"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2085 E., 2023/3140 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 29. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/1204 E., 2021/553 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının 02.02.1998 tarihinde davalı nezdinde çalışmaya başladığını, hâlen çalışmaya devam ettiğini, en son istasyon şefi olarak çalışırken kıdemli büro görevlisi olarak görevlendirildiğini ve böylelikle görev unvanının ve sınıfının, kapsam dışı istasyon şefi konumundan kapsam içi kıdemli büro görevlisi olarak düşürüldüğünü, bu durum nedeniyle 2018 yılı Ağustos ayından itibaren düşük ücret ödendiğini ve almakta olduğu ücretinde eksiklik oluştuğunu, davalının bu uygulamasının 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davacının çalışma koşullarında kanuna aykırı biçimde esaslı değişiklik yapıldığını ileri sürerek ücret farkı, akdî ve kanunî ikramiye farkı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki, görev, iş bölümü, derdestlik, husumet, hak düşürücü süre, hukuki yarar yokluğu, kesin hüküm itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Kuruluşta kapsam içi statüde lise mezunu büro görevlisi olarak istihdam edilmekteyken 17.12.2007 tarihinde Petrol İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı olarak istasyon şefliği görevine atandığını, davalı Kuruluş Bölge Müdürlüğünün 17.08.2017 tarih ve 749 sayılı Genel Müdürlük makam Olur'u ile yeniden yapılandırıldığını ve bu kapsamda, yürütülen işlerin niteliği gereği daha önce görev derecesi 5 veya 4 olan yöneticilerin sorumluluğunda bulunan istasyonların görev derecesi 4 olan yöneticilerin sorumluluğunda olacak şekilde birim mühendisliği olarak yeniden yapılandırıldığını, Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği'nin görev derecesinin 4 olduğunu, istasyon şefi görevine devam edebilmesi için 6 yıl hizmet süresi ve lisans düzeyinde mezuniyet şartı şartı bulunduğunu, bu kapsamda lise mezunu olan davacının istasyon şefi görevinin sonlandırılarak 27.07.2018 tarihi itibarıyla mevzuat gereği emsaline uygun bir unvan ve ücret ile ataması yapıldığını, Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği'nin 7 nci maddesinde davacı gibi kapsam içi bir statüden atananların atama işlemlerinin sonlandırılması hâlinde emsallerinin aldığı ücreti almaya devam edeceğinin açıkça düzenlendiğini ve bu nedenle davacının istasyon şefi olarak görevlendirilmeyip, büro görevlisi olarak çalışmaya devam etseydi emsalinin alacağı ücret kadar ücret aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının yetki, görev, derdestlik, kesin hüküm ve husumet itirazlarının yerinde olmadığı, davanın kısmi eda davası olarak açıldığı ve davacının hukuki yararı bulunduğu, iş sözleşmesinde gerektiğinde çalışma koşullarında değişiklik yapabileceğine dair düzenlemeler bulunması hâlinde, işverenin genişletilmiş yönetim hakkından söz edileceği, bu hâlde işverenin yönetim hakkını kötüye kullanmamak ve sözleşmedeki sınırlara uymak kaydıyla işçinin çalışma koşullarında değişiklik yapma hakkını sürekli olarak kazanmış olacağı, 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinde, işçi aleyhine çalışma koşullarında değişiklik yapılamayacağının hüküm altına alındığı, belirtilen yasal ve hukuksal açıklamalara göre tarafların aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebileceği, çalışma koşullarında değişikliğin geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulayacağı, Yargıtayın konuya ilişkin emsal içtihatlarına göre de işçinin aldığı ücret miktarının düşürülmesi, ikramiyenin veya sosyal yardımın kaldırılması, işçinin işyeri organizasyonunda mevcut görevinden daha alt seviyedeki bir göreve atanması, çalışma koşullarının ağırlaştırılması gibi durumların işçiyi bağlamayacağı, somut uyuşmazlıkta en son kapsam dışı istasyon şefliği görevinden kapsam içi kıdemli büro görevlisi unvanına geçiş süreci sonrası özlük haklarında eksilme yaşandığını belirterek ücret ve ikramiye alacağı talebinde bulunan işçi yönünden davalı işyerinde uygulanan ve iş sözleşmesinin eki mahiyetinde olan Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği'nin hükümleri çerçevesinde davacının görev ve statüsünü değiştirmesinin yönetim ... kapsamında kalmadığı kabul edilerek görevlendirme tarihi olan 27.07.2018 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için davacıya fiilen ödenen ücretleri ve ikramiyeleri ile ödenmesi gerekeken fark ücret alacaklarının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun hatalı olduğunu, zira müvekkilinin MS tazminatı, saha tazminatı ve sosyal yardım ücreti alacaklarının hesaplama dışı tutulduğunu, kanun gereği ücrete dahil edilmesi gereken para il ölçülmesi mümkün yaraların alacak hesabında ücrete dâhil