"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/106 E., 2023/1222 K.
KARAR : Davacı tarafın istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle reddi, davalının istinaf başvurusunun yapılmamış sayılması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 2. ... Mahkemesi
SAYISI : 2019/134 E., 2022/18 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafın istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle reddine, muhtıra tebliğine rağmen gerekli istinaf harçlarını ödemeyen davalı tarafın istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili Banka şubesinde, şube müdürü olarak çalıştığını, davacı Bankada vukubulan zimmet eylemleri nedeniyle yapılan bir soruşturma kapsamında yüklü miktarda kasa açığının tespit edildiğini ve bunun davalının zararlandırıcı eylem ve işlemleri ile gerçekleştiğinin sabit olduğunu, düzenlenen kanuni soruşturma raporuna istinaden davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve uğranılan zararın tazmini için icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, icra takibine vâki itirazın iptali ile davalının takip konusu alacağın % 20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, davacı dava ve duruşmalara katılmamış, vekâleten de temsil edilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/16656 sayılı soruşturma dosyası ile yürütülen soruşturma sonucu davalı ve dava dışı kişiler hakkında ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/304 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, davalının yapılan yargılama sonucu zincirleme şekilde bankacılık zimmeti suçundan mahkumiyetine karar verildiği, kararın istinaf ve temyiz incelemelerinden geçerek kesinleştiği, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu incelendiğinde icra takibinde de aynı miktarların işlemiş faizi ile birlikte talep edildiğinin anlaşıldığı, davacının icra takibinde talep edilen tutarları zimmetine geçirdiği hususu ceza mahkemesi kararı ve ceza dosyasında alınan bilirkişi heyet raporu ile sabit olduğundan, kesin hüküm neticesinde Mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmasına hukuken olanak bulunmadığı ve bu tespit hükmüyle bağlı olduğu gerekçesiyle itirazın iptali davasının kabulüne; icra takibinin 1.491.462,52 TL, 1.589.769,54 euro ve 2.208.222,17 USD olmak üzere her üçü yönünden de ayrı ayrı iptali ile bu miktarlar üzerinden aynen devamına ve asıl alacak tutarı olan 22.891.749,36 TL'nin %20'si olarak belirlenen 4.578.349,87 TL icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; iptali davasında verilen kararın davanın kabulü yönünden usul ve kanuna uygun olmakla birlikte, davalı aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatı ile davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden eksik ve hatalı hesaplama yapıldığını, yabancı para cinsinden talep edilen alacak kalemlerine ilişkin dava tarihi, değil takip tarihindeki ... Bankası efektif satış döviz kurunun esas alınması gerektiğini, zira icra takip dosyası kapsamındaki talebinin fîilî ödeme günündeki kur üzerinden alacağın tahsili olduğunu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67 nci maddesindeki düzenlemeye göre icra takiplerinde, yabancı para alacaklarında asıl alacağın icra takip tarihi itibarıyla yabancı paranın ... Bankasınca ilân edilen döviz efektif satış tutarı karşılığı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, buna rağmen Mahkemece dava tarihindeki daha düşük kur üzerinden yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, konuya ilişkin emsal yargı kararlarında da açıkça belirtildiği üzere icra inkar tazminatı hesabında takip tarihindeki kurun esas alınması gerektiğini, buna göre takip tarihi olan 26.09.2018 tarihinde ... Cumhuriyeti ... Bankası (TCMB) efektif satış döviz kurları kapsamında Euro ve USD cinsinden talep edilen alacak kalemi için ayrı ayrı hesaplama yapılarak bulanacak tutara, ... lirası üzerinden talep edilen alacak tutarının da eklenmesiyle bulunacak toplam tutar üzerinden hesaplama yapılması gerekirken, dava dilekçesinde harca esas değeri belirtmek adına gösterilen miktarın esas alınmasının hatalı olduğunu, ayn nedenlerle müvekkili Banka lehine hükmedilen vekâlet ücretinin de hatalı ve eksik hesaplandığını; dava değeri üzerinden değil karar tarihindeki efektif döviz satış kuru üzerinden hesaplama yapılması gerektiğinden 651.031,20 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davalı aleyhine hükmedilen yargılama giderlerinin de hatalı ve eksik belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bu sebeplerle kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; uyuşmazlığın işçilik alacağına ilişkin olmadığından Mahkemenin görevli olmadığını, dosya içeriğinde yer alan raporda da belirtildiği üzere zimmete konu bedelin döviz bürosu sahipleri uhdelerinde olduğunu, borçlular tespit edilmeden ve bilirkişi incelemesi yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, alacakların nasıl hesaplandığının karar yerinde gösterilmediğini, vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını, kararın yeterli gerekçe içermediğini beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fer'ilerin etkili olamadığı dikkate alındığında hükmün davacı yönünden kesin olduğu, adli yardım talebinde bulunan ve bu talebi yerinde görülmeyen davalının istinaf harç ve giderlerini verilen sürede yatırmadığı belirtilerek davacı tarafın istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) alt bendi gereğince kesinlik nedeniyle reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 344 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki sebepleri tekrar etmiş ve icra inkar tazminatı hesabına esas alınan kur tarihinin hatalı belirlendiğini, dava tarihi yerine icra takip tarihindeki kurun esas alınması gerektiğini, müvekkili lehine hüküm altına alınan vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin de hatalı olarak eksik belirlendiğini belirterek kararın bu yönlerden bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının alacağın fer'ilerine yönelik temyiz ve istinaf başvurusunun miktar itibarıyla kesin olup olmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 341, 346, 361 ve 362 nci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun'un "Temyiz edilebilen kararlar" kenar başlıklı 361 inci maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:
"...
