Logo

9. Hukuk Dairesi2023/20835 E. 2024/3543 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muvazaa tespiti ve alacak talebinden oluşan davada, alacak talebinden feragat edilmesi halinde muvazaa tespit isteminde güncel hukuki yararın bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Eda davası niteliğindeki bir davada, alacak talebinden feragat edilmesiyle birlikte, davaya konu aynı vakıalara dayalı muvazaa tespiti talebinde güncel hukuki yarar kalmadığı ve ayrıca hükmün sonuç kısmında çelişkili ifadelere yer verilmesi usule aykırı olduğundan, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/594 E., 2023/1235 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/273 E., 2021/432 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 12.07.2019 tarihli 2018/2790 Esas, 2019/1604 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Karayolları Genel Müdürlüğüne ait asıl işverenin yanında uzun yıllardan beri alt işveren firmaların işçisi olarak çalıştığını, müvekkilinin yaptığı işin asıl iş olduğunu, ... ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, dava dışı firmaların Karayolları Genel Müdürlüğüne işçi temin ettiğini, bu nedenle davacının işvereninin ... olduğunu, müvekkilinin Türkiye Yol İş Sendikası üyesi olduğunu, İdarenin kendi işçileri olmadığını belirterek davacıyı toplu iş sözleşmesinden yararlandırmadığını, müvekkilinin üyeliğinin Karayolları Genel Müdürlüğüne bildirildiği tarihten itibaren işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğini ileri sürerek ilk işe giriş tarihinden itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti ile sendika üyeliğinin Karayolları Genel Müdürlüğüne bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden doğan her türlü ücret alacakları ile müvekkiline ödenen ücretler arasındaki farkın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili aşamalardaki beyan dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre hizmet alım sözleşmelerine konu işin Alt İşveren Yönetmeliği'nin 3 üncü maddesinde belirtilen hizmetin icrası için zorunlu bir iş olmadığı ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan yardımcı iş niteliğinde olduğu, işin icrası için gerekli araçların alt işveren tarafından karşılandığı, davacı ile aynı işi yapan kadrolu personelin aksine davacının sivil plakalı araç kullandığı, Kurumda şoför olarak çalıştığı, davacının icra ettiği işin yardımcı iş niteliğinde olduğu, davalılar arasında imzalanan sözleşmenin muvaazalı olmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklarından da feragat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; kararın hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda mevcut değerlendirmelerin hatalı olduğunu, davacının asıl işi yaptığını, davacının davalı İdarenin kurumsal binasında çalıştığını, emir ve talimatları Kurum amirlerinden aldığını, araç ve gereçleri İdarenin temin ettiğini, davacının muhatap olabileceği alt işveren yetkilisi bulunmadığını, işin yardımcı iş olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, ortada muvazaalı durum bulunduğunu, davacının yaptığı işin makam şoförlüğü olduğunu, davacının konumu itibarıyla Karayolları Genel Müdürlüğünün asıl işçisi ile aynı yetkilere sahip olduğunu davanın kabulü gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, hükmün yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle davacının çalıştığı hizmet alım sözleşmesi ile işveren şirketler için ayrı ayrı inceleme ve değerlendirme yapıldığının anlaşılmasına göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muvazaa tespiti ve alacağın tahsili istemine ilişkin davada alacak talebinden feragat hâlinde muvazaanın tespiti isteminde güncel hukuki yarar bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 114 ve 115 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Tespit davası" kenar başlıklı 106 ncı maddesi şu şekildedir:

"1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.

(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.

(3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz."

3. 6100 sayılı Kanun'un "Hükmün kapsamı" kenar başlıklı 297 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

"Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."

3. Değerlendirme

1. Davacı dava dilekçesinde muvazaa tespiti ile fark alacak talebinde bulunmuş ise de; yargılama sırasında fark alacaklara ilişkin talebinden feragat etmiştir. Böylece somut olayda davacının alacağa ilişkin bir talebinin kalmadığı, davaya tespit istemi yönünden devam edildiği görülmektedir.

2. Her eda davası aynı zamanda tespit talebini de içinde barındırmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesine göre tespit istemi hukuken korunmaya değer güncel bir yararı gerektirir. Davacı tarafça alacak davası ile birlikte tespit talep edildiğine göre ayrı bir tespit davası açmasında güncel bir hukuki yararının varlığından söz edilemez. Somut dava eda davası niteliğinde olup davacının tespite yönelik talebi ayrı bir dava değil, ön sorundur. Dolayısıyla ayrı bir dava gibi değerlendirilmesi de isabetli değildir. Diğer yandan, böyle bir durumda derdestlik de söz konusu olabilecektir.

3. Belirtilen sebeplerle; toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark ücret alacakları talebinin feragat sebebi ile reddine karar verildiğine göre, davacının muvazaa tespitine yönelik talebi hakkında ayrıca hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

4. Diğer taraftan, İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesine rağmen hüküm fıkrasında davanın reddine karar verildikten sonra alt paragrafta davanın kabulüne karar verilmesi ve ardından tekrar ret hükmü kurulması infazda tereddüt yaracatacak nitelikte olduğu gibi 6100 sayılı Kanun'un kararın İlgili Hukuk bölümünün (3) numaralı bendinde yer verilen 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına da aykırıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.