"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
KARAR : Davalı ... İdaresinin istinaf başvurusunun kabulü ile bu davalı aleyhine açılan davanın reddi, davalı ... Köylere Hizmet Götürme Birliği aleyhine açılan davanın kısmen kabulü
MAHKEMESİ : ... 3. ... Mahkemesi
SAYISI : 2018/496 E., 2021/83 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... Köylere Hizmet Götürme Birliği (Birlik) yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Birlik tarafından temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 28.04.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktar bakımından reddine karar verilmiştir.
Ek karar davalı Birlik tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan ve temyiz konusu edilen miktar dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamına göre davacı işçi dava tarihi itibarıyla aynı işte çalışmaya devam etmekte olup ileriye yönelik etkisi sebebiyle kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemez. Buna göre 6100 ... Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 28.04.2023 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı Birlik tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davalı Birlik işçisi olarak görünmesine rağmen davalı ... İdaresinin asıl işi kapsamında şoför olarak çalıştığını, davalılardan İl Özel İdaresinin işçilerinden çok daha düşük ücretle çalıştırıldığını, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davacının baştan itibaren davalı ... işçisi olduğunun tespiti ile kıdem tazminatı farkı, ücret farkı, akdi ilave tediye, yasal ilave tediye, yıpranma primi ve toplu ... sözleşmesi fark alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; diğer davalının 5355 ... Mahalli İdare Birlikleri Kanunu'na (5355 ... Kanun) göre kurulan ve ayrı bir tüzel kişiliği olan bir kurum olduğunu, davacının kendi iradesiyle Birlik ile sözleşme imzaladığını, müvekkili İdarenin köylere yönelik işlerini Birlik aracılığı ile yapmasının yasal bir işlem olduğunu, bu sebeple muvazaa iddiasını kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Diğer davalı Birlik cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile hüküm altına alınan alacakların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili; diğer davalının 5355 ... Kanun'a göre kurulmuş, işlevi ve görevleri Kanun'da tanımlanmış ayrı bir tüzel kişilik olduğunu ve 5355 ... Kanun'un 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “İl özel idareleri; köye yönelik hizmetlere ilişkin yapım, bakım ve onarım işleri, bölünmüş yol, elektrifikasyon, köy yolu, içme suyu, sulama suyu ve kanalizasyon yatırımlarını, kendi bütçelerinde bu hizmetler için ayrılan ödenekleri köylere hizmet götürme birliklerine aktarmak suretiyle gerçekleştirebilirler.” hükmü ile aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan “Köylere hizmet götürme birlikleri, ihtiyaca göre hizmet akdiyle personel istihdam edebilir.” hükmüne göre değerlendirme yapıldığında, davalı Birlik tarafından ... sözleşmesiyle personel istihdam edilip İl Özel İdaresinin köylere ilişkin hizmetlerini yine İl Özel İdaresinin aktardığı ödenekle yürüterek yasal görev tanımları içerisinde hareket edildiğini ve muvazaanın söz konusu olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı ve fiilî duruma göre köylere yönelik hizmetlerin yürütümü sırasında İl Özel İdaresi ve Birlik personelinin birlikte çalıştıkları, hem İl Özel İdaresinin hem de diğer davalının köylere yönelik görevlerinin paralellik gösterdiği, mevzuatta bu iki tüzel kişilik arasında köylere yönelik hizmetlerin görülmesi noktasında bir yardımlaşma ve ortaklaşa çalışma imkânı bulunduğu, ayrıca birliklerin personel, tesis ve ekipman imkânlarının kısıtlılığı karşısında Kanun'da öngörülen ... birliği çerçevesinde il özel idarelerinin tesis ve aletlerini kullanmaları ve işin il özel idareleri tarafından yönetilmesinin de asıl işveren alt işveren ilişkisinin oluştuğu anlamına gelmeyeceği, zira her iki tüzel kişilik personelinin birlikte çalışmalarına ve hizmeti birlikte yürütmelerine yasal imkân tanındığı, dolayısıyla davacının çalışma şeklinin 4857 ... ... Kanunu'nun (4857 ... Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında düzenlenen asıl işveren alt işveren ilişkisinden farklı olup işin ... birliği içerisinde görülmesine yönelik olduğu, bu açıklamalara göre davalılar arasında muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... İdaresinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle İl Özel İdaresi yönünden davanın reddine, hükmü istinaf etmeyen davalı Birlik yönünden İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 28.04.2023 tarihli kararı ile; davalı Birlik tarafından yapılan temyiz başvurusunun, hüküm altına alınan alacakların karar tarihinde miktar itibarıyla kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle miktardan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararına karşı süresi içinde davalı Birlik temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Birlik; davacının iddiasının temelini muvazaaya dayandırdığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararında muvazaanın reddedildiğini, davanın dayanağı kalmadığını, Birlik yönünden de davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği hâlde kabul hükmü kurulmasının ve temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalılar arasındaki ilişkinin kanuna uygun olup olmadığı, dava konusu alacaklardan temyiz edenin sorumlu tutulup tutulamayacağı, usuli kazanılmış hak ve temyiz incelemesinin kapsamı noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5355 ... Kanun'un 18 inci maddesi ile 5302 ... İl Özel İdareleri Kanunu'nun 6 ve 7 nci maddeleri.
3. 4857 ... Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, 6098 ... ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlk Derece Mahkemesince aralarında muvazaalı ilişki bulunduğu gerekçesiyle davalıların hükmedilen alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı Birlik tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesince İl Özel İdaresinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemenin sonucunda, davalılar arasında muvazaalı bir ilişki bulunmadığı sonucuna varılarak istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılmak suretiyle istinaf eden davalı ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, hükmü istinaf etmeyen davalı Birlik yönünden ise İlk Derece Mahkemesinin kararında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
3. Kural olarak bölge adliye mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz ... bulunmaktadır.
4. Somut uyuşmazlıkta Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... İdaresinin istinaf başvurusu üzerine İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeni hüküm kurulmuş ise de hükmü istinaf etmeyen davalı Birlik yönünden yeni bir hüküm kurulmamış, İlk Derece Mahkemesi hükmü gibi yeniden hüküm oluşturulmuştur. İlk Derece Mahkemesi kararında, davalılar aynı alacaktan müştereken müteselsilen sorumlu tutulmuşken Bölge Adliye Mahkemesi kararında, davalı Birlik hükmedilen alacaklardan ... başına sorumlu tutulmuştur. Şu hâlde yeni hüküm ile durumu ağırlaşan bu davalının temyiz ... bulunduğu sonucuna varılarak işin esasına yönelik temyiz incelemesi yapılmıştır.
5. Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda, davalı Birlik tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle aynı alacak miktarına hükmedildiği ifade edilmiş ve yeniden kurulan hüküm de İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği şekilde oluşturulmuştur. Davalı ... İdaresine yönelik olarak davanın reddine karar verilmesinde, Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde yazılı sebeplere göre bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan miktar yönünden ise davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hak nedeniyle davalının temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Birlik tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 28.04.2023 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.