"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2846 E., 2023/646 K.
DAVA TARİHİ : 19.07.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/340 E., 2020/191 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının işveren nezdinde çalışması sonrasında 1997 yılında emekliliğe hak kazandığını, davalı işverenin özel emeklilik programına göre emeklilik aylığının yıllık enflasyon oranında artması gerektiğini, işverene ihtarname çekildiğini, arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamadığını iddia ederek davacının emeklilik tarihinden dava tarihine kadar alması gereken emekli aylıkları ve farklarının hesaplanması suretiyle toplam alacağının belirlenmesini, bu tutarın ödenmesi gereken tarihlerden itibaren yasal faiziyle tahsilini ve davadan sonra tahakkuk edecek emekli aylıklarının yıllık enflasyon oranında artırılarak ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, davacının tüm emeklilik hakları ödenerek emekli edildiğini, ihtirâzi kaydının olmadığı bordrolarla emekli aylığını aldığını, aylıkların enflasyona göre artırılacağına dair düzenleme olmadığını, özel emeklilik programının tek taraflı jest niteliğinde olduğunu, 01.07.1974 tarihli Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Hizmetleri İştiraksiz Emeklilik ve Ölüm ve Tam ve Daimi Malüliyeti Yardımları Talimatnamesi'nin (01.07.1974 tarihli Talimatname) 7 nci maddesindeki hükmün akdi mahiyette olmadığını ve benzer davaların işveren lehine sonuçlandığını; BP Petrolleri AŞ aleyhine aynı emeklilik sistemi nedeniyle açılan davaların reddedilerek kesinleştiğini, Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2013/862 Esas, 2014/35 Karar; 2013/879 Esas, 2014/39 Karar; 2013/863 Esas, 2014/36 Karar ve 2013/140 Esas, 2013/139 Karar sayılı kararları ile ile Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2013/131 Esas, 2014/204 Karar sayılı kararlarının sunulduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma ilâmlarının sunulduğunu, uyuşmazlık konusunun aynı olduğunu, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki Mersin mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı ve emsal alınması gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında mümkün olmayan kararlar olduğunu, talebin dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığını, davacının tüm alacaklarını alarak davalıyı ibra ettiğini, artık hiçbir ad altında talep hakkı olmadığını, ek emekliliğin kanuni bir zorunluluktan doğmadığını, davacıya bugüne kadar gerekli artışların yapıldığını, aylıkların herkes için aynı oranda artırıldığını, bu durumun hakkın kötüye kullanması olduğunu, davacının yıllardır emekli aylığı aldığını ve itiraz etmediğini, mevzuata aykırı talepte bulunulduğunu, dosyaya uzman görüşü de sunulduğunu, Şirkette üretim faaliyetinin olmaması ve uzun yıllar enflasyonun altında ücret zammının kabul edilmiş olmasının zımni irade olduğunu, davacı işveren nezdinde çalışmadığından herhangi bir baskı da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işveren tarafından ödenmesi gereken emeklilik aylığı ile fiilen ödenen emeklilik aylığı arasındaki farkın, davalı işveren tarafından davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, davacının, oluşa uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilen fark emeklilik aylığına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; dava konusu edilen alacak ücret ödemesi olmadığından 1 yıllık zamanaşımına tâbi olup kabul anlamına gelmemek üzere, 1 yıllık zamanaşımı süresi nazara alınmadan verilen hükmün hukuka uygun olmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesi hükmüne aykırı olduğunu ve bu hükmü karşılar yeterlikte bir karar olmadığını, gerek somut dosyada gerekse diğer emsal davalarda mahkemelerin itirazlarını ve davanın hukuki temelini incelemediğini, temerrüt oluşmadığı için faiz uygulanamayacağını, İlk Derece Mahkemesi kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, delillerinin değerlendirilmediğini, iştiraksiz emeklilik sisteminden bağlanan emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılması yönündeki talebin hukuki dayanağının tamamen yanlış değerlendirildiğini ve adeta işvereni bağlayıcı bir düzenleme veya işyeri şartı varmışçasına haksız ve adaletsiz karar verildiğini, emsal davalarda da aynı kriter etrafında yargılamalar yapıldığını ve davaların işveren lehine ret kararı ile sonuçlanarak kesinleştiğini, davacı tarafça sunulan ve davaya dayanak alınan emsal mahiyetteki Mersin mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı, gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında emsal alınması mümkün olmayan kararlar olup kesinleşmediklerini, davacının tüm