Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14 E. 2023/3066 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin işverenden kaynaklanan prim ve fazla mesai ücretlerinin hesaplanması ve ispatına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kota aşım priminin, ekibiyle birlikte yaptığı satışlar üzerinden değil, kendi yaptığı satışlar üzerinden hesaplanması ve fazla mesai alacağının elektronik giriş-çıkış kayıtlarının usule uygun tutulmaması sebebiyle tanık beyanlarıyla ispatlanıp makul oranda indirim yapılması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

DAVA TARİHİ : 27.03.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 24. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/186 E., 2021/769 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 02.05.2019 tarihli ve 2018/61 Esas, 2019/259 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 26.01.2021 tarihli ve 2019/3033 Esas, 2021/182 Karar sayılı karar ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.02.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 31.11.2011 tarihinde müşteri ilişkileri yöneticisi olarak çalışmaya başladığını, 2012 yılından itibaren satış ve ... geliştirme müdürü olduğunu, 2018 yılı Ocak ayında davalı işverenin davacıyı ikale sözleşmesini imzalamaya zorladığını, davacının kabul etmemesi üzerine 08.01.2018 tarihinde davalı işverenin Şirketin ... değiştirmesi nedeniyle yeniden yapılanma yoluna gidilmesi, yeni yurt dışı pazarlara açılma hedefi ile çalışanın İngilizce bilme zorunluluğunun olması, pozisyon değişikliğinden dolayı satış müdürü pozisyonuna ihtiyaç kalmaması konusunda almış oldukları yönetsel karar uyarınca departmanda istihdam fazlalığına bağlı organizasyonel değişiklik yapılacağından bahisle tamamen haksız ve geçersiz sebeplerle davacının ... sözleşmesini feshettiğini, davacının asıl işten çıkarılma sebebinin yüksek performansı nedeni ile hak ettiği ücret ve prim alacaklarının ödenmemesinin temini olduğunu, çalıştığı süre boyunca her yıl Şubat ayında ortalama %25 zam sağlanmak suretiyle çalışan davacının 2017 yılında aldığı net ücretinin 6.750,00 TL olduğunu, primleri ile birlikte davacının en son aylık ücretinin 13.400,00 TL olarak ödendiğini, belirlenen satış hedef/kotasının tutturulması hâlinde 12 ay boyunca her ay birer ücret tutarında hedef primi verildiğini, satış hedef/kotasının aşılması hâlinde ise ayrıca hedefin aşılan kısmının %5’i miktarında ve bu miktarında 12 ay içinde eşit taksitler hâlinde ödenmesini içeren hedef aşımı primi ödendiğini, davacının hak ettiği primlerin 2014 yılından önce elden bu tarihten itibaren ise banka kanalıyla ücreti ile birlikte ödendiğini, davacıya 2016 yılında primleriyle birlikte 13.400,00 TL ücret ödendiğini, davalı işverenin 2017 yılı için hedef/kota tutarını 5.500.000,00 TL olarak belirlediğini, davacının bu miktarı aşarak 10.893.415,00 TL tutarında satış gerçekleştirdiğini, 2017 yılında net ücreti 6.750,00 TL olan davacının her yıl yapılan ortalama %25 tutarındaki zam miktarına göre hedef/kota primine esas aylık maaşının %25'lik oran karşılığı olan 1.687,00 TL'nin eklenmesiyle oluşan 8.437,00 TL, toplam hedef priminin de 101.244,00 TL olduğunu, hedef aşım miktarı olan 5.393,145,00 TL'nin %5’i olan 269,670,00 TL'nin de hedef aşımı primi olduğunu, aylık ortalama 30-40 saat fazla çalışma yapan davacıya fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini belirterek prim ve fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, işverenin prim ödemesi gerçekleştirme yükümlülüğü altına girebilmesi için öncelikle olumlu bir duruma geçmiş olması gerektiğini, 2016 yılında davalı işverenin ticari bilanço kârı 12.386,855,60 TL iken zararının 0,00 TL olduğunu, 2017 yılında ise ticari bilanço kârının 0,00 TL, ticari bilanço zararının 944.495,32 TL olduğunu, bu nedenle zarar etmiş bir işverenin prim gibi kârlılığa dayalı bir sistemde ödeme yapmasının beklenemeyeceğini, davalı işyerinde 08.30-17.30 saatleri arasında çalışıldığını, davacı da dâhil tüm çalışanların yasal sınırlardan daha fazla ara dinlenme yaptığını, davacının davalı işyerinde en son satış müdürü olarak çalıştığını, pozisyonu gereği çalışma saatlerini kendisi belirleyen davacının fazla çalışma ücreti talebinde bulunamayacağını, davalı işyerinde prim uygulaması söz konusu olması nedeniyle Yargıtay kararları gereğince fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, davacının fazla çalışma ücretine hak kazandığının varsayılması