Logo

9. Hukuk Dairesi2023/1458 E. 2023/5963 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketler arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, bu ilişki çerçevesinde davalıların talep edilen işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadıkları, kötüniyet tazminatı koşullarının bulunup bulunmadığı, ücret ve yıllık izin alacaklarının ispatı ve yıllık izin ücretinin hesabı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketler arasında organik bağ bulunması ve davacının her iki şirket bünyesinde eş zamanlı olarak istihdam edilmiş olması nedeniyle yıllık izin alacağının tüm hizmet süresi dikkate alınarak hesaplanması ve davalı şirketlerin müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince davalı şirketlerin sorumlu oldukları dönemler ayrılarak hüküm kurulması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi davacı vekili tarafından talep edilmesine üzerine, 22.03.2022 tarihli ek karar ile hükmün tavzihine karar vermiştir.

Asıl kararın davacı ve davalılar vekilleri tarafından, 22.03.2022 tarihli ek kararın ise davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ve ek kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı ve davalılar vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.04.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ... ... ile davalılar vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde; davacı asılın ... sözleşmesinin feshedildiği 18.12.2015 tarihine kadar (11 yıl) genel müdür olarak belirsiz süreli ... sözleşmesi ile çalıştığını, davacının bir ara Yönetim Kurulu üyeliği dahi yaptığını, Mayıs 2013 tarihinde ortaklardan birisinin hisselerine Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu (TMSF) tarafından el konulduğunu, davacının ... oluşan Yönetim Kurulu ile uyumlu ve başarılı çalışmalarını devam ettirdiğini, ancak 18.12.2015 tarihinde kendisine tebliğ edilen bir yazı ile bildirim şartına uyulmadan görevine son verildiğini, hafta tatili, ... ... ve genel tatil günleri ayrımı yapmadan tüm zamanını işine hasrettiğini, davacının işyerinin bütününü yöneten genel müdür konumunda olduğu için fazla çalışmalarının karşılığını hiçbir zaman talep etmediğini, genel müdür konumunda olan davacının ... güvencesi hükümlerinden yararlanamadığını, fesih hakkını kötüye kullanan işverenin 4857 sayılı ... Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç ... tutarında kötüniyet tazminatı ödemek zorunda olduğunu, ayrıca ihbar tazminatı da ödenmesi gerektiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile kötüniyet tazminatı, ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ... ... ve genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; Digital Platform İletişim Hizmetleri AŞ'nin unvanının 27.01.2012 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ olarak değiştirildiğini, Digital Platform Teknoloji Hizmetleri AŞ'nin 40.000.000 adet hissesinin Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ'ye ait olup ... ortak durumunda olduğunu, bu anlamda Şirketler arasındaki organik bağın net olduğunu, davacı tarafından da ... hizmet yürütüldüğünü ve hizmet bütünlüğü bulunduğunu, davacının işbu davanın yanında yine Mahkeme nezdinde 2016/146 Esas sayılı davayı da ikame ettiğini, derdest 2016/145 Esas sayılı davanın davalısı Digital Platform Teknoloji Hizmetleri AŞ kurulunca davacının şimdiki unvanıyla Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ'de bulunan bordrosunun bir kısmının bu ... tüzel kişiliğe geçirildiğini ve ücretinin bir kısmını Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ'den alırken bir kısmını da Digital Platform Teknoloji Hizmetleri AŞ'den almaya başladığını, davacının her iki Şirkete ayrı ayrı hizmet vermediğini, her iki Şirketten ayrı ayrı yıllık ücretli izne hak kazanmasının söz konusu olmadığını, Digital Platform Teknoloji Hizmetleri AŞ'nin ... ortağının Krea içerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ olduğunu, davacıya 23.02.2016 tarihinde 92.300,00 TL tutarında kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, davacının ücret, prim ve sair haklarıyla birlikte aylık birim ücretinin 11.770,00 USD karşılığı ... Lirası olduğunu, davacının Krea içerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ’nin genel müdür yardımcısı pozisyonunda görev yapan eşi E.Y. işten ayrılırken 368.000,00 TL tutarında ödeme yaptığını, bu nedenle davacının eşine ödediği yüksek miktarlı paranın ücret ve hak edişlerinden kesildiğini, davacının genel müdür olması nedeniyle ... güvencesi hükümlerinin kapsamında olmadığını, bu nedenle ... sözleşmesinin feshinde geçerli bir nedene dayanılması veya neden gösterilmesinin gerekmediğini, 4857 sayılı