haklarını alarak müvekkili Şirketten ayrıldığını ve ayrılırken ibra etmiş olmakla artık hiç bir ad altında talep hakkının kalmadığını, davacı tarafın uzun süredir ek emekli aylığı almakta ve buna itiraz etmemekte olduğunu, bunun zımni bir muvafakat anlamına geldiğini ve bu nedenle de davacının artış farkı talep hakkının bulunmadığını, davacı tarafa ya da herhangi bir emekliye emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılacağı yönünde herhangi bir taahhüt verilmediği gibi Talimatname'de de bu yönde bir hüküm bulunmadığını, bu dava ile aynı mahiyette toplam 75 adet daha seri dava olduğunu ve bu davaların tümünün haksız yere aleyhe sonuçlanması hâlinde müvekkili Şirketin ciddi bir mali krize gireceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, davalıya ait işyerinden emekli olarak ayrıldığı, 01.07.1974 tarihli ATAŞ Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Hizmetlileri İştiraksiz Emeklilik Ölüm ile Tam ve Daimi Malüliyet Yardımları Talimatnamesi gereğince davalının kendi Şirketinde çalışarak emekli olan işçisine, Sosyal Güvenlik Kurumu nezdindeki emeklilik aylığından hariç olmak üzere ilave emeklilik aylığı ödediği, işveren tarafından, işçilerden katılma payı alınmaksızın ödenen bu emekli aylığının ihtiyari ve işverenin takdirinde bir ödeme olduğunun ve 01.07.1974 tarihli Talimatname'de her yıl enflasyon oranında zam yapılması yönünde bir hüküm bulunmadığının savunulduğu görülmekle işveren tarafından, dosyada mübrez Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G. isimli işçilere verilen yazılı taahhütlerde emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılacağı belirtilmiş olup eşit işlem borcu ilkesi gereğince davacının da emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılması gerektiğinden dolayı Dairenin emsal nitelikteki 2019/4140 Esas ve 2022/1055 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu (aynı yönde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.10.2021 tarihli, 2021/10465 Esas ve 2021/14526 Karar sayılı ilâmı) ancak ıslaha karşı zamanaşımı def'inin değerlendirilmediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar etmiş ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının eksik incelemeye dayalı olduğu, istinaf başvurusu hakkında yeterli inceleme yapılmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince davacıya ödediği emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapmasının gerekip gerekmediği, bu bağlamda davacının fark alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa alacağa yürütülmesi gereken faiz başlangıç tarihi hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5 inci maddesi, Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelik.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeler ile ileri sürülen temyiz nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı nezdinde çalışıp emekli olduktan sonra davalı Şirketin iç düzenlemesi mahiyetinde olan 01.07.1974 tarihli Talimatname ile 28.03.1983 tarihli Ataş Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Emeklilik Ölüm ve Tam Daimi Malüliyeti ile İlgili Karşılıksız Yardım Talimatnamesi gereğince, sosyal güvenlik mevzuatı dışında, işyerindeki özel emeklilik programına tâbi olarak ilave emekli aylığına hak kazandığını; ancak yapılması taahhüt edilen enflasyon oranında zammın yapılmadığını ileri sürerek fark ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Davacı ile aynı konumda olan dava dışı işçilere yönelik taahhütler de gerekçeye konu edilmek suretiyle davacının eşit işlem borcuna riayet etmediği gerekçesiyle talebin kabulüne karar verilmiştir.
3. Ne var ki yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmayıp emsal olduğu ileri sürülen işçilerin davacı ile aynı konumda olup olmadıkları, emeklilik sonrası Şirket Talimatnameleri gereğince ödenen ücretlerine iddia olunduğu gibi enflasyon oranında artış yapılıp yapılmadığı ve yapılan ödemelerin tutarı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır.
4. Şu hâlde Bölge Adliye Mahkemesince; dava dışı işçiler, Y.K., T.K., N.E., M.B. ve M.G'ye yapılan ödemelere ilişkin kayıtlar getirtilip davalı Şirket tarafından bahsi geçen emekli çalışanlara enflasyon oranında ödeme yapılıp yapılmadığı yöntemince belirlenerek tüm dosya kapsamına göre yeniden yapılacak değerlendirme ile bir karar verilmelidir.
5. Her ne kadar Dairemizce daha önce incelenen bir kısım dosyada, benzer gerekçe ile verilen kararlar onanmış ise de somut dosyaya ilişkin temyiz incelemesinde; eşitlik ilkesi yönünden Mahkemelerce yapılan araştırmanın yetersiz olduğu görülmekle hükmün yukarıda yazılı sebepten bozulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.