"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2019/81 E., 2023/93 K.
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı-birleşen dava davalı vekili ile davalı-birleşen dava davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı-birleşen dava davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.11.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı-birleşen dava davalısı ... vekili Avukat ... ile davalı-birleşen dava davacıları ... ve ... vekili Avukat ...geldiler. Davalı ... adına gelen olmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-birleşen dava davalısı ... ... ... AŞ vekili dava dilekçesinde; davalıların müvekkili Şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek 62.905,72 TL maddi zararın faiziyle birlikte ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-birleşen dava davacısı (müteveffa) ... vekili cevap dilekçesinde; işveren tarafından açılan davanın reddi gerektiğini savunmuş; birleşen dava dilekçelerinde ise müvekkili işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve aylık ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.04.2016 tarihli ve 2014/288 Esas, 2016/172 Karar sayılı kararı ile; asıl davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... ... yönünden kısmen kabulüne; birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleşen dava davalısı ... ... ... AŞ vekili ve davalı-birleşen dava davacısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 14.03.2017 tarihli ve 2017/7019 Esas, 2017/5284 Karar sayılı ilâmıyla; taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile işveren Şirketin zararından, işçi ... Temizcanın sorumlu olmadığının kabul edildiği, ancak ceza davasına ilişkin yargılamada düzenlenmiş bilirkişi raporunda, borç bakiyeli hesaptan müşteriye ödeme yapılmasına ilişkin bir kısım belgelerde ...'ın da imzasının bulunduğunun belirtildiği, Mahkemece itibar edilen 05.03.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda bu yönün üzerinde durulmadığı, buna göre borç bakiyesi olmasına rağmen hesaptan yapılan ödeme veya hesabı borca düşürecek şekilde ödeme işlemlerine ...'ın ne suretle katıldığının belirlenmesi ve yeniden değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre asıl dava yönünden ...'a yöneltilmiş maddi zarar talebi ile birleşen davada Ail Temizcan tarafından işverene yöneltilmiş kıdem ve ihbar tazminatı talepleri bakımından bir karar verilmesi gerektiği, asıl davada ileri sürülen manevi tazminat talebinin reddi bakımından hükmedilmesi gereken vekâlet ücretinin belirlenmesinde, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının dikkate alınmamasının da hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 25.12.2017 tarihli ve 2017/399 Esas, 2017/743 Karar sayılı kararı ile; davalılardan ...'nun tüm eylem ve işlemlerinin sonucu olarak davacı Şirket nezdinde toplam 62.905,75 TL zarar ortaya çıkardığı, şube müdürü olan davalı ...'ın yeterli dikkat ve özen göstermemesi, gerekli gözetimleri yapmaması neticesinde ... tarafından gerçekleştirilen işlemlerin önlenmesinin sağlanamadığı, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda da borç bakiyeli hesaptan müşteriye ödeme yapılmasına ilişkin bir kısım belgelerde ...'ın da imzasının bulunduğunun belirlendiği ve zararın meydana gelmesinde sorumluluğunun olduğu, davacı Şirket vekilince açılan davanın kabulü ile 62.905,75 TL maddi tazminatın yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda davalı ... ve ...'ın mirasçıları olan dâhili davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiği, ayrıca olay nedeni ile davacı Şirketin ticari itibarının kamu yönünde ağır derecede zedelendiğine dair iddiadan başkaca herhangi bir delil sunulamadığından davacı taraf yönünden manevi tazminat şartlarının oluşmadığı, birleşen dava yönünden davacı ...'ın ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığı, brüt 1.797,60 TL ücret alacağının bulunduğu, davacının hak ettiği 112 ... günü yıllık izninin kullandırıldığı ya da ücretinin ödendiğine dair davalı tarafın iddiasını ispat edemediği ve belge sunamadığı anlaşıldığı, davacının davalı tarafın ıslaha karşı yasal süresinde yapmış olduğu zamanaşımı def'i değerlendirilerek ıslah edilen miktar yönünden yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımına uğradığı belirlendiğinden brüt 1.000,00 TL yıllık izin ücreti alacağına hak kazandığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleşen dava davalısı ... vekili ile davalı-birleşen dava davacıları ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 20.11.2018 tarihli ve 2018/7228 Esas, 2018/24915 Karar sayılı ilâmıyla; davacı-birleşen dava davalısı ... vekilinin tüm, davalı-birleşen dava davacıları ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma ilâmında özellikle, borç bakiyesi olmasına rağmen hesaptan yapılan ödeme veya hesabı borca düşürecek şekilde ödeme işlemlerine ...’