Logo

9. Hukuk Dairesi2023/20424 E. 2024/2792 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının başka bir dava dosyasındaki "tüm hak ve alacaklarımı aldım" şeklindeki beyanının işbu davada bağlayıcı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının dava konusu alacaklarının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının önceki beyanının bağlayıcı nitelikte olduğu ve davacının sonradan yaptığı düzeltmelerin bu beyanı geçersiz kılmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/606 E., 2023/1235 K.

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. ... Mahkemesi

SAYISI : 2017/107 E., 2019/122 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.02.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ... ve davacı asıl ile davalı vekili Avukat Medine ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların ve davacı asılın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bünyesindeki yurt dışı şantiyelerinde aşçı olarak 08.11.2014-15.07.2016 tarihleri arasında çalıştığını, en son ücretinin aylık net 2.257,00 USD olduğunu, ücretinin bir kısmının bankadan geri kalanının avans olarak elden ödendiğini, işyerinde haftanın 6 günü ....45-19.45 saatleri arasında çalıştığını, ayda üç defa saat 23.00'e kadar çalıştığını, ayda iki hafta tatilinde çalışmaya devam ettiğini, kıdem ve ihbar tazminatının tam olarak ödenmediğini, yıllık ücretli izin alacağının bulunduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ... ... ve genel tatil, yıllık izin, ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, davalı Şirkette yurt dışı ... sözleşmesi uyarınca ....11.2014-15.07.2016 tarihleri arasında aşçı olarak aylık 1.250,00 USD ücretle çalıştığını, 2.112,92 USD kıdem tazminatı ve 1.750,14 USD ihbar tazminatı alacağının ödendiğini, fazla çalışma olması hâlinde karşılığı ücretlerinin ödendiğini, ... ... ve genel tatil günlerinde çalışma olmadığını, tüm yıllık izin hakkını kullandığını, bakiye ücret alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 08.11.2014-15.07.2016 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, tanık anlatımları, banka kayıtları ve emsal ücret araştırması birlikte değerlendirildiğinde; davacının son aylık ücretinin net 2.250,00 USD olduğu, davalı tarafça yapılan tazminat ödemelerin mahsubu ile bakiye tazminat alacağının hüküm altına alındığını, dinlenen tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre davacının ayda iki kez hafta tatilinde çalıştığı, haftada ortalama 24 saat fazla çalışma yaptığı, davacının 2015 yılı ... bayramında 2 gün, 2015 yılı Kurban bayramında 2,5 gün, 2016 yılı ... bayramında 2 gün çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davacının günlük 3 saatten fazla fazla çalışması olduğunu, eski bir Yargıtay kararına dayanarak haftalık 18 saat üzerinden fazla çalışma ücretinin hesaplanmasının hatalı olduğunu, ispatın tanık beyanları yanında davalıdan sadır belgelere dayandığından fazla çalışma, hafta tatili, ... ... ve genel tatil ücretinde indirim yapılmasının dosya kapsamına uygun olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, hükme esas aylık ücret miktarının hatalı olduğunu, husumetli tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının ücretine aylık 300,00 USD yemek eklenmesinin hatalı olduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, davacının bir başka dava dosyasında tanık olarak verdiği ifadelere itibar edilmesi gerektiğini, tüm hak ve alacaklarını aldığını ikrar ettiğini, davacı ile hizmet süresi aynı olmayan ve menfaat birliği içinde olan tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının çalışmasını bilebilecek konumda olmadıklarını, kabul anlamına gelmemek üzere fazla çalışma, hafta tatili, ... ... ve genel tatil ücret alacaklarına uygulanan indirimin yetersiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Şirkete ait yurt dışındaki işyerinde 08.11.2014-15.07.2016 tarihleri arasında aşçı olarak çalıştığı, davacının tanık olarak bir başka dava dosyasında 22.11.2017 tarihli talimat duruşmasında "ben tüm hak ve alacaklarımı aldım, ama davacının alıp almadığını bilmiyorum" şeklindeki beyanının davacı açısından bağlayıcı olup olmadığının uyuşmazlık konusu olduğunu, davacı tarafından yaklaşık 15 ay sonra 11.03.2019 tarihinde ilgili Mahkemeye bu beyanlarının yanlış anlamadan kaynaklı olarak zapta geçtiği yönünde dilekçe gönderdiği, istinaf incelemesine konu işbu dava dosyasının 26.03.2019 tarihli celsesinde, talimat duruşmasında aslında kastının tüm ücretlerini aldığını belirtmek olduğunu, katibin yanlış algıladığını beyan ettiği, davacının talimat duruşmasındaki ifadesinin bir bütün olarak değerlendirilip yine ifadede bulunmasından uzunca bir süre sonra düzeltmeye ilişkin beyan dilekçesi sunması dikkate alındığında davacının tüm hak ve alacaklarını aldığı yönündeki beyanının davacıyı bağlayacağı, davalı tarafın bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile ayrıca davalı tarafın davacının çalışması sırasında alacaklarını ödediğini ispat edemediği gibi davacı işten ayrıldıktan sonra da yine tespit edilen işçilik alacaklarını ödediğini ispatlayamadığını, davalının bu yönde savunması da bulunmadığını, davacının talimat yoluyla alınan beyanının işbu davanın açılış tarihinden sonra olduğunu, dava açan bir işçinin daha sonrasında alacaklarını aldığına dair beyanda bulunmasının beklenemeyeceğini, davacının beyanının zapta nasıl geçirildiğini bilemediğini, acele ederek talimat zaptını okumadan imzaladığını, davacının asıl kastının ücret alacağına ilişkin olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının bir başka Mahkeme huzurundaki beyanının bağlayıcı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının dava konusu alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 ... ... Kanunu'nun 17, 32, 41, 44, 46, 47, 59 uncu maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen uygulanmakta olan 1475 ... ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.