edilmemesinin hatalı olduğunu, hukuka aykırı olarak hakkında unvan değişikliği yapılan müvekkilinin bu unvanda çalışmaya devam etseydi, MS tazminatı, saha tazminatı ve sosyal yardım ücreti alacaklarına hak kazanacağını belirterek kararın bu yönden hatalı olduğunu beyanla bozulması istemi ile katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı vekili; davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) belirsiz alacak davasının düzenleyen 107 nci maddesi hükmüne aykırı olarak açıldığını, dava konusunun davacı tarafça belirlenebilir nitelikte olduğunu, müvekkiline ait işyerinde uygulanmakta olan personel yönetmeliğinin iş sözleşmesinin eki niteliğinde olduğunu, davacının yıllardır tabi olduğu yönetmelikte hiçbir değişiklik olmadığını, aksi kabulde dahi tazminat niteliğindeki ek ödemelerin usuli kazanılmış hak oluşturmayacağını, davacının müvekkili Kuruluşta kapsam içi statüde lise mezunu büro görevlisi unvanında çalışmaktayken istasyon şefliği görevine atandığını, personelin atanmalan ile naklen tayinlerinin esas alındığı Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği'nin gereği yükseköğrenim mezuniyeti ile dördüncü görev derecesinde, altı yıl hizmeti süresinin olması gerektiği, istasyon şefi olarak bu gören karşılığı ücretini alan davacının yönetici görevin sonlandırılması nedeniyle müvekkili Kuruluşta Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği'nin 7 nci maddesinin (ç) bendinin ikinci alt bendi gereği kapsam içi statüde çalışmakta iken atandığı için emsalinin ulaştığı ücretle kapsam içi statüde durumuna uygun bir unvana atandığını, davacının atanmasına esas düzenlemenin devamında davacı gibi kapsam içi bir statüden atananların atama işlemlerinin sonlandırılması hâlinde emsallerinin aldığı ücreti almaya devam edecekleri hususunun açıkça düzenlendiğini, eğer davacı istasyon şefi olarak görevlendirimeyip büro görevlisi unvanında çalışmaya devam etseydi o tarihte alacağı ücret kadar ücret alacağını, kapsamdışı statüde çalışmaya devam etmesi hâlinde alabileceği giydirilmiş brüt ücrete ilişkin belgelerin dosyaya sunulmasına rağmen talepleri gibi değerlendirme yapılmadığını, kaldı ki davacının iktisap ettiği brüt giydirilmiş ücretlerle beraber brüt fark ücretin toplamının tavan tavan ücreti geçmemesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait iş yerinde kapsam dışı istasyon şefi konumunda çalışırken kapsam içi büro görevlisi olarak görev ünvanının değiştirildiği ve ücretinin azaltıldığının dosya kapsamı ile ... olduğu, 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinde işverenin iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da iş yeri uygulamasıyla oluşan çalışma şartlarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabileceği, bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişikliklerin işçiyi bağlamayacağı düzenlendiğinden, davacının çalışma koşullarındaki esaslı değişikliği yazılı şekilde kabul etmediği ve bu atamanın davacıyı bağlamayacağı anlaşılmakla, davacının görevlendirme sonrası oluşan fark ücret ve fark ikramiye alacaklarının hüküm altına alınması isabetli bulunmuş, davanın kısmi dava olarak açıldığı, zaman aşımına uğrayan alacak bulunmadığı, tespit edilen ve hesaplamaya esas alınan ücret miktarının dosya kapsamına uygun, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, İlk Derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki sebepleri tekrarla hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacının hesaba esas ücretinin eksik belirlendiğini savunmuş ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken nedenlerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek ve resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın türü, işverence çalışma koşullarında esaslı değişiklik sayılabilecek şekilde görevlendirme yapılıp yapılmadığı ve bu bağlamda davacının ücretinde azalma olması nedeniyle ücret farkı alacağına hak kazanıp konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi, Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği.
2. 4857 sayılı Kanun'un "Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi" kenar başlıklı 22 nci maddesi şöyledir:
" İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.
Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz."
3. Dairemizin 03.03.2022 tarihli ve 2022/1693 Esas, 2022/2825 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Anayasa, kanunlar, toplu ya da bireysel iş sözleşmesi, personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ile işyeri uygulamasından doğan işçi ve işveren ilişkilerinin bütünü, çalışma koşulları olarak değerlendirilmelidir. 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinde yer verilen düzenleme, çalışma koşullarında değişikliğin normatif dayanağını oluşturur.
