Logo

9. Hukuk Dairesi2023/19374 E. 2023/19271 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşyerinde uygulanan yönetmeliğin yıllık izin hakkını düzenleyen hükmünün uygulanması ve yıllık izin ücreti alacağından sigorta primi kesintisi yapılırken kazanç tavanının dikkate alınıp alınmayacağı hususunda bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 80. maddesi uyarınca yıllık izin ücretinin sigorta primine tabi olduğu, ancak iş sözleşmesinin sona erdiği tarihteki prime esas kazançlar ve tavan esasının gözetilmesi gerektiği, dolayısıyla işçilerin çalıştıkları son aya ilişkin prime esas kazançları dikkate alındığında, ilgili ayın SGK prim kesintisinin tavandan yapılmış olması halinde yıllık izin alacağının prime tabi tutulmadan hesaplanması gerektiği değerlendirilerek uyuşmazlığın bu yönde giderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

I. BAŞVURU

Başvurucu vekili dilekçesinde; uyuşmazlık konusu yapılan tüm dosyaların ortak davalısının aynı işveren Banka olduğunu, davalı Banka işyerinde uygulanan İnsan Kaynakları Uygulama Esasları Yönetmeliği'ne (Yönetmelik) göre işyerinde 31.12.1995 tarihinden önce çalışmaya başlayanların yıllık izin hakkının her yıl için 30 gün olduğunun kararlaştırıldığını, başvuru dilekçesinde sayılan diğer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerince 31.12.1995 tarihinden önce çalışmaya başlayan işçilerin yıllık izin haklarının 30 gün olduğu kabul edildiği hâlde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesince Yönetmelik'in yürürlük tarihinin 02.12.2013 olduğu kabul edilerek bu tarih öncesi izin haklarının 1475 sayılı Mülga İş Kanunu (1475 sayılı Kanun) ve 4857 sayılı İş Kanunu’nda (4857 sayılı Kanun) belirlenen sürelere göre, 02.12.2013 tarihi sonrası için ise Yönetmelik düzenlemesi uyarınca yıllık 30 gün kabul edilmek suretiyle karar verildiğini; dolayısıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi ile başvuru dilekçesinde sayılan diğer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri kararları arasında davalı Banka işyerinde çalışan işçilerin yıllık izin haklarının 30 gün olup olmadığı konusunda uyuşmazlık olduğunu, ayrıca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesince hesap edilen ücretli izin alacağından kazanç sınırı bakımından prim kesintisi yapılmaması gerekirken 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (5510 sayılı Kanun) ve Sosyal Güvenlik Kurumu İşveren Uygulama Tebliği'ne aykırı ve haksız şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim kesintisi yapılmış olduğunu, prime esas kazancın bulunduğu son ayda SGK prim kesintisinin tavandan yapılmış olması nedeniyle hesaplanan yıllık izin alacağının netleştirilmesinde SGK prim kesintisi yapılmadan sonuca gidilmesi gerektiğini, SGK prim kesintisi yönüyle de Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasında uyuşmazlık olduğunu belirterek İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesinin kararı ile aksi yöndeki Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 27.10.2023 tarihli ve 2023/42 Esas sayılı kararı ile; bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesinin isteneceği, başvurucu vekilinin dilekçesinde yer verdiği Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi kararları görüşülüp tartışıldığında; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi dosyasında davacının hak ettiği yıllık ücretli izin gün sayısının çalışma başlangıcından itibaren yıllık 30 gün olup olmadığı, yine hesap edilen yıllık izin alacağından SGK prim kesintisi yapılıp yapılmayacağı konusunda başvurucu vekilinin dilekçesinde belirtmiş olduğu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri kararları arasında 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamında uyuşmazlık bulunduğu sonucuna varıldığı, bu maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın giderilmesi için başvurucu vekilinin talebinin Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerektiğine karar verilmiştir.

