Logo

9. Hukuk Dairesi2023/2691 E. 2023/5821 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anayasa Mahkemesi'nin 5953 sayılı Kanun'un ek 1. maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesinin iptaline ilişkin kararının kesinleşmemiş davalara uygulanıp uygulanmayacağı, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin belirlenmesi uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun kabulü, davalı vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 05.01.2023 tarihli kararı ile davalının temyiz başvurusunun miktardan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 01.11.2003 - 30.06.2016 tarihleri arasında 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (5953 sayılı Kanun) kapsamında haber koordinatörü olarak çalıştığını, ödenmeyen ücret alacakları bulunduğunu ileri sürerek fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti ile bu ücretlerin %5 fazla alacakları, terfi zammı ve ikramiye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının basın çalışanı olduğunu, ödenmeyen bir ücret alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının tüm hizmet süresinin 5953 sayılı Kanun kapsamında geçtiği, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal ... genel tatil ücretleri ile bu ücretlerin %5 fazlası alacaklarının kabulü gerektiği ancak ikramiye ve terfi zammına hak kazanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını belirterek faizin dava tarihinden işletilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili, davacı tanıklarının davacı ile menfaat birliği içinde olduklarını, tanık ile davacının farklı yerler ve farklı koşullarda çalıştıklarını, davacının fazla çalışma alacağının bulunmadığını, ulusal ... ve genel tatillerde çalışmış gibi hesaplama yapıldığını, davacı lehine hükmedilen hafta tatilinin de hatalı olduğunu, yerel Mahkemece davacı lehine hükmedilen %5 fazlalıkların fahiş boyutta olduğunu, zira yapılan %90 indirimin son derece az olduğunu ve davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağının ortada olduğunu, en az %98 - %99 oranında indirim yapılması gerektiğini, davacının iki kez ıslah talebinde bulunduğunu, bu durumun hukuken mümkün olmadığını, reddedilen kısım gözetilerek lehe daha fazla vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunduğu ve tespit edilen alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğinden davacının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerektiği, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal ... genel tatil ücretine ilişkin hükmün isabetli olduğu, davalının bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, 19.11.2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan, Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı kararı ile “13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 4/1/1961 tarihli ve 212 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen ek 1. maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline” karar verildiği, bu iptal kararının somut norm denetimi sonucu verilmesi nedeniyle iptal kararının geriye yürümezliği kuralının istisnasını teşkil ettiğinden kesinleşmemiş davalarda da tatbiki gerektiği, davalının bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olduğu, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücretlerinin %5 fazlası alacaklarına yönelik talebin reddi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü, davalının istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. Kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 05.01.2023 tarihli ek karar ile davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; 30.01.2019 tarihli dilekçeye istinaden ortada usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah veya değer artırımı bulunmadığından karşı taraf lehine 7.044,50 TL tutarında vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre hatalı hesaplandığını, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının devam eden yargılamalarda uygulanmaması gerektiğini, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacağının %5 fazlası taleplerinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Anayasa Mahkemesinin 13.06.1952 tarihli ve 5953 sayılı Kanun’un 04.01.1961 tarihli ve 212 sayılı Kanun’un 1 ... maddesiyle değişik ek 1 ... maddesinin sekizinci fıkrasının (2) nci cümlesinin iptaline dair 19.11.2019 tarihli ve 30953 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı iptal kararının eldeki davaya etkisi ile vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2. 5953 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi ile Ek 1 ... maddesi hükümleri.

3. Anayasa Mahkemesinin 13.06.1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 04.01.1961 tarihli ve 212 sayılı Kanun’un 1 ... maddesiyle değişik ek 1 ... maddesinin sekizinci fıkrasının (2) nci cümlesinin iptaline dair 19.11.2019 tarihli ve 30953 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı iptal kararı.

4. Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli iptal kararının kesinleşmemiş davalara da uygulanması gerektiğine dair Dairemizin 14.10.2020 tarihli ve 2016/27633 Esas, 2020/12010 Karar sayılı ilâmı.

5. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.