hâlinde davacının çalışmadığı sürelerin hesaplamadan dışlanması gerektiğini, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ödemesine ek olarak davacıya 33.750,00 TL ödeme yapıldığını, bu ek ödemenin hükmedilen alacak kalemlerinden mahsup edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 01.01.2012-08.01.2018 tarihleri arasında çalıştığı, net 6.750,00 TL ücret aldığı, Teknokent tarafına gönderilen puantaj kayıtları ve tanık beyanları dikkate alınarak davacının fazla çalışma alacaklarının yeniden hesaplandığı, bilirkişinin dosyaya sunmuş olduğu rapor dikkate alındığında davacının fazla çalışma alacağının bulunduğunun tespit edildiği, verilen ilk karar davacı tarafından istinaf edilmediğinden davalı lehine usuli kazanılmış hak dikkate alınarak önceki miktar üzerinden hüküm kurulduğu, ayrıca hesaplamalar kayıtlar esas alınarak yapıldığından herhangi bir indirim yapılmadığı, dinlenen tanıkların işyerinde prim uygulamasının olduğunu, yılını dolduran ve belirlenen kotaya ulaşan herkese takip eden yıl içerisinde 12 taksit hâlinde prim ödendiğini ayrıca kotanın aşılması hâlinde aşılan miktarın %5'i kadarı prim ödendiğini beyan ettikleri, işyerinde prim uygulaması olduğu, işyeri kayıtları üzerinde yapılan incelemeler ve davacı tarafından gönderilen e-posta içeriği değerlendirildiğinde; davacıya 5.500.000,00 TL'lik hedef kotanın belirlendiği, davacı ve ekibinin söz konusu kotaya ulaştıkları gibi bu kota tutarı aşılmak suretiyle 10.893.415,00 TL'lik miktarda satış gerçekleştirdikleri, davalı işyeri kayıtlarında mali müşavir aracılığı ile inceleme yapıldığı ve bu konuda rapor alındığı, kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere davacı tarafından prime esas satış olarak bildirilen siparişlerin şirket kayıtlarında bulunduğu, davacı tarafından sunulan satış listesindeki satış tutarının davalı şirketin satış faturalarında bulunduğu, davalı işyeri kayıtlarında davacının iddia etmiş olduğu hedef kota ve satış tutarına ulaşıldığı, söz konusu satışların bizzat davacı tarafından yapıldığına dair kayıt bulunmamasının ya da faturalarda davacının isminin olmamasının bu gerçeği ortadan kaldırmadığı, davacı ve ekibine belirli bir hedef kota belirlendiği, davacı ve ekibinin de belirlenen hedef kotaya ulaştığı, satış kayıtlarının davacı tarafından yapıldığının kayıt altına alınmamış olmasının davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği, davacının belirlenen kotaya ulaştığı ve kotayı aştığından prime hak kazandığı, bu hususun gerek tanık beyanları ile gerekse davacı tarafından sunulan ve aksi davalı tarafından ispat edilmeyen belge ve alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacının hak kazanmış olduğu primin davalı tarafından ödendiği ispat edilemediğinden hesaplanarak hüküm altına alındığı, her ne kadar davalı taraf zarar ettiklerini bu nedenle davacının prime hak kazanmadığını iddia etmiş ise de primin Şirketin kâr etmesi hâlinde dağıtılacağına dair davalı tarafından dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, primin dağıtılmasının Şirketin kâr etmesine bağlı olmadığı, primin davalı tarafından belirlenen kotaya ulaşılması ve kotanın aşılması hâlinde ödeneceği kararlaştırılan bir tutar olduğu, davacının belirlenen kotaya ulaştığı gibi kotayı da aştığı, bu nedenle davacının kotaya bağlı prime hak kazandığı gibi kotanın aşılması nedeni ile de prime hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; prim hesaplanmasına konu ücretin hatalı kabul edildiğini, yargılama boyunca hiçbir şekilde davacının ücretinin araştırılmadığını, gerekçeli kararda yer verilen ücret miktarının maddi gerçeğe aykırı olduğunu, işyeri uygulamasına göre zararın olmadığı yıllarda normal şartlarda çalışanlara hedef kota primi olarak hedefin tutturulduğu yıl baz ücreti baz alınarak bir sonraki yıl içinde her ay bir ücret prim ödemesi yapıldığını, prim hak edişlerinin sonraki yıl ücretlerle birlikte aylık olarak ödendiğinin ihtilafsız olduğunu, ancak davacının yeni dönem ücreti üzerinden prim alındığı beyanına itibarla hesaplamanın da bu doğrultuda yapılmasının yanlış olduğunu, davacının 2018 başında işten ayrıldığından zamlı ücret almadığını, zaten prim ödemelerinin önceki yıl ücretine göre belirlenerek tahakkuk ettirilip sonraki yıl içinde bordroya yansıtılarak ödendiğini, prim hususunda yazılı bir belge olması zorunluluğu olmadığı gibi Şirketin işyeri uygulamasına dair beyanlarının yazılı cevap mahiyetinde olduğunu, fakat İlk Derece Mahkemesince hiçbir surette dikkate alınmadığını, Şirketin 2017 yılında 944.495,32 TL zarar ettiğini, bu durumun tüm ticari defter kayıtları ile de ortada olduğunu, davacının çalışması döneminde ilk defa zarar eden Şirketle ilgili davacının bir kural koyması veya hak iddia etmesinin düşünülemeyeceğini, 10.