III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesinin 25.05.2023 Tarihli ve 2020/2191 Esas, 2023/1059 Karar Sayılı Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin ödenmeyen yıllık ücretli izin alacağının davalı işverenden tahsilini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, davalı işverence bu kararın istinaf edildiği, davalı istinaf başvurusuna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının yıllık ücretli izin hakkının yıllık 30 gün üzerinden hesaplanması ile hesaplanan yıllık ücretli izin alacağının netleştirilmesinde SGK prim kesintisi yapılmaması noktalarında toplandığı, öncelikle her dosyanın kendi mevcut delil durumuyla değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla farklı işçilerin aynı davalı Bankaya aynı alacak kalemiyle ilgili açtığı başkaca dava dosyalarının içerdikleri delil durumuna göre sonuçlarının farklılık gösterebileceği, dosya mevcudunun incelenmesinde; davalı Banka işyerinde uygulanan 02.12.2013 yürürlük tarihli Yönetmelik'le 31.12.1995 tarihinden önce Bankada çalışmaya başlayan işçilere 30 günlük ücretli izin verileceğinin düzenlendiği, ancak bu düzenlemenin sair şartların da mevcudiyeti durumunda ancak kendi yürürlük tarihinden sonraki zaman dilimi için sonuç doğuracağı, düzenlemeden 2013 yılı öncesi de izin sürelerinin 30 gün üzerinden hesaplanacağı anlamı çıkarılamayacağı, buna göre davacının 16.06.1994 tarihinde yani Yönetmelik yürürlük tarihi öncesi çalışmaya başladığı sabit ise de Yönetmelik öncesi dönemde de yıllık izin haklarının 1475 sayılı Kanun ve 4857 sayılı Kanun’dan daha farklı ve fazla verildiğine dair dosyaya sunulmuş başkaca belgenin bulunmadığı, bu nedenle davacının Yönetmelik yürürlük tarihine kadar hak ettiği yıllık izin sürelerinin geçerlilik tarihleri itibarıyla 1475 sayılı Kanun ve 4857 sayılı Kanun’da belirlenen sürelere göre hesaplanmasının gerektiği, itiraza konu SGK prim kesintisi tavan tutarının da nazara alındığı, hesaplanan yıllık izin alacağından 2017 yılı için sosyal güvenlik primine esas tavan ücreti olan 13.331,40 TL'nin %15'i mahsup edilerek net yıllık izin alacağının hesaplandığı gerekçe gösterilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında verilen hükümde davanın kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesinin 19.01.2023 Tarihli ve 2022/11 Esas, 2023/7 Karar Sayılı Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin ödenmeyen yıllık ücretli izin alacağının davalı işverenden tahsilini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı işçi vekilince bu kararın istinaf edildiği, davacı istinaf başvurusuna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın hak edilen yıllık izin süresi noktasında toplandığı, dosyaya sunulan yıllık izin belgelerinden davacının 1990 yılından itibaren yıllık 30 gün izin kullandığının anlaşıldığı, sigorta primine esas aylık kazancın tavanı aşması nedeni ile SGK prim kesintisi yapılmamasının yerinde olduğu gerekçe gösterilerek 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında verilen hükümde davanın kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 17.04.2023 Tarihli ve 2021/2208 Esas, 2023/659 Karar Sayılı Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin ödenmeyen jestiyon primi, yemek ücreti ve yıllık ücretli izin alacağının davalı işverenden tahsilini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın taraflarca istinaf edildiği, davacının istinaf başvurusunun miktar itibarıyla kesinlik sınırında kaldığı ve istinaf dilekçesinin reddine karar verildiği, davalı istinaf başvurusuna göre ise taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının yıllık ücretli izin hakkının yıllık 30 gün üzerinden hesaplanması ile hesaplanan yıllık ücretli izin alacağının netleştirilmesinde SGK prim kesintisi yapılmaması noktalarında toplandığı, davalının istinaf dilekçesinde 2000 yılına kadar hak edilen yıllık izin süresinin mülga 1475 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanmasının gerektiğini bildirdiği, davacının 28.12.1983 tarihinde çalışmaya başladığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalının istinaf dilekçesinde hizmet süresine esas her yıl için 30 gün izin hakkı düzenlemesinin 2000 yılı Haziran ayından sonrasına ilişkin olduğu ileri sürülmüş ise de dosyaya sunulan davacıya kullandırılan yıllık izin belgelerine göre davalının iddia ettiği 2000 yılı Haziran ayı öncesinde de davacıya mülga 1475 sayılı Kanun'daki süreleri aşan şekilde yıllık ücret izin kullandırıldığı, bu fiilî uygulamanın daha sonra genelgeye bağlandığı, bunun işyeri uygulaması niteliğinde olduğu, bu nedenle yıllık izin süresinin 30 gün üzerinden dikkate alınmasının dosya kapsamına uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesince yıllık izin alacağı açısından SGK kesintisi yapılmadan tespit edilen miktarın hüküm altına alındığı, SGK prim tavanı dikkate alınarak kesinti yapılmamasının dosya kapsamına uygun olduğu, ancak cumartesi günlerinin iş gününden sayılmamasının isabetli olmadığı gerekçe gösterilerek 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında verilen hükümde davanın kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

D. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 05.03.2020 Tarihli ve 2018/498 Esas, 2020/524 Karar Sayılı Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin ödenmeyen yıllık ücretli izin alacağının davalı işverenden tahsilini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davalı işverence bu kararın istinaf edildiği, davalı istinaf başvurusuna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın hesaplanan yıllık ücretli izin alacağının netleştirilmesinde SGK prim kesintisi yapılmaması noktasında toplandığı, itiraza konu SGK prim kesintisi tavan tutarının nazara alındığı, hesaplanan yıllık izin alacağından 2016 yılı için sosyal güvenlik primine esas tavan ücreti olan 10.705,50 TL'nin %15'i mahsup edilerek net yıllık izin alacağının hesaplandığı gerekçe gösterilerek 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında verilen hükümde davanın kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

E. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 2019/2338 Esas, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 2017/2604 Esas, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 2018/985 Esas, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 2019/503 Esas, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesinin 2021/2107 Esas, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 2019/3044 Esas Sayılı Kararları.

Yukarıda esas ve karar numarası verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında; davacıların, davalı Bankaya ait işyerinde 31.12.1995 tarihinden önce çalışmaya başlayan işçiler olduğu, davalı Banka işyerinde uygulanan 02.12.2013 yürürlük tarihli Yönetmelik'le 31.12.1995 tarihinden önce Bankada çalışmaya başlayan işçilere 30 günlük ücretli izin verileceğinin düzenlendiği, bu düzenlemeye göre işçilerin yıllık 30 gün ücretli izin hakkı bulunduğu, hesaplanan yıllık izin alacağından SGK kesintisi yapılmamasında isabetsizlik bulunmadığı yönünde kesin olarak karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık

Uyuşmazlık, işyerinde yürürlükte olan Yönetmelik'in yıllık izin hakkını düzenleyen maddesinin uygulanması ile yıllık izin ücreti alacağından yapılması gereken sigorta prim kesintisinin hesaplanmasında kazanç tavanının dikkate alınıp alınmayacağına ilişkindir.

B. İlgili Hukuk

1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.

2. 5510 sayılı Kanun'un "Prime esas kazançlar" kenar başlıklı 80 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.

a) Prime esas kazançların hesabında;

1) Hak edilen ücretlerin,

2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,

3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin,

brüt toplamı esas alınır.

b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.

c)(b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.

d) Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst sınırın aşılması nedeniyle prime tabi tutulamayan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilâve edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz ve 102 nci madde hükümleri uygulanmaz.

3. Dairemizin 12.06.2014 tarihli ve 2012/16959 Esas, 2014/19234 Karar; 12.05.2015 tarihli ve 2014/3667 Esas, 2015/17392 Karar sayılı kararları.

C. Değerlendirme

1. 5235 sayılı Kanun ile bu Kanun'da sayılan kişi ve kurumlara tanınan uyuşmazlığın giderilmesini talep etme hakkı, mutlak biçimde her uyuşmazlığın esasına yönelik çözüm geliştirilmesine imkân vermez. Uyuşmazlığın giderilmesi talebi bir kanun yolu olmayıp böyle bir talebin varlığı hâlinde Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılması da mümkün değildir.