ın ne suretle katıldığının belirlenmesi istenilmiş olmasına rağmen, bozmadan sonra düzenlenen bilirkişi raporunda bu yönden bir inceleme yapılmadığı, ceza davasında alınan bir kısım bilirkişi raporunda, davalı ...’nun usulsüz işlemlerini müşterilerden gizlemek amacıyla, borç bakiyesi olmasına rağmen hesaptan yapılan ödeme veya hesabı borca düşürecek şekilde ödeme işlemleri gerçekleştirerek, müşterilerin usulsüz işlemlerden haberdar olmasının engellendiğine ve buna ilişkin belgelerde şube müdürü ...'ın da imzasının olduğuna yönelik tespitler olduğu, bu durumun işçi ...'ın sorumluluğunun belirlenmesi açısından önem arz ettiği, bu nedenlerle yeniden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle, bilirkişilere mahallinde işyeri kayıtları üzerinde inceleme yetkisi verilmesiyle, uyulan bozma ilâmında belirtilen işlemler üzerinde durulması; müteveffa işçi ...'ın usulsüz işlemlerde imzasının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, imzanın varlığının sorumluluğu gerektirdiği de gözden kaçırılmadan ...'ın işverenin zararından sorumlu olup olmadığı ve sorumlu ise sorumluluk derecesinin saptanması; bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilerek neticeye göre asıl dava yönünden ... mirasçılarına yöneltilmiş maddi zarar talebi ile birleşen davada ... mirasçıları tarafından işverene yöneltilmiş kıdem ve ihbar tazminatı talepleri bakımından bir karar verilmesi gerektiği, kabule göre de taraflar arasındaki ilişkinin ... sözleşmesine dayanmasına göre Mahkemece hüküm altına alınan işveren zararına, kanuni faiz oranı işletilmesi gerekirken ticari faiz işletilmesinin yerinde olmadığı, bozma ilâmından sonra tesis edilecek hükümde bu hususun (davalı ...'nun temyizi olmadığından) usuli müktesep hak ilkesi gereğince, sadece diğer davalılar lehine dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle Mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...'nun; şube müşteri temsilci olarak müşteri talimatı olmaksızın işlemler yapması, müşteri hesabında takas yükümlülüğünün çok kez yerine getirilemememesi, düzenli olarak ekside bırakılması, pay senedi alımlarında krediye konu olmayacak şekilde temerrüt faizi işletilmesi, eksi bakiyede olan hesaptan para çıkışları yapılarak, taşınan hisse senedi pozisyonunun sürdürülmeye çalışılması, şahsın ifadesi ve davaya konu hesapları düzenli olarak takip etmesi birlikte değerlendirilerek anılan işlemlerden haberdar olduğu, bu bağlamda ... sözleşmesinden kaynaklanan sadakatle davranma, doğruluk ve bağlılık yükümlülüklerine aykırı işlemleri nedeniyle işveren zararına sebebiyet verdiği, eylemleri nedeniyle %30 oranında kusurlu bulunduğunun kabul edildiği, davalı müteveffa ...'ın söz konusu işlemlere bizzat bilerek katılmak suretiyle suçun işlenmesinde sorumlu olduğuna, işlemlerden haberdar olup yapılmasına göz yumduğuna ya da teşvik ettiğine dair yeter derecede açık ve kesin delile rastlanmadığı, öte yandan şube müdürünün diğer pazarlama ve idari sorumlulukları göz önüne alınarak tüm müşteri işlemlerinden haberdar olması ve işlemleri takip etmesinin kendisinden beklenemeyeceği, ancak tüm bunlara rağmen yukarıda yer verildiği üzere borçlu müşteri hesaplarının borç bakiyelerinin kapatmalarından müşteri temsilcileri sorumlu iken, işlemlerin denetiminden de şube birim müdürünün sorumlu olması, şube müdürünün özellikle müşterilerinden hesap bakiyesi itibarıyla riskli görünen hesapları daha dikkatli incelenerek detaylı inceleme yapması gerekmesi, eksi hesaptaki para çıkışlarına verilen onay nedenleriyle özen, denetim ve gözetim görevini gereğince yerine getirmediği, müteveffa davacının meydana gelen zarar nedeniyle %10 oranında kusurlu bulunduğu, davacı Şirket bakımından ise; takas yükümlülüğünü yerine getiremeyen bir müşteri hesabında yine aynı eksi bakiyeyi artıracak para çıkışlarının operasyon biriminin onayı alınmadan yapılmasının, aracı kurumun operasyon ve nakit yönetimi konusunda gerekli işletmesel tedbirleri almadığı kanaati uyandırması, genel müdürlük ile şubeler arasındaki işlemler özelinde tam koordinasyon sağlanması durumunda oluşan durumun önüne geçilebilecekken aracı kurumun yönetsel anlamda müşteri şikâyeti geldiği ana kadar süreklilik arz eden temerrüt durumunu sonlandırıcı bir tedbir almaması, iç kontrol yönetmeliği düzenlenmiş olsa bile gerekli şekilde işletilmemesi ve hükümlerinin doğru şekilde tatbik edilmemesi, aracı kuruluşun merkez teşkilatının risk yönetimi için kolaylaştırıcı iç kontrol yazılımlarının bulunmaması ve/veya verimli işletilememesi nedenleriyle %60 oranında kusurlu bulunduğu, davacı taraf yönünden manevi tazminat şartlarının oluşmadığı, birleşen ... 