Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14809 E. 2023/12219 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, alt işverenin çalıştırdığı davacı işçinin hak ve alacaklarından asıl işveren sıfatıyla sorumlu olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalı şirketin alt işverenin işçisinden asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğuna dair kararı, usul ve hukuka uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2020/711 E., 2023/78 K.

KARAR : Asıl davanın kabulü ile birleşen davanın kısmen kabulü

MAHKEMESİ : ... 12. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/141 E., 2021/432 K.

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin 07.09.2016 tarihli kararı ile bozma ilâmına direnilmesi karar verilmiştir.

Direnme kararının davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.....2020 tarihli ilâmı ile Mahkemece verilen direnme kararının usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ve davalı ... Deri Konfeksiyon San. ve Tic. AŞ (... Şirketi) vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalılardan ... Şirketine ait işyerinde çalıştığını, rızası olmadan sigorta bildirimlerinin diğer davalılarca yapılmış olabileceğini, asıl işverenin ... Şirketi olduğunu, davalılardan ...'ün ise ustabaşı olduğunu, ... sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, yıllık izin, bir kısım aylık ücret ve ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; 2003 yılı Haziran ayından 16.....2012 tarihine kadar davalı ... Şirketinin ve davalının muvazaalı olarak alt işveren gösterdiği kişilerin üzerinden sigortalanarak çalıştığını, işten çıkarıldığını, son 4 aylık ücretinin ödenmediğini, 30. ... Mahkemesi dosyasında ayrıntılı olarak belirtilen çalışma koşullarında çalıştığını, söz konusu dosyada yapılan yargılama sırasında verilen kararların Yargıtaydan lehlerine bozulduğunu ve son olarak Mahkemenin direnmesi neticesi gittiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan da müvekkili lehine dönen dosyanın yargılamasının devam ettiğini açıklayarak işbu dosyanın 30. ... Mahkemesinin 2020/711 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve 8.300,00 TL kıdem tazminatı ve 2.700,00 TL ihbar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı ... Şirketi vekili, davacının kendi işçileri olmadığını, bir kısım işyerinin davalılardan ...’e kiralandığını, davacının da ... işçisi olarak çalıştığnı, kendilerinin davada husumetleri olmadığını savunurak davanın reddini istemiştir.

2. Asıl davada davalı ... vekili, kira sözleşmesi ile ... Deri AŞ'den makine ve işyeri kiralayarak ve ... alarak çalıştığını, davacının da belirli bir süre kendisinin yanında işçi olarak çalışıp kendi isteği ile işten ayrıldığını, alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

3. Asıl davada davalı ... Akgün, davacının hiçbir işçisi olmadığını savunurak davanın reddini istemiştir.

4. Asıl davada davalı ... ise, davacının 04.04.2011-26.07.2011 tarihleri arasında çalıştığını, kendi isteği ile işten ayrıldığını, hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

5. Birleşen davada davalı ... Şirketi vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının herhangi bir hukuki yararı bulunmadığından davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davacı taleplerinin zaman aşımına uğradığını, yerleşik Yargıtay içtihatları karşısında bozma sonrası ıslah yapılamayacağını, işbu davada müvekkili Şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacı ile müvekkili Şirket arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki olmayıp davacının diğer davalı ... tarafından istihdam edildiğini, müvekkili ile ... arasında kira ilişkisi bulunduğunu savunarak davanın usul ve esas yönünden reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.09.2014 tarihli ve 2013/516 Esas, 2014/385 Karar sayılı kararı ile; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının toplam 8 yıl, 7 ay, 1 gün hizmet süresi bulunduğu, ... sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı ayrıca fazla çalışma, yıllık izin, bir kısım aylık ücret, ... bayram ve genel tatil ücreti alacakları da olduğu, bu alacaklardan davalılar ... ve ...'ın sorumlu olduğu, davalı ... nezdinde çalışması olmadığı için bu davalı yönünden davanın reddi gerektiği, yine ... Şirketi ile davalı ... ve ... arasında organik bağın bulunduğu yönünde her hangi bir delil elde edilemediği, asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığı, buna göre ... Şirketine yönelik davanın da reddi gerektiği gerekçesiyle davalılar ... ve ...'a karşı açılan davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 11.01.2016 tarihli ve 2014/35779 Esas, 2016/54 Karar sayılı kararıyla; davacı ve davalı ... vekilinin diğer itirazları reddedilerek hizmet süresine yönelik eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olduğu, ayrıca davalı Şirket ile diğer davalı ... arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğundan davalı Şirketin davacı alacaklarından sorumlu olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir.

