığı, çalıştığı işyerlerinin ve rödovans sahalarının farklı olduğu gibi çalıştığı işyerleri arasında işyeri devri bulunmadığı, davacının ... sözleşmesi en son davalı ... Madencilik Şirketine ait işyerinde çalışmaktayken 16...2016 tarihinde davalı işveren tarafından haksız feshedildiği, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yıllık izin ve ücret alacağının bulunduğu, ... tanığın davalıya karşı davasının bulunması nedeniyle beyanlarına itibar edilmediği, ilave tediye ve fark ücret alacağı bakımından davalı TTK Genel Müdürlüğü ile Şirketler arasında geçerli rödovans ilişkisi bulunduğu ve muvazaalı ilişki olmadığından bu taleplerin reddedildiği gerekçesiyle TTK Genel Müdürlüğü yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kabul edilen adli yardım talebinin kaldırılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin 03.09.2001 tarihinden itibaren yer altı maden işyerlerinde geçen tüm çalışmalarının davalı Kuruma ait aynı maden ve işletme sahası içindeki Şirketlerde ve en son 18.07.2007 tarihinden itibaren davalı Şirket işçisi olarak işyeri devri esaslarına göre geçtiğini, üstelik Şirketler arasında organik bağ bulunmakta olup aynı Şirket kurucularının farklı adlarla kurdukları aile şirketleri olduğunu, bu sebeplerle sadece davalı Şirkette geçen hizmet sürelerine göre düzenlenen rapora itibar edilerek verilen kararın hatalı olduğunu, ... bölgesinde TTK Genel Müdürlüğüne ait s:72582 ruhsat numaralı ... bir ruhsatın olduğunu ve sözleşme konusu olan alanların ise bu ruhsat içindeki üretim alanları olduğunu, ayrı sahalar olmadıkları bildirilmiş olmasına rağmen müvekkilinin çalıştığı ocakların ayrı ayrı sahalar olduğuna dair kabulün hatalı olduğunu, hesaplamalara esas alınan ücretin gerçek ücret olmadığını, tüm işten çıkarılan işçilerin davalı aleyhine dava açmaktan başka çaresi olmadığından davası bulunmayan tanık bulmanın imkânsız olması karşısında husumetli tanık anlatımlarına itibar edilemeyeceği yönündeki değerlendirmenin hakkaniyete aykırı olduğunu, davalılar arasındaki ilişki hatalı değerlendirildiğinden ilave tediye ve fark ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, gerekçeli karardan davacının ne kadar alacağının olduğu belli olmadığından kararın infaz kabiliyeti bulunmadığını, yargılama giderlerinin usul ve kanuna aykırı olarak eksik hüküm altına alındığını, davalı Kuruma asıl işi olan taş kömürünü işletme hakkının yanında bir başkasına işlettirme hakkının da tanınması, sahip olduğu bu yetki ile rödovans sözleşmesi yapabilme hakkına da sahip olmakla birlikte ruhsatı kendisinde olan bu sahadan tamamen çekilip üretime yönelik işçi çalıştırmaması, işveren sıfatını sadece denetime yönelik çalıştırdığı işçileri ile devam ettirmesi kaydıyla bu sahanın tamamı veya bir kısmı için gerekli Bakanlık izinleri alınması kaydıyla yapmış olduğu sözleşmelerin rödovans sözleşmesi olarak kabulünün mümkün olacağını, aksi durumda yani davalı Kurum bu sahadan çekilmeyip üretime yönelik işçi çalıştırmaya devam etmekte iken yapmış olduğu tüm sözleşmelerin 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 5 inci maddesi ile yasaklanan ruhsatların bölünmesi olmakla üçüncü kişi olan işçi açısından rödovans sözleşmesi olarak kabulünün usul ve kanuna aykırı olduğunu, bu açıklamalara göre davanın TTK Genel Müdürlüğü yönünden reddinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre davalılar arasında (geçerli) bir rödovans sözleşmesi olduğu, davalı Şirket ile ihtilaf konusu dönemde davacının çalıştığı diğer işverenler arasında organik bağ bulunduğunun iddia ve ispat edilmediği, söz konusu dönemde davacının çalıştığı işverenlerin faaliyet gösterdiği kömür sahalarının farklı olduğu, Yargıtay içtihatlarında değişen işverenlerdeki çalışmanın hukuki nitelendirilmesi yapılırken gözetilen, bir işverendeki çalışma süresinin sona erdiği ve diğer işverendeki çalışma süresinin başladığı tarih arasında 10-15 gün gibi makul süreyi aşan çalışma aralıklarının somut uyuşmazlıkta bulunduğu, sonuç olarak işyeri devri koşullarının oluşmadığı, bu durumda davacının, davalı Şirket bünyesinde geçen hizmet süresi ile sınırlı hesaplama yapılmasının isabetli olduğu, asgari ücretin iki katı ücret esas alınarak yapılan hesaplamanın yerinde olduğu, Yargıtay içtihatlarında, fazla çalışma, hafta tatili, ... ve genel tatil alacaklarının ispatında başkaca delil ya da olgularla desteklenmedikçe salt davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemeyeceğinin belirtildiği ve dosya kapsamında davalıya karşı davası olan tanık anlatımlarını destekleyen yan delil bulunmadığı anlaşıldığından aksi yöndeki istinaf itirazının isabetsiz olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştiry.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı Kurumun işçisi sayılıp sayılmayacağı ve buna göre davalı Kurumun dava konusu alacaklardan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesi, 3213 sayılı Kanun'un "Hakların bölünmezliği, devir ve intikali" başlıklı 5 inci maddesi, ek 1 ve ek 7 nci maddeleri, ....11.2010 tarihli Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 4 üncü maddesinin "... Sözleşmesi" başlıklı (rr) bendi ile "... işlemleri" başlıklı 100 üncü maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun "Ürün Kirası" bölümünün "Tanımı" başlıklı 357 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.