"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/685 E., 2023/2011 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 30. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/296 E., 2022/793 K.
Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 18.01.1996-18.01.2022 tarihleri arasında ve 08.08.2017 tarihine kadar işletme mühendisi, işletme şefi, teknik koordinatör, bölge müdür yardımcısı ve bölge müdürü olarak çalıştığını, 08.08.2017 tarihinde ... Bölge Müdürlüğü görevinden alınarak ... ve ... Proje Müdürlüğünde uzman olarak görevlendirildiğini, daha sonra rızası alınmadan daha alt görevlerde çalıştırıldığını, ücretinin düşürüldüğünü ve psikolojik baskı uygulandığını, tüm çalışanlara zam uygulanmasına rağmen müvekkiline zam yapılmadığını ve eşit davranma ilkesine aykırı davranıldığını, müvekkilinin bu çalışma şartlarına dayanamayarak yaş hariç emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek ücret farkı, ikramiye farkı, prim alacağı, eşit davranmama tazminatı ve manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 18.01.1996-17.01.2022 tarihleri arasında çalıştığını, emeklilik sebebiyle işten ayrıldığını, fesih ile birlikte tazminatının ödendiğini, kendisine psikolojik baskı uygulanmadığını, görev değişikliklerinin yönetim hakkı kapsamında yapıldığını ve davacının da buna muvafakat ederek uzunca bir süre çalıştığını, davacının müvekkili şirket nezdinde hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını ve eşit davranma ilkesine aykırılık olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 11.08.2017 tarihi itibarıyla ... Bölge Müdürü olarak çalıştığı ve 08.08.2017 tarihli ve 125 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile 11.08.2017 tarihinden itibaren ... ve ... Proje Müdürlüğünde uzman olarak görevlendirildiği, davacının da bu değişiklik kapsamında yeni görev yerinde çalışmaya başladığı ve iş sözleşmesinin feshedildiği 17.01.2022 tarihine kadar çalıştığı, çalışma koşullarının davacı aleyhine değiştirildiği ve davacı tarafından yazılı olarak kabul edildiğine dair dosyada bir veri bulunmadığı, değişikliğin üzerinden ne kadar süre geçtiğinin bir öneminin olmadığı, davacının parasal haklarında azalma olduğu ve davacının fark alacaklarının sürekli hâle geldiği gerekçesiyle ücret farkı, prim ve ikramiye alacağına yönelik alacak taleplerinin kabulüne ve yasal şartları oluşmadığından eşit davranmama tazminatı ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının 2017 yılında yapılan değişikliğe itiraz etmediğini, uzman unvanı ile yaklaşık beş sene çalıştığını ve iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiğini, davacının uzman unvanıyla görev yaptığı çalışma dönemi için müdür unvanına sahip personel ücretlerinin ve haklarının emsal olarak uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ... Bölge Müdürü olarak görev yaparken, 11.08.2017 tarihli yazı ile ... ve ... Proje Müdürlüğünde uzman olarak görevlendirildiği ve uzman unvanı ile 4,5 yıldan fazla süre çalıştığı, davacının görev değişikliğine uzun süre ses çıkarmamasının, sözleşmenin karşı tarafı olan işverende bu değişikliğin kabul edildiği yönünde bir inancın oluşmasına neden olduğu ve davalı işverenin işlemine uygun davranışlarda bulunduktan sonra 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesinde öngörülen şekil eksikliğini ileri sürmesinin dürüstlük kuralına uygun düşmediği, ayrıca davacının ücret farkı talep ettiği dönemde bölge müdürü olarak çalışmadığı ve alt pozisyondaki görevini sürdürdüğünden fiilen yapmadığı bir işin karşılığı olan ücreti hak kazanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı işverenin müvekkilinin yazılı muvafakati olmadan çalışma koşullarında esaslı değişiklik yaptığını, davacının Bölge Müdürü olarak görev yaparken uzman olarak görevlendirildiğini ve bu suretle psikolojik baskı uygulandığını, ücretinde düşüş yapılarak çalışmaya mecbur bırakıldığını, görev değişikliğine itiraz eden diğer müdürlerin iş sözleşmelerinin feshedildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, görevin değiştirilmesi suretiyle yapılan çalışma koşullarında esaslı değişiklik sebebiyle davacının fark işçilik alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi.
3. 4857 sayılı Kanun'un "Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi" kenar başlıklı 22 nci maddesi şöyledir:
" İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.
Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz."
4. 4857 sayılı Kanun'un 32 ve 62 nci maddeleri.
5. Dairemizin 09.11.2020 tarihli ve 2016/31338 Esas, 2020/15284 Karar sayılı ilâmının ilgili kısmı şöyledir:
"...
Davacının sahada çalışmadan, merkezde çalışmaya alınması, çalışma koşullarında esaslı değişiklik mahiyetinde ise de davacının ihtirazi kayıtsız, merkezde yaklaşık 1,5 sene çalışması, işverenin işlemine uygun davranışlarda bulunduktan sonra İş Kanunu’nun 22. maddesinde öngörülen şekil eksikliğini ileri sürmesi, dürüstlük kuralına uygun düşmemektedir. Diğer yandan İş Kanunu’nun 32. maddesine göre ücret çalışma karşılığı olup, davacı yapmadığı işin karşılığına hak kazanamaz. Hal böyle olunca davacının prim alacağı talebinin reddi gerekir.
..."
6. Yine Dairemizin aynı yöndeki 31.10.2022 tarihli ve 2022/11071 Esas, 2022/13684 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.