2. Somut uyuşmazlıkta başvuru dilekçesinde sayılan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerince 31.12.1995 tarihinden önce çalışmaya başlayan işçilerin yıllık izin haklarının işyerinde uygulanan Yönetmelik'e göre tüm çalışma dönemi bakımından 30 gün olduğu kabul edildiği hâlde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesince söz konusu Yönetmelik'in yürürlük tarihin 02.12.2013 olduğundan bahisle 31.12.1995 tarihinden önce çalışmaya başlayan işçinin 02.12.2013 tarihi öncesi izin hakkının mülga 1475 sayılı Kanun ve 4857 sayılı Kanun'a göre belirlenmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık meydana geldiği ileri sürülmüş ise de taraflarca hazırlama ilkesinin uygulandığı davalarda, taraflarca dosyaya sunulan delillerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, deliller çerçevesinde iddia ile savunmanın ispat edilip edilemediği hususunun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği muhakkaktır.

3. Bu bağlamda uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesince verilen karar somut olaya özgü nitelikte olup dosya kapsamında yer alan deliller ve somut olayın koşulları gözetilerek hüküm tesis edilmiştir. Aralarında uyuşmazlık bulunduğu belirtilen diğer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi kararlarında da tarafların iddia ve savunmaları, taraflarca sunulan deliller ile ispat durumu dikkate alınarak, yine somut olayın özelliklerine göre karar verildiği anlaşılmaktadır. Başvuru dilekçesinde ileri sürülen bu iddia yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

4. Başvurucu vekilinin dilekçesinde belirttiği bir diğer uyuşmazlık konusu ise kabulüne karar verilen yıllık ücretli izin alacağından yapılan SGK prim kesintisine ilişkindir. Başvuru dilekçesinde sayılan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerince brüt olarak hesaplanan yıllık ücretli izin alacağının netleştirilmesinde SGK prim kesintisi yapılmadan sonuca gidildiği hâlde uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesince 5510 sayılı Kanun'a aykırı ve haksız şekilde SGK prim kesintisi yapılmış olduğu, prime esas kazancın bulunduğu son ayda SGK prim kesintisinin tavandan yapılmış olması nedeniyle hesaplanan yıllık izin alacağının netleştirilmesinde SGK prim kesintisi yapılmadan sonuca gidilmesi gerektiği ileri sürülerek SGK prim kesintisi yönüyle de Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.

5. 5510 sayılı Kanun'un 80 inci maddesindeki düzenlemeye göre yıllık izin ücreti sigorta primi yönünden istisna kapsamında değildir. Başka bir anlatımla; işçinin çalıştığı sırada kullandığı izin dönemine ait ücretler gibi iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken yıllık izin ücreti de sosyal sigorta primine tâbidir. Ancak yine sözü edilen yasal sınırlamaya göre yıllık izin ücreti, hak edildiği ayın sigorta primi tavanı aşılmamak üzere prime tâbi tutulmalıdır. Bu durumda yıllık izin ücreti iş sözleşmesinin sona erdiği anda muaccel olmakla, izin ücretinin fesih tarihindeki prime esas kazançlar dikkate alınarak ve tavan esası gözetilerek prime tâbi tutulması gerekir. Daha açık bir ifadeyle, iş sözleşmesinin son bulduğu aya ait prime esas kazançların tamamı dikkate alındığında yıllık izin ücretinin tavanı aşmayan kısmı sigorta primine tâbi tutulmalıdır.

6. 5510 sayılı Kanun'un 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin iş sözleşmesinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, ödemenin prime esas kazancın tâbi olduğu en son ayın kazancına dâhil edileceği ve sigorta primi tavanının gözetileceği düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre uyuşmazlığın giderilmesine konu dosyalarda davacı işçilerin davalı Banka işyerinde çalıştıkları en son aya ilişkin prime esas kazançları dikkate alındığında, ilgili ayın SGK prim kesintisinin tavandan yapılmış olması nedeniyle söz konusu alacağın prime tâbi tutulmadan hesaplanması gerekmektedir.

7. Açıklanan sebeplerle; SGK prim kesintisine ilişkin uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesinin 19.01.2023 Tarihli ve 2022/11 Esas, 2023/7 Karar sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır

V. KARAR

1. Uyuşmazlığın; prime esas kazancın bulunduğu son ayda SGK prim kesintisinin tavandan yapılmış olması nedeniyle yıllık izin alacağının SGK prim kesintisi yapılmaksızın hesaplanması yönündeki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesinin 19.01.2023 Tarihli ve 2022/11 Esas, 2023/7 Karar sayılı kararı doğrultusunda giderilmesine,

2. Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.