Logo

9. Hukuk Dairesi2023/17021 E. 2023/19861 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ve davalılar lehine hükmedilen vekalet ücreti ile yargılama giderinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönündeki içtihat değişikliğine rağmen davanın Yargıtay’ın önceki uygulamasına güvenilerek açılmış olması ve yabancı hukukun uygulanması sonucu davanın reddedilmesi sebebiyle davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilen kısmının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1028 E., 2023/2587 K.

DAVA TARİHİ : 22.12.2017

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi

SAYISI : 2017/886 E., 2021/1198 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.12.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı ... İnş. San. Tic. AŞ vekili Avukat ... ve davalı ... SPA vekili Avukat ... Atlı geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Umman'daki işyerinde 15.01.2013 ile 22.06.2016 tarihleri arasında iş makinesi tamircisi olarak net 2.250,00 USD ücretle çalıştığını, işyerinde 06.30-17.30 ile 18.30-05.30 arasında iki vardiya hâlinde çalışma yapıldığını, ancak müvekkilinin gündüz vardiyasında 19.30-20.00'ye kadar, gece vardiyasında ise 07.30-08.00'e kadar çalışmaya devam ederek fazla çalışma yaptığını, davacının bir ayda üç hafta tatilinde çalıştığını, dinî bayramların ilk günü haricinde tüm diğer ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... İnş. San. ve Tic. AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının 15.01.2015 tarihinde davalı şirketin Astaldi-... Joint Venture ortağı olarak faaliyet gösterdiği Umman Sultanlığı’ndaki işyerinde çalışmaya başladığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre Umman hukukunun uygulanması gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının iş sözleşmesi sona erdirilmesine kadar hak ettiği tüm alacakların ödendiğini, davacının da tüm alacağını aldığına ilişkin ibraname imzaladığını, davacının iş sözleşmesine göre fazla çalışma ücretinin, ücretin içinde belirlendiğini, daha fazla çalışma yaptığı durumlarda yaptıkları çalışmanın ücretinin o ayki ücretleri ile birlikte ödendiğini, hafta tatili olan cuma günleri çalışma yapılmışsa da yine puantaj cetvelinde belirtildiğini ve yine ücretinin aynı şekilde ödendiğini, davacıya sözleşmesine uygun olarak hafta tatili kullandırıldığını, çalıştığı hafta tatili ücretlerinin de kendisine o ay itibarıyla ödendiğini, Umman’daki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde izin verildiğini ve tatil yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... SPA vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirket ile diğer davalı ... İnşaat arasında hiçbir sözleşmesel ilişki bulunmadığını, müvekkili Şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği çalışma şart ve koşullarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının talep etmiş olduğu alacakların zamanaşımına uğradığından reddi gerektiğini, davacıya ait hiçbir bilgi ve de belgenin müvekkili Şirket bünyesinde bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında imzalanan 25.01.2013 tarihli yurt dışı iş sözleşmesinin incelenmesi ile anlaşmazlıkların çözümünde çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağının belirlendiği, mahkemece Umman hukuku dikkate alınarak bilirkişi tarafından yapılan hesaplama ve tespitlerin dikkate alındığı, bilirkişi raporu ve Umman mevzuatına göre davacının fazla çalışma, hafta tatili ücret alacağı talepleri bakımından alacağının bulunmadığı, var olsa dahi zamanaşımına uğradığı, kıdem ve ihbar tazminatları bakımından da 1 yıllık zamanaşımı süresinin belirlendiği, tüm alacak kalemlerinin dava tarihi itibarıyla zamanaşımından etkilendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının 2013-2016 tarihleri arasında çalıştığını, 2020 Kasım ayına kadar yürürlükteki kanun, içtihat, yönetmeliklere göre zamanaşımının tazminatlarda 10 yıl, ücret alacaklarında 5 yıl olduğunu, davanın 2017 yılında açıldığını, daha sonra yürürlüğe giren kanun, yönetmelik ve ilke kararlarıyla zamanaşımı süresinin kısaltılamayacağını, davacının mer'i hukuka göre alacaklı olduğu davada 32.764,00 TL karşı vekâlet ücreti ödemesine karar verildiğini, Umman kanunları uygulanacak ise yargılama gideri ve vekâlet ücreti konusunda neden Türk hukuku uygulandığını, yabancı hukuk uygulanacaksa yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konusunda Türk usul kanunu uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işverenin, davacının Umman’da çalıştırılmak üzere işe alındığını ve sadece bu ülkede çalıştırıldığı için işçinin işini ifa ettiği yer olan Umman hukukunun geçerli olması gerektiğini savunduğu, davacı işçi ile davalı işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinde tarafların hukuk seçimi anlaşması yaptıkları, diğer yandan, davacının söz konusu iş sözleşmesi kapsamında tüm hizmet süresi boyunca sadece davalının Umman’da bulunan işyerinde çalışmış olduğu, bu durumda mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Umman olduğu, taraflar arasında hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlık hakkında Umman hukukunun uygulanması gerektiği, Mahkemece uyuşmazlığa esas yönünden Umman hukukunun uygulanmasının yerinde olduğu, Umman İş Kanunu'nun 7 nci maddesi uygulanarak verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, aynı şekilde yabancı hukukun ihtilafının çözümünde olaya ilişkin olarak esas yönünden uygulanacağı, usul hükmü olan harç ve yargılama giderleri yönünden yabancı hukukun uygulanmamasında hata saptanmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve davalılar lehine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi,

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

5. Umman Sultanlığı İş Kanunu'nun 7 nci maddesi şöyledir:

"Çalışanın işbu kanunda öngörülen haklardan herhangi birine ilişkin talepte bulunma hakkı, söz konusu hakkı kazandığı tarihten itibaren bir sene sonra zaman aşımına uğrayacaktır. İşbu kanunun uygulanmasından önce ortaya çıkan diğer hak talepleri ile ilgili olarak, bu bir yıllık süre işbu Kanunun hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hesaplanacaktır."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıda yer alan paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Diğer taraftan gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.

3. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece davanın Umman Sultanlığı İş Kanunu'nun ilgili hükmü uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli ise de dava tarihinin 22.12.2017 olması ve davanın yabancı hukukun uygulanması sonucunda reddedilmiş olması karşısında, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi hakkaniyete aykırıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (6), (7) ve (8) numaralı bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine;

"6-Davalı ... Şirketi tarafından dosyaya yapılan 500,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

7-Davalı ... Şirketi tarafından dosyaya yapılan 400,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

8-Davalılar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına," bentlerinin yazılması suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine,Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.