"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1360 E., 2023/1469 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 3. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/51 E., 2022/51 K.
Taraflar arasındaki müfettiş raporuna itiraza ilişkin tespit ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... İş Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri tarafından düzenlenen 28.02.2018 tarihli ve 10497/İNC/10 sayılı denetim raporunun gerçek duruma uygun olmadığını, bütüne sirayet etmeyen bir yöntemle, genelleme, kıyas ve yorum yapılmak suretiyle düzenlendiğini, fazla çalışmaların işçinin sözleşmesi ile belirlenmiş ücretine dâhil edilmesi hâlinde yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda 270 saate kadar olan fazla çalışmalarda, personelin ayrıca fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, ulusal bayram ve genel tatil günü çalışmalarına ilişkin müvekkilinin personeline fazla çalışmaları için gereği gibi ödeme yaptığının ücret bordroları ile görülmekte olduğunu ileri sürerek 28.02.2018 tarihli ve 10497/İNC/10 sayılı müfettiş raporunun iptaline ve bu rapor uyarınca düzenlenen Manisa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 26.04.2018 tarihli 85690183- 858-3952 sayılı 5.204,00 TL bedelli idari para cezası gereği 11.05.2018 tarihinde ödenen 3.903,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, Yargıtay kararlarında asgari ücretle çalışmada iş sözleşmesindeki fazla çalışmaların 270 saatinin ücretin içerisinde olduğu hükmünün iptaline karar verildiğini, yine sözleşmede ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin de aylık ücrete dâhil olduğu şeklinde hüküm bulunsa da genel tatil ücretlerinin aylık ücrete dâhil edilmesinin geçerli olmayacağının içtihat edildiğini, Manisa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 28.02.2018 tarihli 10497/İNC/10 No.lu raporunda yapılan tespitlerin yerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli olduğu anlaşılan 28.04.2020 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek müfettiş raporundaki tespitlerin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma ödemelerinin bordrolar ile sabit olduğunu, prim ödemesi olduğunu, yıllık 270 saate kadar fazla çalışmaların ücrete dâhil olduğunu, idari para cezasının Manisa 1. İdare Mahkemesinin 2018/1150 Esas, 2019/531 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı, dosyadaki yazı, bilgi ve belgeler, kanuni gerektirici sebepler, dosyadaki delil durumu, Mahkemece alınan bilirkişi raporu, denetim raporunun kapsamı ve İdare Mahkemesi kararının işbu dava konusu ile ilgili bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçeleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 92 nci maddesi kapsamında müfettiş raporunun iptali talebinde husumetin kime yöneltilmesi gerektiği ile raporun iptalinin gerekip gerekmediği, 4857 sayılı Kanun'un 108 inci maddesi uyarınca ödenen idari para cezasının iadesi talebine ilişin husumet ve görevli mahkeme noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 ve 115 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı Kanun'un 91 inci maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:
"...
(Ek fıkra: 13/2/2011-6111/77 md.; Değişik fıkra: 12/10/2017-7036/13 md.) İşçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin başvuruları üzerine, iş sözleşmesinin devam etmesi kaydıyla birinci fıkra hükmü uyarınca işlem yapılabilir.
..."
3. 4857 sayılı Kanun'un 92 nci maddesi ise söyledir:
"91 inci madde hükmünün uygulanması için iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan malzemeyi 93 üncü maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler.
(Değişik ikinci fıkra: 13/2/2011-6111/78 md.) Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri (…)tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.
(Değişik üçüncü fıkra: 13/2/2011-6111/78 md.) Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri (…) tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez."
4. 4857 sayılı Kanun'un 108 inci maddesi şu şekildedir:
''Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle ... Bölge Müdürünce verilir. (Değişik ikinci cümle: 13/2/2011-6111/79 md.) 101 inci ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu il müdürü tarafından; birden fazla ilde işyerleri bulunan işverenlere uygulanacak idari para cezası ise işyerlerinin merkezinin bulunduğu yerdeki Türkiye İş Kurumu il müdürünce verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncı maddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (h) bendindeki tutar esas alınır.''
5. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) "Görev" başlıklı 5 inci şu şekildedir:
''(1) İş mahkemeleri;
a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara,
ilişkin dava ve işlere bakar.''
6. 31.10.2012 tarihli ve 28543 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan ... İş Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 43, 44, 45, 46 ve 47 nci maddeleri.
7. 19.04.2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Teftişi Hakkında Yönetmelik hükümleri.
