Logo

9. Hukuk Dairesi2023/15052 E. 2023/15330 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin belediyeden bakanlığa devri sonrasında, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret ve diğer alacaklarının hesabında hangi dönem ve sözleşmenin esas alınacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının devir öncesi üyesi olduğu sendika ile devir sonrası üye olduğu sendika ve ilgili toplu iş sözleşmeleri gözetilerek, davacının hizmet süresi boyunca üyelik ve aidat durumlarına göre hangi toplu iş sözleşmesinden ne kadar süreyle yararlanabileceğinin tespiti ve bu doğrultuda alacaklarının hesaplanması gerektiği değerlendirilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/733 E., 2023/362 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kuruma bağlı Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde işçi olarak çalıştığını, 1997 yılında Yakutiye Belediyesine bağlı işçi olarak çalışmaya başladığını, belediyelerin kapatılması sonucu ihtiyaç fazlası personelin başka kurumlara devredildiğini, davacının da 2010 yılında davalı Kuruma devredildiğini, davacının Belediyede çalıştığı dönemde Hizmet İş Sendikası üyesi olduğunu, 2010 yılında da Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına üye olduğunu, üyeliğinin Sendika Yönetim Kurulu kararıyla kabul edildiğini, davacının devirden sonraki çalışma dönemine ilişkin ücretlerinin düşük gösterildiğini, davalı Kurumda daha düşük ücretle çalıştığını, devirden sonraki döneme ait ücret alacaklarını talep ettiğini ancak ücretlerinin ödenmediğini, Belediyeye yazı yazarak yevmiyelerinin düzeltilmesini talep ettiğini ancak herhangi bir olumlu cevap alamadığını, devirden sonra 17.10.2011 tarihinde sendikaya üye olduğunu, 14.10.2011 tarihinde de üyeliğini davalı Kuruma bildirdiğini, davacının Belediyede çalışırken toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamadığını, 2010 yılında davalı Kuruma geçiş yevmiyesinin düşük gösterildiğini, davalı Kuruma eksik ücret bildirildiğini, davacının devirden sonra eksik ücret bildirilmesinden dolayı ücretinin, ikramiyesinin, ilave tediye alacağının, fazla çalışma ücretinin, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ve hizmet zammının eksik ödendiğini, aynı durumdaki işçiler adına açılan davaların olumlu şekilde sonuçlandığını ve kesinleştiğini iddia ederek toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ücret zammı farkı alacağı, ikramiye farkı alacağı, ilave tediye fark alacağı ve hizmet zammı farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde ve husumet itirazında bulunarak davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını ve hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının ödenmemiş işçilik alacağı bulunmadığını ve faize ilişkin talebi kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 05.11.2019 tarihli ve 2017/666 Esas, 2019/763 Karar sayılı kararı ile; davacının dava dışı Belediyede çalışmakta iken işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden taraf sendika üyesi olması nedeniyle yararlandığı, istihdam fazlası nedeniyle 17.08.2010 tarihinde davalı Bakanlığa nakledildiği, davalı Bakanlığa devredildikten sonra da davalı Bakanlığa ait işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi tarafı olan sendikaya üye olduğu, üyeliğinin davalı işverene bildirilerek toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı, zamanaşımı def'i dikkate alınarak ve yapılan ödemelerin mahsubu ile bilirkişi raporuyla yapılan hesaplamanın hükme esas alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 10.05.2022 tarihli ve 2021/2331 Esas, 2022/1887 Karar sayılı kararıyla; davacının Yakutiye Belediyesi bünyesinde çalışmakta iken 29.09.1997 tarihinde Hizmet-İş Sendikasına üye olduğu, çalıştığı Yakutiye Belediyesinin kapatılması nedeniyle 2010 yılında Sağlık Bakanlığına devredildiği, 17.08.2010 tarihinden itibaren Kamu Hastaneleri Kurumunda çalıştığı, davacının dosyada yer alan sendika üye kayıt fişinde 17.10.2011 tarihinden itibaren Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası üyesi olduğu, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığının anlaşıldığı, davacının talep ettiği alacaklardan davalının sorumlu olduğu, hesaplamaların dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.10.2022 tarihli ve 2022/9172 Esas, 2022/13069 Karar sayılı ilâmı ile, davacının ücretinin devir işleminden önce hakkında uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresinin sonu olan 31.12.2010 tarihine kadar anılan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesinin isabetli olduğu, davacının sendika üyeliğinden önceki dönem için bordrolarında yer alan kesintinin hangi sendikaya üyelik için olduğu netleştirilerek kesintinin Hizmet İş Sendikası üyeliği için yapıldığının anlaşılması hâlinde, Sağlık İş Sendikası üyeliğinin işverene bildirildiği tarihin belirlenmesi gerektiği, mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun (2822 sayılı Kanun) 9 uncu ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi gereğince, toplu iş sözleşmesinin imza tarihinde taraf sendikaya üye olmayan işçilerin, üyeliğin işverene bildirildiği tarihten itibaren işyerindeki toplu iş sözleşmesinden yararlanabilecekleri de dikkate alınarak davacının 01.01.2011 yürürlük başlangıç tarihli toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı değerlendirilmesi gerektiği, yine üyelik öncesi aidat kesintilerinin Sağlık İş Sendikası için yapılmadığının anlaşılması hâlinde ise üyelik olmadan ancak dayanışma aidatı ödenerek toplu iş sözleşmesinden faydalanılabileceği de gözetilerek üye olmayan bir işçiden dayanışma aidatı yerine sendika üyelik aidatı kesilmesinin sebebi üzerinde durularak sonuca gidilmesi gerektiği, kabul şekline göre de alacaklara dava dilekçesinde talep edilen miktar bakımından dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarına ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortada kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda davacının üyelik aidatlarının Sağlık İş Sendikasına üye olduğu tarihe kadar Hizmet İş Sendikası için, üye olduğu tarihten itibaren de bildirimi yapılarak Sağlık İş Sendikası için kesildiğinin anlaşıldığı, davacının 12.10.2011 tarihli Noter onayı ve 17.10.2011 tarihli Sendika onayı içerir şekilde Sağlık İş Sendikasına üye olduğu, üyeliğinin 14.10.2011 tarihinde işverene bildirildiği, bildirim öncesinde Sağlık İş Sendikasına dayanışma aidatı ödemediği, aidat ödemelerinin Hizmet İş Sendikasına yapıldığının tespit edildiği, zamanaşımı değerlendirilerek ve ilgili dönem toplu iş sözleşmeleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaların hükme esas alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir .

