"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2002-2011 yılları arasında davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde borucu ekip başı olarak çalıştığını, müvekkilinin ... sözleşmesinin işverence feshedildiğini kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde ve husumet itirazında bulunduklarını, 23.04.2003-14.11.2003 tarihleri arasında Libya'daki çalışmanın 4 hafta ihbar öneli verilerek sonlandırıldığını, çalışma döneminin 1 yılın altında kaldığını ve kıdem tazminatına hak kazanılamadığını, 16.12.2004-10.09.2005 ve 13.11.2005- 23.07.2008 tarihleri arasındaki çalışma dönemlerinin sonunda davacıya hak ettiği tüm alacakların ödendiğini, ödemeler karşılığında çalışma dönemini tasfiye eden ibraname imzalandığını, 02.12.2008-13.05.2010 tarihleri arasındaki çalışma dönemine ilişkin 6.026,72 ... ödendiğini ve 13.05.2010 tarihli ibranamenin imzalandığını, döviz üzerinden talepte bulunulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 5 yıl, 6 ay, 3 ... hizmet süresine göre kıdem tazminatının resen hesaplandığı, davalı tarafından 16.12.2014-10.09.2015 16.12.2004-10.09.2005, 13.11.2005-23.07.2008, 02.12.2008-13.05.2010 tarihleri arasındaki çalışma dönemleri için Türkçe ibraname sunulmuş ise de; söz konusu ibranamelerin yalnızca kendi dönemlerini kapsaması ve önceki dönemleri içermemesi nedeni ile kıdem tazminatı yönünden bu dönemlerin tasfiye edilmediğinin kabul edildiği ve hizmet süresinde dikkate alındığı, 02.12.2008-13.05.2010 tarihleri arasındaki çalışma dönemine ilişkin sunulan Türkçe-İngilizce karışık ibranamede 6.026,72 ...'ın Mayıs 2010 dönemine ait maaş ödemesi olarak açıklanması nedeni ile bu miktarın kıdem tazminatından mahsup edilmediği, davacının ilk dönem çalışmasında ihbar öneli verilmesi nedeni ile ve sonraki dönemlerde alınan ibranameler ihbar tazminatı yönünden tasfiye sayılarak ihbar tazminatı talebinin reddine karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davacıya davalı Şirket nezdindeki çalışmalarına karşılık kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödenmediğini, davalı Şirketin “Final Settlement and Release” başlıklı İngilizce ve Arapça olarak düzenlenmiş belgeleri işçilerin ülkeden çıkışlarını sağlayabilmek için ... makamlarına sunulmak üzere Suudi Arabistan kanunlarına göre düzenlediğini, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında bu belgelerin geçersiz olduğunun vurgulandığını, 10.09.2005 tarihli ibraname ile ilk çalışma döneminin 23.07.2008 tarihli ibraname ile ise ikinci dönem çalışmasının tasfiye edilmiş olduğu hususunun kabulünün mümkün olmadığını, ... ilişkisi devam ederken alınmış ve miktar içermeyen ibranamelerin geçersiz olduğunu, davalı tarafından dosyaya ibraz edilen evrakların asıllarının celbinin gerektiğini ancak bu konudaki taleplerine rağmen davalı yanca evrak asıllarının dosyaya sunulmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; kıdem tazminatı alacağının döviz olarak hesaplanamayacağını ve hüküm altına alınamayacağını, ödeme belgelerinin kabul edilmemesinin geçerli bir nedene dayandırılmadığını, dosyaya sunulan ibranamelerin geçerli olduğunu, davacının 23.04.2003-14.11.2003 tarihleri arasındaki çalışma döneminde davacıya ihbar öneli verildiğini, bu sürenin 1 yılın altında kalması sebebi ile dönemin tasfiye edilmesi gerektiğini, diğer çalışma dönemleri sonunda ise ibranamelerin imzalandığını, ibranamelere kıdem ve ihbar tazminatı yönünden değer verilerek bu dönemlerin de tasfiye edilmesi gerektiğini, yabancı dilde düzenlenen ödeme belgelerinde Türkçe açıklamaların da bulunduğunu, davacının bu belgelerdeki imzasına veya rakamlara itiraz etmediğini, dönem itibariyle banka kanalı ile ödeme zorunluluğunun da bulunmadığını, Suudi Arabistan kanunları gereğince ödemelerin elden yapıldığını, giydirilmiş ücret hesaplanırken %5 genel sağlık sigortası