8. Dairemizin 16.04.2024 tarihli ve 2024/2947 Esas, 2024/6831 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacının ödediği idari para cezasının iadesine yönelik talebi bakımından; talebin niteliği göz önüne alındığında davalı işçilerin ödenen idari para cezasına ilişkin sorumlulukları bulunmadığından davalı işçilere bu talep yöneltilemez. Bu hâlde, ödenen idari para cezasının iadesi talebi hakkında davalı işçiler yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesi hatalıdır.
Davalı Bakanlık yönünden ise talep işçi işveren ilişkisinden kaynaklanmadığından 7036 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ve 4857 sayılı Kanun'un 108 inci maddesi uyarınca iş mahkemeleri görevli olmayıp genel yetkili mahkemeler görevlidir. 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesi uyarınca mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığı, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağından, Mahkemece Bakanlığa yöneltilen bu talep hakkında genel yetkili asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmelidir.
3. Davacının 28.02.2018 tarihli ve 10497/İNC/10 numaralı iş teftiş raporunun iptaline yönelik talebi yönünden ise yine davalı işçiler ve davalı Bakanlık bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekmiştir.
4. Davalı işçilere yönelik iş teftiş raporunun iptali talebi bakımından; Dairemiz uygulamasına göre 92 nci madde kapsamındaki davalarda husumetin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yanında kimliği belirlenebilen şikâyetçi veya ihbar eden işçiye de yöneltilmesi gerekir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 15.04.2024 tarihli, 2024/2742 Esas, 2024/6814 Karar sayılı kararı). Ancak şikâyetçi veya ihbar eden işçi konumunda olmadığı sürece, sırf tutanakta veya teftiş raporunda adı geçen işçilere husumet yöneltilmesi gerekli değildir. Dava konusu rapor ve tutanaklarda, şikâyetçi veya ihbar eden konumunda olmayan işçilerin işçilik alacaklarına ilişkin tespitlere yer verilmesi de bu sonucu değiştirmez. Somut uyuşmazlıkta şikâyet edenin kimliği belirlenemediğinden, davalı işçiler yönünden bu talep bakımından da husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
5. Davalı Bakanlığa yönelik iş teftiş raporunun iptali talebi bakımından; iptal talebine konu raporun incelenmesinde; işyerinde yapılan teftiş sonucunda fazla çalışma saatleri bakımından yarım saatten az olan sürelerin yarım saat, yarım saatten fazla olan sürelerin ise bir saat sayılacağına ilişkin Yönetmelik hükümlerine aykırı yapılan tahakkuklardan kaynaklanan eksik ödemelere, işçilerin kişisel bilgisayarlarına ait giriş çıkış saatlerini gösterir kayıtlardan işçilerin bir kısım hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen bu çalışmalarına ilişkin bordrolarda tahakkuk bulunmayan günlerden kaynaklanan eksik ödemeler ile ulusal bayram ve genel tatil tahakkuku bulunmasına karşın saat ücreti üzerinden hesaplama yapılmasından kaynaklı eksik ödemelere ilişkin yapılan tespitler doğrultusunda alacakların hesaplandığı ve listeler hâlinde belirlendiği anlaşılmıştır.
6. İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, teftiş raporunda belirlenen fazla çalışmaların eksik ödemeden kaynaklı olup sözleşme gereği ücrete dâhil olan 22,5 saatlik ayrıca tahakkuku yapılmayan fazla çalışma ücretlerine ilişkin olmadığı, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin aylık ücrete dâhil olacağına dair sözleşme hükümlerinin de Yargıtay içtihatları gereği geçerli olmadığı belirtilerek rapordaki tespitlerin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak alınan bilirkişi raporu eksik incelemeye dayalı olduğu gibi denetime de elverişli değildir.
7. Teftiş raporundaki tespitlerin bir kısmı bordrolardaki fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil tahakkuklarının eksik olmasından kaynaklı olup bir kısmı ise işçilerin kişisel bilgisayarlarına giriş ve çıkış saatlerini gösterir kayıtlara göre belirlenen hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarına ilişkindir. Davacı tarafın iddialarının ispatı bakımından, bilirkişiye gerekirse raporda hakkında tespit yapılan işçilere ait kişisel bilgisayarları yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle, kişisel bilgisayar giriş çıkış kayıtları, bordrolar ile teftiş raporuna dayanak tüm belgelerin bir bütün hâlinde değerlendirildiği denetime elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmelidir. Eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.