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; müvekkilin Sağlık Bakanlığında çalışmaya başladığı tarih ile Sağlık İş Sendikasına üye olduğu tarih arasında Hizmet İş Sendikasıyla imzalanan toplu iş sözleşmesinden faydalanması gerektiğini, emsal davaların iddialarını destekler nitelikte olduğunu, bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamaları kabul etmediklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; alacakların zamanaşımına uğradığını, nakil bildiriminde belirtilen ücretin artırılması talebinin Bakanlıklarınca yerine getirilemeyeceğini, davacının Belediyede çalıştığı dönem bakımından toplu iş sözleşmesinin uygulanarak yevmiye belirlenme talebinin reddi gerekeceğini, davacının sendika üyesi olmadığı dönemlerin hesaplamaya dâhil edilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı işçinin 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (5747 sayılı Kanun) kapsamında davalı Bakanlığa devri tarihindeki toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücretinin tespiti ile bu doğrultuda toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan dava konusu alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5747 sayılı Kanun'un geçici 2 nci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Bu Kanun uyarınca mahalleye veya köye dönüşen belediyelerin personel devri, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun ek 2 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre yapılır. "

3. 5747 sayılı Kanun'un geçici 2 nci maddesinin altıncı fıkrası şöyledir:

"Tüzel kişiliği kaldırılan belediyelerden il özel idaresine veya belediyelere devredilmesi gereken personel, ihtiyaç duyulması halinde kazanılmış hak aylık dereceleri dikkate alınmak kaydıyla diğer belediyelere veya vali tarafından merkezi idare kuruluşlarının taşra teşkilatının boş kadrolarına atanabilir. Bu personelin atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali hakları toplamının net tutarı, eski kadrosunda en son ayda almakta oldukları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali hakları toplamı net tutarından az olması halinde, aradaki fark atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece hiçbir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir."

4. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun ek 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

"Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hizmet alanlarında ilgili mevzuatı uyarınca ihdası ya da vizesi yapılmış sürekli işçi kadrolarında veya geçici iş pozisyonlarında 4857 sayılı İş Kanununa göre çalışmakta olanlar ise mevcut kadro ve pozisyonları ile birlikte büyükşehir belediyesine veya ilgili bağlı kuruluşuna devredilir. Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları, devir işleminden önce haklarında uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi veya bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmeye devam olunur. Pozisyon değişikliği hali dahil yapılacak bu devir işlemi, ücret ile diğer malî ve sosyal haklarda değişiklik yapılmasına hak kazandırmaz ve başka bir toplu iş sözleşmesinin uygulanmasını isteme hakkını vermez. Devir işleminden sonra yapılacak toplu iş sözleşmelerine ise bu işçilerin mevcut ücret ile diğer malî haklarında diğer işçiler için kararlaştırılacak artış oranı veya miktarını geçecek şekilde artış öngören ya da diğer işçilerden farklı yeni malî ve sosyal haklar verilmesini sağlayacak hükümler konulamaz."

5. Mülga 2822 sayılı Kanun'un "Taraf sendika üyeliğinden ayrılma, çıkarılma veya üye olmamanın sonuçları:" kenar başlıklı 9 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"Toplu iş sözleşmesinin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanırlar.

Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye bulunup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bu hususta işçi sendikasının muvafakatı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir.

..."

6. 6356 sayılı Kanun'un 39 ve 53 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine,

18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.