"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/308 E., 2023/215 K.
DAVA TARİHİ : 26.06.2013
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı işyerinde 03.08.2007-29.03.2013 tarihleri arasında muhasebe ve finans sorumlusu olarak en son 3.675,00 TL ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile kötüniyet tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ücretinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında gösterilen miktar olduğunu, bunun dışında elden ödemenin bulunmadığını, davacının iş sözleşmesinin ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hâlleri nedeniyle feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini, bununla ilgili ibraname düzenlendiğini, davacının bakiye ücret alacağı ve fazla çalışma alacağı bulunmadığını, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.10.2014 tarihli ve 2013/431 Esas, 2014/356 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının iş sözleşmesinin haklı neden olmadan davalı tarafından sona erdirildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının hizmet süresi ile aylık ücreti göz önüne alındığında, işten ayrılırken davacıya yapılan ve davacı tarafından yapıldığı kabul edilen ödemelerin mahsubundan sonra davacının bakiye kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacağının kalmadığı, kötüniyet tazminatı şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 11.04.2016 tarihli ve 2015/317 Esas, 2016/8836 Karar sayılı ilâmı ile; davacının davalı işyerinde en son net 3.675,00 TL ücretle çalıştığını iddia ettiği, Mahkemece işveren kayıtlarına itibar edilerek davacının 1.072,00 TL ücretle çalıştığının kabul edildiği, davacı ücretin tespitine yönelik dava açtığını ve henüz sonuçlanmadığını beyan ettiğinden Mahkemece böyle bir tespit davası olup olmadığı araştırılıp dava var ise sonucu eldeki uyuşmazlığın çözümünü doğrudan etkileyeceğinden bu dava bekletici sorun yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 17. İş Mahkemesinin 2014/286 Esas ve 2018/136 Karar sayılı dosyasının bekletici mesele yapıldığı, söz konusu dosyada "...dinlenen tüm tanıkların beyanları, ibraz edilen ücret bordroları, banka kayıtları ve davalı tanıklarının ücretin tamamının banka kanalıyla ödendiği yönündeki beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının iddiasının sübut bulmadığı, iddia edilen ücrete ilişkin yazılı belge ya da yazılı delil başlangıcı mahiyetinde belge ibraz edilmediği, davacı tarafından ibraz edilen ve tediye makbuzu ibareli evrakların davalı Şirket kayıtlarına işlenip işlenmediği hususunda davalı Şirket defterleri üzerinde inceleme yapılmasını 27.02.2018 tarihli celsede davacının imzasını taşıyan beyan ile talep etmediği ve mevcut hali ile karar verilmesini talep ettiği, dosyanın mevcut hali ile talep edilen miktarların Yargıtay içtihatları gereğince yazılı delil veya delil başlangıcı ile ispatlanmadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bu karara yönelik davacı tarafça istinaf ve temyiz yoluna başvurulduğu, davanın reddi kararının Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 12.10.2022 tarihli ve 2022/9117 Esas, 2022/12301 Karar sayılı ilâmı ile onandığı, sonuç itibarıyla bekletici mesele yapılan dosyada yeni bir ücret tespiti yapılmadığı, Mahkemece bozulan dosyada verilen kararda da aynı ücret üzerinden karar verildiği, beklenen dosyadaki kararın Mahkeme kararını etkilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; bekletici mesele yapılan ücret tespiti davasında yazılı delil ile ispat olmadığından verilen ret kararının hukuka aykırı olduğunu, bu kararın somut davada esas alınmaması gerektiğini, davada sadece yazılı delil aranmaması gerektiğini, tanık beyanları ile de sonuca gidilebileceğini, davacının görevi ve kıdemi gözetildiğinde hesaba esas alınan ücretin isabetsiz olduğunu, davacının bankaya gönderilmek üzere tanzim edilen ücret yazısı sunulmasına rağmen bu yazılı delilin esas alınmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücret miktarının tespiti buna göre dava konusu alacak kalemlerine hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi.
3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,18.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.