"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/470 E., 2023/196 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkete ait işyerinde 21.10.2013 tarihinde mali işler yöneticisi olarak çalışmaya başladığını, ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden gösterilmeden, müvekkile karşı herhangi bir bir suçlama ve/veya yazılı veya sözlü herhangi bir uyarıda da bulunulmadan haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini, hak etmiş olduğu ücret ve diğer işçilik alacaklarının ödenmediğini, alacağın tahsili için başlattığı icra takibine haksız ve dayanaksız olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durmasına karar verildiğini belirterek icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, işyerine her gün geç geldiğini, bazen de izinsiz ve mazeretsiz olarak gelmediğini, işten çıkış saatlerinin de davalı işyerinin çalışma düzenine uygun olmayıp düzensiz saatlerde işten çıktığını, davacının bu hususlarda iyiniyetli olarak uyarılmasına rağmen, durumda herhangi bir düzelme olmadığını, işe geç kalmalarına sürekli bahane ürettiğini ancak davacının bu devamsızlığının ... akışını engellediğini, bu sebepten ... sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2022 tarihli ve 2020/352 Esas, 2022/16 Karar sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararında, dava dilekçesinde ibra sözleşmesi gereğince ödenmediğini belirttiği ve icra takibine borç miktarının hangi alacak kalemine ilişkin olduğunun açıklattırılması gerektiğinin ve ücret bordroları ve banka kayıtları üzerinde gerekirse uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak ödenmeyen bakiye ücret alacaklarının tespit edilmesi gerektiğinin vurgulandığı, bu bağlamda davacı vekiline 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesine göre beyanda bulunması için süre verildiği, ancak davacı tarafça bu hususta beyanda bulunulmadığı, bilirkişiden rapor aldırıldığı, ibranamede davalının imzasının bulunmadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye 47. Hukuk Dairesinin 27.04.2022 tarihli ve 2022/1212 Esas, 2022/995 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2021 tarihli duruşmasında davacı vekiline, icra takibine borç miktarını hangi alacak kalemine ilişkin olduğunu açıklaması için süre verildiği, ancak davacı vekili tarafından ibranamede ödenmediği iddia edilen alacak kalemlerine ilişkin ayrıntılı beyan dilekçesi verilmeyip sadece ibranamede eksik yapılan ödemenin takibe konulduğunun belirtildiği, tüm dosya içeriği ile dosyaya sunulan icra takibine dayanak ibranamede davalı Şirketin yetkili temsilcisinin imzasının bulunmadığı, bu nedenle bu ibranameye itibar edilemeyeceği gibi geçerli de olmayacağı, ayrıca davacı tarafça davalı tarafın "İbraname" başlıklı belgede belirtilen miktarı borçlu olduğuna dair somut bilgi ve belge de sunulamayıp alacaklı olduğu iddiasını kanıtlayamadığı, İlk Derece Mahkemesinin tespit ve değerlendirmelerinin dosya içeriğine uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.10.2023 tarihli ve 2020/9580 Esas, 2020/12697 Karar sayılı kararı ile; davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davalı işveren ile davacı arasında 21.10.2013-25.07.2014 tarihleri arasında ... ilişkisinin mevcut olduğu ve 25.07.2014 tarihinde sona erdiği, ibra sözleşmesinin davalı işveren yetkilisinin imzasının bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğu düşünülse dahi davacının icra takibine dayanak belge gereğince ... ilişkisinden kaynaklanan ücret ve tazminat alacaklarını talep ettiği ve davacının hizmet süresi nazara alındığında, ibra sözleşmesine konu alacakların ücret ve ihbar tazminatı olduğu sabit olmakla İlk Derece Mahkemesi tarafından alınan ve davacının ücret ve ihbar tazminatı alacaklarının hesaplandığı 31.08.2021 tarihli bilirkişi raporu da bir değerlendirmeye tâbi tutularak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmında belirtilen esaslar çerçevesinde yargılamaya devam edildiği, icra takibine dayanak yapılan ve dosyada mübrez bulunan ibranamede davacı işçinin 01.07.2014-25.07.2014 tarihleri arasındaki dönem için ücretinin 13.936,03 TL olarak belirtildiği, banka hesap hareketlerine ilişkin kayıtlara göre davacının 2014 yılı Temmuz ayı ücretinin ödenmediği anlaşıldığından bu husustaki talebin kabulüne karar verildiği, ihbar tazminatı hususunda yapılan değerlendirmede ise davacının davalı işyerindeki hizmet süresinin 9 ay, 5 gün olduğu, dosyaya ibraz edilen ibra sözleşmesinde ödenecek tazminat tutarının 29.264,20 TL olarak belirtildiği, takibe konu alacağın likit olduğu anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne; davalının itirazının iptali ile takibin 3.214,75 USD ücret ve tazminat alacağı ile 339,72 TL faizi üzerinden devamına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; temyiz başvurusuna ilişkin yasal süresi içinde verdiği "süre tutum" dilekçesinde, sadece hükmü temyiz ettiğini belirterek herhangi bir temyiz sebebi ileri sürmemiş, ayrıntılı temyiz sebeplerini kanuni süreden sonra verdiği dilekçesinde ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili; temyiz başvurusuna ilişkin yasal süresi içinde verdiği "süre tutum" dilekçesinde, sadece hükmü temyiz ettiğini belirterek herhangi bir temyiz sebebi ileri sürmemiş, ayrıntılı temyiz sebeplerini kanuni süreden sonra verdiği dilekçesinde ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamı ile süresinde temyiz sebeplerinin bildirilmemesine göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; hükmün 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası kapsamında 371 inci maddesine uygun olup olmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında "süre tutum" dilekçelerinin içeriğine ve kanuna açık aykırılık hâllerinin bulunmadığının tespit edilmesine göre bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.