B. Direnme Kararı

Mahkemenin 28.02.2019 tarihli ve 2018/3789 Esas, 2019/499 Karar sayılı kararı ile; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin usul ve yasaya uygun olduğu düşünülen bozma ilâmına uyularak yargılamaya devam olunmuş ise de Mahkemelerinin 2013/516 Esas, 2014/385 Karar sayılı ilâmının 1.100,00 TL'lik toplam miktar üzerinden değerlendirildiği, ret edilen bir miktarın bulunmadığı, temyiz sınırının eda davasının miktar ve değerine göre belirlenmesinin gerekeceği, seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılmasının gerektiği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2016/10344 Esas, 2016/10023 Karar sayılı ilâmında davacısı farklı olup davalıları aynı olan ve miktar olarak da aynı şekilde açılan dava dosyasına ilişkin olarak bu sebeple temyiz talebinin kesinlik sınırında bulunması nedeni ile ret kararı verildiği, her iki dosya arasında usule yönelik çelişkinin bulunduğu, kararın kesin olması gerektiği, bozmadan sonra yapılan ıslahın da geçerli olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle bozma ilâmına direnilmesine karar verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.....2020 tarihli ve 2020/9-248 Esas, 2020/480 Karar sayılı ilâmı ile; somut olayda davacı ve davalı ... vekilinin temyiz üzerine verilen Yargıtay bozma kararı sonrası Mahkemenin bu karara uyması ile taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu ve usuli kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olacak istisnai bir durum da bulunmadığına göre, artık önceki kararda direnilmesinin usulen mümkün olmadığı, usuli kazanılmış hak ilkesinin kamu düzeni ile ilgili olup temyiz aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, bu nedenle Mahkemece bozmaya uyulmakla, uyulan bozma gereklerinin yerine getirilmesi yerine direnme kararı verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak davalılardan ...'ın davalı ... ... Şirketinin alt işvereni olduğu, davacının bu işveren nezdinde geçen çalışmalarından da davalı Şirketin 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacının 15.....2003-30.10.2008 tarihleri arasında geçen 5 yıl, 4 ay, 15 gün; 24.05.2010-30.....2010 tarihleri arasında geçen 1 ay, 6 gün; 04.04.2011-26.07.2011 tarihleri arasında geçen 3 ay, 22 gün olmak üzere toplam hizmet süresinin 5 yıl, 9 ay, 13 gün olduğu, 11.05.2022 havale tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamaya itibarla birleşen dava bakımından ihbar tazminatının kabulüne, taleple bağlı kalınarak kıdem tazminatının kabulüne karar verildiği, asıl dava bakımından ise yine taleple bağlı kalınarak alt işveren davalı ..., ... ve davalı ... Şirketi bakımından kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, yıllık izin alacağı taleplerinin kabulüne karar verildiği, davalı ...'ün davacının çalışmalarından işveren sıfatıyla herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından bu davalı bakımından husumet yokluğundan reddine karar verildiği, yargılamanın ilk celsesinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilâmına uyulduğu, beyan tarihi itibarıyla alt işverenlere yönelik davadan feragatin asıl işverene etkisinin bulunmadığı, 17.09.2021 havale tarihli bilirkişi kök raporu, 11.05.2022 havale tarihli bilirkişi ek raporundaki açıklamalar, tespit ve hesaplamalar doğrultusunda asıl davanın davalılardan ..., ... ve ... Şirketi yönünden kabulüne, davalı Berattin Akgün'e yönelik ise reddine, birleşen dava bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... Şirketi vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; karar onanmaz ise asıl dosyada 2016 yılında verilen talep artırım dilekçesinin olduğunun, karar verilirken bu dilekçenin hiç dikkate alınmadığının ve nedeninin de açıklanmadığının, ayrıca dosyada daha önce verilen ıslah dilekçesinin de dikkate alınması gerektiğinin gözetilmesini istediklerini belirtmiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili; müvekkili Şirket ile diğer davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, davalı ...'ün sadece müvekkilinin kiracısı olduğunu, davacı tarafından iddiasının ispatlanamadığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; bozma ilâmına uygun şekilde dava konusu hak ve alacaklar yönünden davalı Şirketin asıl işveren olarak sorumlu tutulup tutulmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2.4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı ve davalı ... Şirketi vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.