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda davalı Şirkette yerinde inceleme yapıldığını ve kurumlar vergisi beyannamelerinin incelendiğini buna göre 2017 yılında satışların azaldığını, 944.495,32 TL zarar olduğu tespitinin bulunduğunu, kota aşımı hâlinde ek prim uygulaması varmış gibi ve de prim hedef rakamını geçen %5'lik sözde satışların tamamı, sanki sadece davacı tarafından yapılmış hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, onaysız ve denetimi olmayan tabloya göre kota denilen 5.500.000,00 TL'den davacının ... başına toplam yaptığı satıştan (sundukları tabloda 9.019.944 TL olarak belirtmişlerdir.) aşan kısım 3.519,944,00 TL kota aşımı olarak belirlense bile, bunun da %5'inin 175.997,20 TL olduğunu, dolayısıyla davacının sunduğu onaysız tablolara göre bile karara esas alınan bilirkişi raporlarındaki hesaplamaların hatalı olduğunu, 2016 Kasım ayına kadar Hacettepe Teknokent Site Yönetimi tarafından ciddiyetsiz şekilde giriş çıkış kaydı tutulduğunu, bu kayıtlara itibar edilemeyeceğini, sistem düzeltmesinden sonra ancak 2016 yılı Kasım ayından sonraki dönemde daha makul saatler için giriş çıkış kaydı olduğunu, bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere bu kayıtların düzensiz olması sebebiyle itibar edilemeyeceğini, prim alan işçinin fazla çalışma talep edemeyeceğini, satış müdürü olması nedeniyle üst düzey yönetici olan davacının fazla çalışma alacağı talep edemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen davacı tanıkları ve davalı tanıklarından A. Y’nin Şirket zarar ettiği zaman prim ödenmeyeceğine dair bir beyanı olmadığı, kotayı aşan işçiye prim ödendiği kabulünün dosya ile uyumlu olduğu, davacının üstünde genel müdür ve genel müdür yardımcısı olması sebebiyle üst düzey yönetici kabul edilemeyeceği, ilk kararın davacı tarafından istinaf edilmemesi sebebiyle usuli kazanılmış hak ilkesine göre ilk karardaki rakamın hüküm altına alınmasının yerinde olduğu, davacının 2017 yıllında yaptığı satış tutarının belirlenen 5.500.000,00 TL'nin %198 katı olarak 10.893,415,00 TL şeklinde gerçekleşmesi sebebiyle bir aylık ücretine denk tutardaki prim olarak 6.750,00 TL eklenmesinin sunulan bordrolardaki uygulamaya göre hatalı olmadığı, yine hedef aşımı sebebiyle belirlenen primin de doğru tespit edildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, prim ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32, 41 ve 63 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince davacının dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, e-posta yazışmaları ve tanık beyanlarına göre kota aşımı nedeniyle prime hak kazandığının kabul edilmesi yerindedir. Ancak davacının ve ekibindeki çalışma arkadaşlarının toplam satış tutarının %5'i oranında davacının prime hak kazandığının kabul edilmiş olması dosya kapsamına uygun değildir.

3. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı kayıtlarına göre davacının ve ekipte çalışanların ayrı ayrı satış tutarları belirtilmiştir. Buna göre davacının kendi yaptığı satış üzerinden prime hak kazanacağı anlaşılmakla; davacının kendisinin yaptığı satış tutarı üzerinden %5 oranında prime hak kazandığının kabulü gerekmektedir.

4. Hâl böyle olunca İlk Derece Mahkemesince davalı kayıtlarına göre belirlenen davacının yaptığı satış tutarı üzerinden %5 kota aşımına bağlı prim alacağına hak kazandığı kabul edilmelidir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

5. Fazla çalışma alacağı bakımından dosya kapsamında davacının elektronik işe giriş çıkış kayıtları bulunmaktadır. Bu kayıtlar incelendiğinde, usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmıştır. Örneğin davacının saat 09.14'de işe girişi ertesi gün saat 09.13'de işten çıkışı bulunduğu, aynı gün yine 09.20'de işe girişi ve ertesi gün 09.17'de işten çıkışı olduğu görülmektedir. Dolayısıyla elektronik olarak tutulan bu kayıtlar, usulüne uygun olmayıp tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma alacağının ispatladığı kabul edilmelidir. Şu hâlde tanık anlatımları ile belirlenen fazla çalışma alacağı bakımından da makul oranda bir indirim yapılmak suretiyle fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.