primi eklenmesi yerinde ise de çifte vergilendirmenin önlenmesi gereği gelir ve damga vergisi eklenmesinin hatalı olduğunu, brütleştirme ve sosyal yardım tespitinin hatalı olduğunu, somut bir veriye dayanmaksızın 150,00 ... yemek ve barınma bedelinin ücretine eklenmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içeriğine göre davalı işverenin sözü edilen ödemelerin banka kanalıyla yapıldığını ispatlayamadığı, ancak dosyaya sunulan 13.05.2010 tarihli belge “İbraname-Feragatname-Acquittal” başlıklı olup belge üzerinde davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının tamamını aldığı ibaresinin Türkçe olarak yazılı bulunduğu, davalı nezdinde mekanik montajcı olarak çalışan davacının hizmet dönemlerinin isabetli şekilde 23.04.2003-14.11.2003, 16.12.2004-10.09.2005, 13.11.2005-23.07.2008, 02.12.2008-13.05.2010 tarihleri arasında olduğunun tespit edildiği, dosya kapsamına sunulan ibranamelere ve bu ibranamelere konu hizmet dönemlerine göre, davacının ilk çalışma döneminin ihbar öneli kullandırılarak sonlandırıldığı, diğer dönemlerin ise kendi içlerinde ayrı ayrı mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine ve Yargıtay içtihatlarına göre değerlendirilmesi sonucu tasfiye edildiği ve bu durumda davacının kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin geçerli ibranamelere göre reddine karar verilmesi gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; 17.10.2003 tarihli fesih bildirimi evrakında ... sözleşmesinin tam olarak hangi tarihte feshedileceği açıkça belirtilmediği gibi ihbar önelinin ne zaman ve ne şekilde kullanılacağı da belirtilmediğinden belgeye itibar edilmemesi gerektiğini, miktar içermeyen 10.09.2005 ve 23.07.2008 tarihli ibranamelerin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davacının bu ibranameleri işverenin ... ve talimatı altındayken imzalatıldığını, ibranamelerin hukuki geçerliliğinin bulunmadığını,13.05.2010 tarihli ibranamenin İngilizce ... kısmında 6.026,72 ... tutarının yazılı olduğunu ve bu tutarın 2010 yılı Mayıs ayı ücret ödemesi olduğunu, söz konusu evrakın kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi içermediğinin açık olduğunu, evraka itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, emsal kararlar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ibranamelerin geçerli olup olmadığı, davacının çalışma dönemlerinin tasfiye edilip edilmediği sonucuna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 17 ve 25 ... maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 5718 sayılı Milletlerarası ... Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Dairemizin 15.02.2022 tarihli ve 2022/1029 Esas, 2022/1771 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şöyledir:
"...6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz.
...
f)Miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde ise, geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.....2008 tarihli ve 2007/23861 Esas, 2008/17735 Karar sayılı kararı). Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin ... ... sayıldığı ibranamede, irade fesadı haller ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2009 tarihli ve 2009/396 Esas, 2009/441 Karar sayılı kararı).
...
h) İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından, borcun sona erdiği söylenemez. İbranamede yer ... işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz. Savunma ile çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilmelidir (Yargıtay 9.HD. 24.6.2010 ..., 2008/33597 E, 2010/20380 K). Başka bir anlatımla, bu gibi durumlarda ibranamenin bölünebilir etkisinden söz edilebilir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir. Aynı ibranamede çelişki bulunmayan ve miktar içermeyen kalemler bakımından ise borç ibra yoluyla sona ermiş sayılabilir. ..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.