(2) Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir."
3. 6100 sayılı Kanun'un "Temyiz edilemeyen kararlar" kenar başlıklı 362 nci maddesinin ikinci fıkrası ise şöyledir:
"...
(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin ... Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin ... Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir."
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.01.2022 tarihli ve 2021/(17)4-859 Esas, 2022/62 Karar sayılı ilâmının ilgili kısmı şu şekildedir:
"...
İİK’nın 67/2 ile 67/5. maddeleri uyarıca icra inkâr tazminatının alt sınırı yüzde yirmi olarak gösterilmiş ancak üst sınır konulmadığı ve tazminat oranının hâkimin takdirine bırakıldığı anlaşıldığından, takip talebinde belirtilen ve itirazın iptali davasına konu edilen asıl alacak istinaf kesinlik sınırının üzerinde olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir."
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmiş, davacının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, alacağın fer'ilerinin kesinlik sınırında etkili olmadığı, kararın davacı yönünden kesin olduğu gerekçesiyle istinaf başvusunun kesinlikten reddine karar verilmiştir.
2. Dairemiz uygulamasına göre temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra inkar tazminatı, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Aynı durum istinaf sınırı için de geçerlidir.
3. 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca alacağın tamamının dava edilmesi hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kesinlik sınırını aşmayan tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, talebinin kabul edilmeyen bölümü kesinlik sınırını aşmayan tarafın, icra inkar tazminatı, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine veya gerekçeye yönelik temyizi de incelenmez. Ancak, talebin kabul edilmeyen bölümü kesinlik sınırını aşmamakla birlikte, temyiz konusu yapılan icra inkar tazminatı, yargılama gideri veya vekâlet ücretinin değerinin ... başına kesinlik sınırını aşması hâlinde, dava değerine ilişkin kesinlik sınırı kıyas yoluyla uygulanarak temyiz incelemesi yapılabilir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt IV, ..., İlaveli Beşinci Bası, 1991, s. 4217).
4. 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddenin ikinci fıkrasının açık hükmü karşısında; davanın kabulüne dair karar davacı bakımından, reddine dair karar ise davalı bakımından kesindir. Ancak tarafların, kesinlik hesabında dikkate alınmayan vekâlet ücreti, yargılama gideri, icra inkar tazminatını veya gerekçeyi temyiz konusu yapmaları hâlinde, davanın değerinin (dava konusu edilen alacak veya tazminatın tamamı) veya temyiz konusu yapılan icra inkar tazminatı, yargılama gideri veya vekâlet ücretinin değerinin ... başına kesinlik sınırını aşıp aşmadığına bakılmalıdır. Bu iki durumdan birinin gerçekleşmesi hâlinde 6100 sayılı Kanun'un 361 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre hukuki yararın mevcut olup olmadığı incelenebilir. Böylece davada haklı çıkmış olan tarafın da, dava değerinin veya temyiz konusu yapılan icra inkar tazminatı, yargılama gideri veya vekâlet ücretinin ... başına kesinlik sınırını aşması kaydıyla, temyiz hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.
5. İstinaf kesinlik sınırının belirlenmesinde de aynı kurallar uygulanarak davanın değerine veya istinaf konusu yapılan icra inkar tazminatının, vekâlet ücretinin ve yargılama giderinin miktarına bakılmalıdır.
6. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili kabulüne karar verilen davada hüküm altına alınan icra inkar tazminatının, vekâlet ücreti ile yargılama giderinin hatalı hesapladığı gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kesinlikten reddine karar verilmiştir. Ancak somut olayda hem dava değeri, hem de ... başına istinaf konusu yapılan icra inkar tazminatı, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri ayrı ayrı kesinlik sınırının üzerindedir. Bu durumda kararın söz konusu fer'iler bakımından kesin olduğundan söz edilemeyeceğinden Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde kesinlik nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının talep hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.