10. ... Mahkemesinin 2017/29 Esas sayılı dosyası bakımından aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen esas dosya davalısı müteveffa ...'ın esas davaya konu zarar nedeniyle kısmen sorumluluğuna karar verildiği, davacı Şirketin açılan davada haksız çıkmadığı, davanın kısmen kabul edilmiş olmasının davanın ve ihtiyati tedbir kararının haksız olduğunu göstermeyeceği, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat koşullarının gerçekleşmediği, birleşen ... 2. ... Mahkemesinin 2002/16 Esas sayılı dosyası bakımından işveren tarafından feshe dayanak yapılan eylem nedeniyle davacının kusur ve sorumluluğu tespit edilmekle; denetim ve gözetim yükümlülüğünü gereğince yerine getirmeyen davacının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği, davalı tarafın ıslaha karşı yasal süresinde yapmış olduğu zamanaşımı def'i nedeniyle ıslah edilen miktar yönünden yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımına uğradığı belirlendiğinden, sonuç olarak davacının brüt 1.000,00 TL yıllık izin ücreti alacağına hak kazandığı, davacının 01.08.2001-28.08.2001 dönemine ait brüt 2.110,10 TL ücret alacağı bulunduğu, davalı tarafın ıslaha karşı yasal süresinde yapmış olduğu zamanaşımı itirazı değerlendirilerek ıslah edilen miktar yönünden ücret alacağının zamanaşımına uğradığı belirlendiğinden brüt 1.797,60 TL ücret alacağının bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen ... 2. ... Mahkemesinin 2002/16 esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen ... 10. ... Mahkemesinin 2017/29 esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleşen dava davalı ... vekili ile davalı-birleşen dava davacılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-birleşen dava davalı vekili; davalı ...'ın imzası ile hesabı eksideyken müşteriye şube muhasebesinden 16 kez ödeme yapıldığını, dosya kapsamına göre ... ve ...'nun fiilleri müşteriden talimat almadan ve merkeze bilgi verilmeden gerçekleştirdiğini, Kurum merkezinin, şube müdürü ...'ın onay vermesi ile şubesindeki müşterilerin hisse senedi alarak takas borcunu büyütmesine, hisse senedi işlemlerinin müşteri talimatı olmaksızın gerçekleştirildiğini öğreninceye kadar bir müdahalesi beklenemeyeceğini, somut olayın bir teftiş olmadan 2 aylık kısa bir sürede gerçekleştiğini, usulsüz işlemleri yapan davalı ...'na %30, diğer davalı ...'a %10 kusur verilmesi, ...'nun fiillerinden haberdar olan ...'a diğer davalıdan daha az kusur verilerek hüküm kurulması, buna karşılık davacı Kurumun denetim görevini tam olarak yerine getirmediği ve olayın yaşandığı 2001 yılındaki otomasyon ve alt ... imkanları dikkate alınmadan yetersiz olduğu gerekçeleriyle %60 kusur verilmesinin hakkaniyetli olmadığını belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı-birleşen dava davacı vekili; lehlerine olan bilirkişi raporlarına uygun olmayan karar verildiğini, davacı Şirketin yargılama sırasında ... 29. İcra Dairesince Mahkemenin 11.12.2013 tarihli 2009/218 Esas, 2013/744 Karar sayılı kararını icraya koyarak müvekkilinden ....02.2018 tarihinde 261.955,82 TL icra vasıtasıyla tahsil ettiğini, Mahkemenin verdiği kararda yasal faiz yerine en yüksek ticari faiz uygulanması nedeniyle müvekkilin murisleri tarafından daha fazla faiz ödememek için mecburen bankadan kredi çekerek bu parayı ödediklerini, daha sonra Yargıtay bozması sonucu dava devam ettiğinden 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 40 ıncı maddesi gereğince karar kesinleşmeden yatırılan bu paranın geri alınamadığını belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı-birleşen dava davalısı Şirketin zararından davalı-birleşen dava davacısı müteveffanın kusur oranı ve buna göre sorumluluğunun miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 49, 51 ve 400 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı-birleşen dava davalısı ... vekili ile davalı-birleşen dava davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı-birleşen dava davacısı ... mirasçıları ... ve ... yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı-birleşen dava davalısı ... Yatırım AŞ'ye yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.