Kanun'a göre ... sözleşmesinin fesih bildirim süresine uyarak veya fesih bildirim süresine ilişkin ücretin ödenmesi suretiyle feshedilebileceğini, davacının ... sözleşmesi feshedilirken ihbar süresine ilişkin ücretinin kendisine ödendiğini, davacının kötüniyet tazminatı alacağı talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; Digital Platform İletişim Hizmetleri AŞ'nin unvanının 27.01.2012 tarihli Yönetim Kurulu karan ile Krea içerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ olarak değiştirildiğini, Digital Platform Teknoloji Hizmetleri AŞ'nin 40.000.000 adet hissesinin Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ'ye ait olup ... ortak durumunda olduğunu, davacıya tüm hizmet süresine ilişkin kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı olarak 490.000,00 TL'nin 23.02.2016 tarihinde ödendiğini, bu nedenle bu taleplerin reddi gerektiğini, davacının son ücretinin brüt 145.638,00 TL olduğunu, davacının Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ’nin genel müdür yardımcısı pozisyonunda görev yapan eşi E.Y. işten ayrılırken 368.000,00 TL tutarında ödeme yaptığını, davacının eşine ödediği yüksek miktarlı bu paranın ücret ve hak edişlerinden kesildiğini, 4857 sayılı Kanun'a göre ... sözleşmesinin fesih bildirim süresine uyarak veya fesih bildirimi süresine ilişkin ücretin ödenmesi suretiyle feshedilebileceğini, davacının ... sözleşmesi feshedilirken ihbar süresine ilişkin ücretinin kendisine ödendiğini, davacının kötüniyet tazminatı alacağı talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işverenlerden Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ nezdinde, 13.10.2005-18.12.2015 tarihleri arasında çalıştığı, diğer davalı Digital Platform Teknoloji Hizmetleri AŞ nezdinde ise 26.08.2011-18.12.2015 tarihleri arasında çalıştığı, Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ yanındaki çalışma süresine göre hak edilen yıllık izin süresinin 170 ... olduğu, davacının Digital Platform Teknoloji Hizmetleri AŞ nezdindeki çalışma süresine göre davalı işveren nezdindeki hak ettiği izin ... sayısının 56 ... olduğu, devir süreci ile birlikte fesihlerde yapılan tazminat ve prim ödemelerinde objektif kriterlerin uygulanmadığı, bu yönü ile fesih hakkı uygulamasının şartları itibarıyla kötüye kullanıldığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi 22.03.2022 tarihli ek karar ile; kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin dava açıldıktan sonra davalı tarafça ödendiği, bu yönden ilgili talepler hakkında esas yönünden ret değil davanın konusuz kalmasına karar verilmesi gerektiği, davacı vekilinin talebinin tavzih talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle yargılama giderleri yönünden kabul ve ret oranının da gözetildiği belirtilerek hükmün tavzihine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; kıdem ve ihbar tazminatının davalı tarafından dava açıldıktan sonra ödendiğini, İlk Derece Mahkemesinin bu talepler hakkında davanın reddine karar vererek aleyhlerine vekâlet ücretine ve yargılama giderine hükmetmesinin hatalı olduğunu, kötüniyet tazminatı hesabının hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini, İlk Derece Mahkemesinin bu hususu gözden kaçırarak ıslah varmış gibi hüküm tesis ettiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili; davacının 13.10.2005 tarihinden itibaren Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ nezdinde ve 01.08.2011 tarihinden itibaren aynı Şirketler topluluğu içerisinde faaliyet gösteren bir diğer Şirket olan Digital Platform Teknoloji Hizmetleri AŞ nezdinde CEO olarak ... görme edimini yerine getirmiş olduğunu, davacının ... sözleşmesinin işletmesel gereklilikler dikkate alınarak hukuka uygun olarak sonlandırılmış olduğunu, ... sözleşmesinin davalı Şirketler tarafından kötüniyetli olarak sonlandırıldığı somut delillerle ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, davacının yıllık izin ücret alacağının kademeli gelir vergisi dikkate alınarak hesaplanması gerekirken ... hesaplanmasının hatalı olduğunu, davalı Şirketler arasında organik bağ söz konusu olduğundan yıllık izin ücret alacağının ve diğer alacakların iki Şirket için ayrı ayrı hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının ücret alacağı bulunduğu yönünde kurulan hükmün hatalı olduğunu, gerekçeli karardan sonra hatalı şekilde ek karar kurulmuş olduğunu, yargılamaya tâbi olması gereken hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulması gerekirken yapılan değişikliklere ek karar düzenlenerek hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın gerekçesiz olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının belirtilen