"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2610 E., 2023/2998 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 29. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/664 E., 2021/645 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kurumda 15.04.2008 tarihli iş sözleşmesi kapsamında tam zamanlı olarak bilgisayar programcısı unvanıyla çalışmaya başladığını, 21.01.2016-12.07.2016 tarihleri arasında İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanı unvanı ile görev yaptığını, akabinde 13.07.2016 tarihinden itibaren mühendis unvanı ile atamasının yapıldığını ve bu statüde çalışmaya devam ettiğini, son ataması olan mühendislik ataması yapılırken görev/unvan değişikliklerinin 15.01.2012 tarihinden sonra gerçekleşmiş olması gerekçesiyle ve ilk atama tarihi dikkate alınmaksızın ilk defa ataması yapılan personel konumunda değerlendirilerek özlük ve mali haklarında işe başlamış olduğu ilk pozisyonundaki haklarından daha da aşağı belirlenerek zarara uğratıldığını, davacının yeni bir sözleşme ile ilk kez ataması yapılan personel olmadığını ve mevcut iş sözleşmesi üzerinden atandığı pozisyonunda devam ettiğini, 2016 yılı Temmuz ayından 2020 yılının Temmuz ayına kadar ücret farkı hesaplandığında toplam 64.405,55 TL alacağın söz konusu olduğunu ileri sürerek ücret farkı alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 15.04.2008 tarihinde bilgisayar programcısı olarak göreve başladığını, Yönetim Kurulunun 21.01.2016 tarih 2016/5 sayılı kararı gereği kurum içi atama ile İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanı pozisyonuna terfi ettirildiğini, 21.01.2016 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin imzalandığını, 13.07.2016 tarihinde kendi isteğiyle görevinden istifa ettiğini ve Yönetim Kurulunun 13.07.2016 tarihli 2016/45 sayılı kararı ile mühendis pozisyonuna atanmasına karar verildiğini, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) Ek 11 inci maddesinin (c) bendine göre davacının İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Dairesi Başkanı ve mühendis unvanlı son iki pozisyonuna 15.01.2012 yürürlük tarihinden sonra atanmış olması sebebiyle ücret, mali ve sosyal haklarının ilk defa ve yeniden atama kapsamında belirlendiğini, dava dilekçesinde beyan edilen iddia ve taleplerin hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının daire başkanı görevinde çalışmakta iken davalı Kuruma 13.07.2016 tarihinde verdiği dilekçe ile yürütmekte olduğu görevinden gördüğü lüzum üzerine istifa ettiğini, durumuna uygun bir pozisyona atanmasına talep etmesi üzerine Yönetim Kurulunca 13.07.2016 tarihinde mühendis kadrosuna atandığı, davacının görev değişikliğinin hem davacının talebi üzerine yapıldığı hem de Yönetim Kurulunun mühendis kadrosuna atanma kararının 19.07.2016 tarihinde tebliğ edilmesine karşın 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 nci maddesine öngörülen 6 iş günlük sürede ve ilk düşük aylık ücretini aldığında dava konusu etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin daire başkanlığı görevinden alınarak mühendis olarak atanmasının çalışma koşullarında esaslı değişiklik olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin daire başkanı olarak görevini sürdürürken gördüğü lüzum üzerine istifa ettiğini ve uygun bir kadroya atanmasını talep ettiğini, davalı Kurumun da müvekkilinin istifasını kabul ederek mühendis unvanıyla
atadığını, müvekkilinin ilk defa atanan personel konumunda değerlendirilerek atamasının yapılması ve özlük haklarının olması gerekenin altında belirlenmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin talebi üzerine yapılan atamada yeni bir belirsiz süreli iş sözleşmesi yapılmadığını ve 21.01.2016 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin atandığı mühendis pozisyonu üzerinden devam ettiğini, işbu sözleşmenin 9/a maddesi ile de ücret alacakları konusunda ilk işe giriş tarihine atıf yapıldığını, müvekkil ile davalı Kurum arasındaki uyuşmazlığa uygulanacak amir hükmün Maliye Bakanlığı tarafından 01.01.2012 tarihinde 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (666 sayılı KHK) ve 375 sayılı KHK'lerin uygulanmasına yönelik yayınlanan Devlet Memurları Genel Tebliğinin (e) bendinin 1 nci maddesi olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının mühendislik pozisyonuna kendi talebiyle 15.01.2012 tarihinden sonra ilk defa atanmış olması sebebiyle ücret, mali ve sosyal haklarının 375 sayılı KHK'nın Ek 11 inci maddesine göre belirlenmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.