"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2015 yılında davalı Şirketlere ait işyerinde çalışmaya başladığını ve son görevinin şube müdürlüğü olduğunu, ücretsiz izne çıkarıldıktan sonra iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz feshedildiğini, hak ettiği işçilik alacaklarının ödenmediğini, davalıların aralarındaki organik bağ ve devir nedeni ile talep konusu alacaklardan müteselsilen sorumlu olduklarını, işyerinde ücretlerin bir kısmının elden ödendiğini, davacının fazla çalışma yaptığını, aynı şekilde hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini ancak bu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, yıllık izin kullandırılmadığı gibi karşılığı olan ücretlerinin de ödenmediğini, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) ... ücreti üzerinden bildirim yapılmadığı için müvekkilinin doğum yardımını eksik aldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücret ile eksik ödenen doğum yardımı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Şirketler vekili cevap dilekçesinde; davacı iddialarının asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, çalıştığı dönemler boyunca SGK'ya ödenen primlerin ... ücreti üzerinden belirlendiğini ve eksiksiz ödendiğini, davacının 2020 yılı Nisan ayından 2020 yılı Eylül ayına kadar kısa çalışma yaptığını, bu tarihten sonra pandemi sebebi ile ücretsiz izne ayrıldığını, 2021 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarında raporlu olması sebebi ile çalışmadığını, bu tarihten sonra ücretsiz izninin devam ettiğini, davacının fazla çalışma yaptığı iddialarının ... dışı olduğunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan teftişte de işyerinde herhangi bir fazla çalışma yapılmadığının tespit edildiğini, restoran müdürü olduğu dönemlerde de çalışma saatlerini çoğunlukla kendisinin belirlediğini, hafta tatilleri de kullanıldığını, ulusal ... ve genel tatillerde çalışma yapıldığında ise karşılığı ücretin bordroda tahakkuk ettirilerek ödendiğini, yıllık izin alacağı bulunmadığını, davacının iş sözleşmesini feshetmesinin haklı sebebe dayanmadığını, bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin de dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Şirketlerden ihtilaflı döneme ait mesai takip çizelgesi, puantaj cetvelleri, ücret bordro örnekleri, yıllık ücretli izin defterleri dâhil olmak üzere tüm işyeri dosyasının istendiği, davalılar vekili tarafından dosyaya bir kısım ücret bordroları ile iki adet banka dekontu sunulduğu, davacı tarafın ücret aldığı hesap hareketlerini gösterir kayıtların celbedildiği, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği davacı tarafça, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemesinin zorunlu olduğu, Kanun lafzında yer ... bu açık düzenleme gereği son tutanağın ... veya onaylı örneği sunulmadıkça fotokopi veya onaylı olmayan belgenin usulüne uygun bir belge niteliğinde kabul edilemeyeceği, bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde Mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde sunması gerektiği ihtarının içeren davetiye gönderileceği, ihtarın gereği yerine getirilmez ise başka bir usuli işlem yapılmaksızın davanın usulden reddine karar verileceği, somut olayda davacı vekilinin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemeksizin dava açtığı, davacı vekiline son tutanağı sunması için bir haftalık kesin süre verildiği, kesin süreye rağmen son tutanağın sunulmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvurusunda; arabuluculuğa başvuru şartını yerine getirdiklerini, arabuluculuk tutanağı ve makbuzunun sistemden indirtilerek dosyada bulundurulduğunu, zira davanın UYAP ile oluşturulan elektronik ortam üzerinden açıldığını ve arabuluculuk dosya numarasının sistem gereği UYAP'a girildiğini ancak arabuluculuk tutanağının, sehven tarafların aynı olduğu aynı Mahkemenin 2022/75 Esas sayılı dosyasına bir kez daha ayrıca gönderildiğini, bu hususun duruşmada Mahkemeye bildirildiğini, arabuluculuk hususunda korunması gereken yararın tarafların dava öncesinde anlaşma ihtimallerine binaen sulhe teşvik amacı ile bir araya gelmelerinin sağlanması olduğunu ve tutanağın sadece açıklayıcı olduğunu, tutanak aslının arabuluculuk sisteminde bulunduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin konuya ilişkin emsal kararı gereği eldeki davada ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, arabuluculuk tutanağının aslının dosyaya konulması maddesi Anayasanın hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği için Anayasaya aykırılı teşkil ettiğini, hiçbir davada Devletin elindeki bir belgenin hak arama özgürlüğünü sınırlayacak şekilde bir davanın dava şartı olduğundan söz edilemeyeceğini, konunun şeklen yorumlanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 7036 sayılı Kanun’un “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğince kanun koyucunun, davacının arabuluculuk faaliyetine ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dosyasına sunulmasını dava şartı olarak kabul ettiği, bu şartın gerçekleşmemesi hâlinde de müeyyidesinin ne olacağını açıkça kural altına aldığı, bu yönüyle normun emredici nitelikte olduğu ve hâkime takdir yetkisi tanımadığı, somut uyuşmazlıkta davacı vekili tarafından dava açılırken arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ... veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği dava dilekçesine eklenmediği gibi Mahkemece usulüne uygun olarak yapılan ihtara rağmen de süresi içinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulmadığı, davacı vekili her ne kadar arabuluculuk tutanak ve makbuzu dosyada olmasına rağmen, bir kez daha tutanakların dosyaya sunulmasının istemenin hukukun korumak istediği hak arama özgürlüğünün kısıtlaması şeklinde tezahür ettiğini belirtmekte ise de kuralın yargılama sürecinde akıcılığın gerçekleşmesi açısından konulduğu, şekilciliğin sakıncasının giderilmesi için taraflara ihtarat yapılıp eksikliğin giderilmesi yönünde süre verilmesinin de şart koşulduğu, davacı tarafça verilen süreye rağmen süresinde eksikliğin de giderilmediği, iş yargılamasında resen araştırma ilkesi geçerli olmadığından, araştırma mükellefiyetinin hâkime yüklenmesinin yerinde olmayacağı, aksi hâlin kabulünde UYAP üzerinden ulaşılabilecek her türlü bilgi ve belgenin hâkimlerce toplanması sonucunu ortaya çıkacağı, bu durumun da mevcut yargılama sistemi ile bağdaşmayacağı, bu hâli ile İlk Derece Mahkemesince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvurusunda; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar etmiş ve resen gözetilecek diğer nedenlerle kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava şartı olarak arabulucuya başvuru şartının gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı vekilince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya ibraz edilmemesi hâlinde bu belgelere UYAP ile oluşturulan elektronik ortamdan ulaşılabilmesi ve kesin süreden sonra sunulması nedeniyle dava dilekçesindeki beyanın yeterli olup olamayacağı konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
2. 7036 sayılı Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."
3. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası ise şöyledir:
"Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir."
4. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 15 ... ve 17 nci maddeleri.
5. 02.06.2018 tarihli Resmî Gazete'nin 30439 sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) "Arabuluculuğun sona ermesi" kenar başlıklı 20 ... maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar."
6. Yönetmelik'in "Dava şartı olarak arabuluculuğa başvuru" kenar başlıklı 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir;
" Başvuru, dilekçe ile veya bürolarda bulunan formların doldurulması suretiyle yahut elektronik ortamda yapılabilir."
7. Dairemizin 17.06.2020 tarihli ve 2020/932 Esas, 2020/5773 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde; 7036 Sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasında bulunulmuş ise de iş yargılamasında resen araştırma ilkesinin geçerli olmayıp araştırma mükellefiyetinin hâkime yüklenmesinin yerinde olmayacağı, aksi hâlin kabulünde UYAP ile oluşturulan elektronik ortam üzerinden ulaşılabilecek her türlü bilgi ve belgenin hâkimlerce toplanması gerektiği sonucunun ortaya çıkacağı ve bu durumun mevcut yargılama sistemi ve usul ekonomisi ilkesi ile bağdaşmayacağı anlaşılmakla; söz konusu normatif düzenlemeye ilişkin Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi olarak değerlendirilmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.