tarihler arasında her iki Şirkette genel müdür olarak çalıştığı ve davalı Şirketler tarafından bu dönem için ayrı ayrı 30 ... üzerinden çalışmalarının sigortaya bildirilmesinin yanı sıra, ... sözleşmesinin feshi sonrasında da davalılarca ayrı ayrı kıdem ve ihbar tazminatı ödendiği, bu durum karşısında davacının her iki davalıya ayrı ayrı hizmet verdiği, dolayısıyla her iki Şirket nezdinde geçen çalışmaları için ayrı ayrı yıllık izin ücreti alacağına hak kazanacağının kabulü gerektiği, ayrıca davalı tarafça istinaf dilekçesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda izin ücreti alacağından kademeli gelir vergisi kesintisi yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; yargılama aşamasında bilirkişi raporuna bu konuda bir itirazının olmadığı, hesaplama yöntemi yönünden davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek bu istinaf sebebinin de yerinde olmadığı, işveren tarafından fesih hakkının kötüniyetle kullanıldığı ispatlanamadığından kötüniyet tazminatının kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının dosya kapsamına uygun olmadığı, davacı işçinin rızası olmaksızın 29.08.2014 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile davacının ücretinden her yüzde %25 kesinti yapıldığı, işçinin ücretlerinden mahkeme kararı olmaksızın kesinti yapılamayacağı nazara alındığında davacının bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda ücret alacağının bulunduğu, taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların tavzih yolu ile değiştirilemeyeceği, bu yöndeki davalıların istinaf talebinin de yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; fesih hakkı kullanılırken davacıya zarar verme kastının bulunduğunu bu nedenle kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili; istinaf dilekçesini tekrar ederek ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve bu belirlemenin sonucuna göre davalıların talep edilen alacaklardan sorumlu olup olmadıkları, kötüniyet tazminatı koşullarının bulunup bulunmadığı, ücret ve yıllık izin alacaklarının ispatı ve yıllık izin alacağının hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 17, 32, 53, 57 ve 59 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında kural olarak farklı tüzel kişiliği haiz işverenlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün değildir. Ancak bu gibi durumlarda işçilik alacakları hesabı noktasında hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, ... sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi veya birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir.

3. Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı Digital Platform Teknoloji Hizmetleri AŞ'ye karşı açtığı asıl dava dilekçesinde 11 yıl davalı Şirketin genel müdürü olarak çalıştığını beyan ederek dava konusu işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiş; asıl davada davalı Şirket ise birleşen davanın davalısı Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ ile aralarında organik bağ bulunduğunu, davacı tarafından ... hizmet yürütüldüğünü ve hizmet bütünlüğü bulunduğunu savunmuştur. Davacının sigortalı hizmet cetvelinden, 13.10.2005 tarihinde davalılardan Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon AŞ'de çalışmaya başladığı, bu çalışması devam ederken 26.08.2011 tarihinde diğer davalı Şirkette sigorta girişinin yapıldığı ve iki Şirket tarafından da sigortasının yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince; davacının belirtilen tarihler arasında her iki Şirkette genel müdür olarak çalıştığı ve davalı Şirketler tarafından bu dönem için ayrı ayrı 30 ... üzerinden davacının çalışmasının sigortaya bildirildiği, ... sözleşmesinin feshi sonrasında da davalılarca ayrı ayrı kıdem ve ihbar tazminatı ödendiği, bu duruma göre davacının her iki davalıya ayrı ayrı hizmet verdiği, dolayısıyla her iki Şirket nezdinde geçen çalışmaları için ayrı ayrı yıllık izin ücreti alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davalı Şirketlerin sorumlu oldukları dönemler ayrılarak karar verilmiş ise de, yapılan bu değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

4. Dosya kapsamına göre davalı Şirket yetkililerinin ve ortaklık yapılarının aynı olduğu, aralarında hukuki ve fiili irtibatın bulunduğu, davacının her iki davalıya ait işyerinde de çalıştığı ve istihdamın eş zamanlı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca davacının yıllık izin alacağının tüm hizmet süresi bakımından hesaplanması ve davalı Şirketlerin müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekli iken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Davalılar yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.