3. Uygulamada, yazılı olarak yapılan iş sözleşmelerinde çoğunlukla işçinin yerine getireceği iş, unvanı, ücret ve ekleri belirtilmekle birlikte, çalışma koşullarının tespitine yönelik ayrıntılı düzenlemelere yer verilmemektedir. Bu nedenle gerek çalışma koşullarının tespiti gerekse çalışma koşullarında değişiklik yapılması noktasında ispat sorunları ortaya çıkmaktadır. Çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik yapıldığı konusunda ispat yükü işçidedir.
4. Çalışma koşullarını belirleyen kaynaklar arasında, iş sözleşmesinin eki sayılan personel yönetmeliği veya işyeri iç yönetmeliği gibi belgeler de yer alır. İşçi tarafından onaylanan personel yönetmeliği, iş sözleşmesi hükmü niteliğindedir. İşyerinde öteden beri uygulanmakta olan personel yönetmeliğinin kural olarak işçi ile iş ilişkisi kurulduğu anda işçiye bildirilmesi gerekir. Daha sonra yapılacak olan değişikliklerin işçi açısından bağlayıcı olabilmesi ise bu değişikliklerin, 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesindeki şekle uygun olarak işçi tarafından kabulüne bağlıdır.
5. 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin ikinci fıkrasında, çalışma koşullarının, tarafların karşılıklı uzlaşmaları ile değiştirilmesinin her zaman mümkün olduğu kurala bağlanmıştır. Çalışma koşullarında değişiklik konusunda işçinin rızasının yazılı alınması kanun gereğidir. Aynı zamanda işverence değişiklik teklifinin de yazılı olarak yapılması gerekir. İşçi çalışma koşullarında yapılmak istenen değişikliği usulüne uygun biçimde yazılı olarak ve süresi içinde kabul ettiğinde, değişiklik sözleşmesi kurulmuş olur. İşçinin değişikliği kabulü, sadece bu işlem yönünden geçerlidir. Bir başka anlatımla işveren işçinin bir kez vermiş olduğu değişiklik kabulünü, daha sonraki dönemlerde başka değişiklikler için kullanamaz.
6. Somut uyuşmazlıkta; davacı işçi, 02.02.1998 tarihinde kapsam içi personel olarak davalı işveren Şirket nezdinde çalışmaya başladığını ve bilahare asaleten istasyon şefi olarak kapsam dışı statüdeki bir göreve atamasının yapıldığı, Kırıkkale İstasyonunda istasyon şefi olarak çalışırken, Yönetim Kurulu kararı ile işyerinde organizasyon değişikliğine gidildiğini ve bu kapsamda muvafakati olmaksızın kıdemli büro memuru olarak ataması yapıldığını ve bu surette kapsam dışı istasyon şefi kadrosundan kapsam içi kıdemli büro görevlisi unvanına atamasının yapılmak suretiyle ücret derecesinin ve miktarının düşürüldüğünü, görev yeri değiştirilse bile aldığı aylık ücretin ... kalması gerektiğini, davalının uygulamasının çalışma koşullarında esaslı değişiklik mahiyetinde olduğu ve Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği'nin atama ve tayin hükümlerine aykırı bulunduğunu ileri sürerek atandığı görevin ücretinin daha önce aldığı ücretle aynı düzeye gelinceye kadar istasyon şefi olarak aldığı ücretinin ödenmesi gerektiğinin tespiti ile fark ücret alacaklarının davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
7. Dosya kapsamına göre; davacının 02.02.1998 tarihinde davalı Şirket nezdinde çalışmaya başladığı, büro görevlisi kapsam içi statüde çalışırken, 17.12.2007 tarihinde Kırıkkale İstasyonu istasyon şefliği görevine kapsam dışı personel olarak atamasının yapıldığı, sonrasında 27.07.2017 tarihinde yeniden kapsam içi personel olarak görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, taraflarca iddia ve savunmalarının dayanağı olarak gösterilen, Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği’nin 7 inci maddesinin (ç) bendinin (2) nci alt bendindeki “ ç) Görev derecesi 5 olan yönetici personelin görevden alınmaları halinde,...1) Kapsam dışı statüdeki bir unvandan atananların; makam ve sorumluluk tazminatları almakta oldukları oran üzerinden ödenmeye devam olunur. 2) Kapsam içi statüdeki bir unvandan atananların, emsallerinin ulaştığı ücretle kapsam içi statüde durumlarına uygun unvanlara atamaları yapılır.. ” hükmü gözetildiğinde, davacının davaya konu atama işleminde Yönetmelik'e aykırı bir hususun söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davacının lisans mezunu olmayan büro görevlisi olarak kapsam içi statüde çalışmaya devam etseydi alması gereken ücret ile dava konusu atama işlemi sonrasında ödenen ücret arasında fark olup olmadığının belirlenmesi yönünden değerlendirme yapılarak neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.