"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1651 E., 2022/4040 K.
DAVA TARİHİ : 23.12.2019
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 24. ... Mahkemesi
SAYISI : 2019/629 E., 2021/172 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 16.07.1990 tarihinde saraç olarak işe başladığını, 1999-2006 yılları arasında posta başı olarak çalıştığını ve (C) gruba hak kazandığını, 2006-2017 yılları arasında branşı dışında vasıfsız işçi olarak çalıştırıldığını, 2017 yılından sonra mesleğine geri döndüğünü ancak posta başı olarak çalıştırılmadığını, müvekkilinin üzerinde posta başı olarak çalıştırılan işçinin, hem kıdem olarak hem de tahsil olarak daha düşük bir pozisyonda olduğunu, bunun toplu ... sözleşmesine aykırı olduğunu, davacıya mobbing (psikolojik taciz) uygulamasının yapıldığını, haksız olarak idareci görevinden alınması sebebiyle aylık ücretinin düştüğünü, maddi ve manevi zararın meydana geldiğini ileri sürerek davacının ücret derecesinin tespitini ve bu dereceye bağlı olarak ücret farkının, ikramiye farkının ve ilave tediye farkının psikolojik taciz sebebiyle maddi ve manevi tazminatlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının çalışmaya devam ederken 21.02.2012 tarihli Protokol ile 01.03.2011 tarihinden önce işe alınan ve öğrenim veya çalışma hayatı itibarıyla hatalı ücret derecesinden işe başlatılan işçilerle ilgili olarak düzenlemenin yapıldığını, davacının ....03.2012 tarihinde müracaat ettiğini, düzenlemelere uygun talepler kabul edilerek gerekli düzenlemelerin yapıldığını, davacının işe başlatıldığı meslek ile önceki işyerinde çalıştırıldığı mesleğin farklı olması sebebiyle ücret derecesinin düzeltilmesinin mümkün olmadığını, davacının ücret derecelerinin tespitinde ve çalışma alanlarının belirlenmesinde İdare tarafından hatalı veya eksik bir işlemin söz konusu olmadığını, tüm işlemlerin mevzuata uygun olarak gerçekleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Sosyal Güvenli Kurumu kayıtlarına göre davacının önceki çalışma hayatında mesleğinde 01.01.1986-01.07.1990 tarihleri arasında çalışması bulunduğu, önceki çalışmaları dikkate alınmadan ve bu çalışmaları intibak süresinde değerlendirilmediğinden davacının 01.10.2018 tarihinde 32. ücret derecesinde intibakının yapılması gerektiğinin kabulü ile davacının Kurumun yapmış olduğu işlemden dolayı hüküm altına alınan alacaklardan daha fazla zarara uğradığını ve Kurum işlemi ya da psikolojik tacizden dolayı maddi olarak ne gibi bir zarara uğradığını ispat edemediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvurusunda; maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesinin dosya kapsamına ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf başvurusunda; iddia ve istemlerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının derecesinin ve ücret miktarının usulüne uygun şekilde belirlendiğini, işçinin önceki çalışma hayatına ilişkin olarak ibraz ettiği belgede, işkolunun dayanıklı tüketim malları ticareti, görevinin ise halı mobilya döşeme ustası olarak yazıldığını, bilgi fişinde ise branşın tezgahtarlık şeklinde gösterildiğini, davacı işçinin müvekkili bünyesinde işe başlatıldığı meslek ile önceki çalışma hayatındaki mesleğinin farklı olması sebebiyle ücret derecesinin düzeltilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin işlemlerinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, yapılan hesaplamadaki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işyerinde yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmeleri kapsamında, davacının ücretinin belirlenmesinde, davalıya ait işyerinde çalışmaya başlamadan önceki çalışma hayatının da dikkate alınması gerektiği, İlk Derece Mahkemesi aşamasında düzenlenen bilirkişi raporlarında delillerin değerlendirilerek gerekli incelemenin yapılıp usulünce tespit edilen ücret tutarı üzerinden fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının hesaplandığı, Mahkemece bilirkişi raporları doğrultusunda hüküm tesis edilmesinde isabetsizliğin bulunmadığı, maddi tazminat koşullarının oluşmadığı, psikolojik taciz iddiasının ise yeterli delille kanıtlanmadığından manevi tazminata hak kazanılmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2. Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının, hatalı intibak işeminden kaynaklı ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve psikolojik tacize dayalı maddi ve manevi zararı bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca "Kanuna, ... veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Maddenin ikinci fıkrasında ise "... Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır.
3. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 58 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 13.11.2019 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 23.12.2019 tarihinde dava açılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporunda, dava konusu alacaklara ilişkin hesaplamalar 14.12.2019 tarihine kadar yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra, ihtilaf konusu olan 13.11.2019 son tutanak tarihi ile 14.12.2019 arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında; bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.