Logo

9. Hukuk Dairesi2023/4286 E. 2023/11532 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Kurum ve davacılar mirasçısının işvereni olan şirketler arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı, davacının asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı ve hüküm altına alınan alacakların hesaplanma yöntemi.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı gözetilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2021/162 E., 2022/770 K.

KARAR : Asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü

BİRLEŞEN DAVA

MAHKEMESİ : ... 38. ... Mahkemesi

SAYISI : 2016/904 E., 2016/35 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde; davalı nezdinde hizmet alımı sözleşmeleri ile çalışan davacının davalı Kurumun işçisi olduğunun yargı kararları ile sabit olduğunu, sendika üyesi olan davacının, üyeliğini davalı işverene bildirildiğini, ancak müvekkilinin toplu ... sözleşmelerinden yararlandırılmadığını ve bu nedenle aylık ücretlerinin eksik ödendiğini ve yemek ve koruyucu madde yardımı alacağı, yıpranma primi alacağı, fazla çalışma alacağı ile aylık ücret farklarından mahrum kaldığını, aynca ilave tediye alacağının da ödenmediğini beyanla eksik ödenen ücret alacağı, eksik ödenen fazla çalışma ücreti alacağı, ek ödeme alacağı, yemek ve koruyucu madde yardımı alacağı, sosyal yardım alacağı, yıpranma primi alacağı ile ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir

2. Davacı vekili birleşen davada; asıl dava yargılamasının uzaması ve olası bir bozma kararından sonra ıslah yapamayacağını ileri sürüp asıl davadaki nedenleri tekrarla, eksik ödenen ücret alacağı, eksik ödenen fazla çalışma ücreti alacağı, ek ödeme alacağı, yemek ve koruyucu madde yardımı alacağı, sosyal yardım alacağı, yıpranma primi alacağı ile ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkili İdarenin kamu kuruluşu olduğunu, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un (6001 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinde müvekkili idarenin asli ve sürekli görevleri belirlenirken yapmak/yaptırmak, hazırlamak, hazırlatmak, işletmek, işlettirmek, onarımım yapmak/yaptırmak gibi terimlerin kullanıldığını, İdarenin asli görev alanına giren işleri yaptırtmak yetkisine sahip olduğunu, davacının atıfta bulunduğu tespit dosyalarının bir kısmında yıpranma primi alacağının, bir kısmında ise ücret farkı alacağının tahsiline yönelik hüküm tesis edildiğini, davacıların mükerrer taleple derdest davayı açtıklarını, gerek yıpranma ve gerekse ücret alacağının tahsiline yönelik hüküm tesis edildiğini, dava konusu taleplerin haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 27.03.2013 tarihli ve 2013/338 Esas, 2013/181 Karar sayılı kararıyla; aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan 408 işçinin davacının bir dilekçe ile dava açmasının iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 24.....2013 tarihli ve 2013/15676 Esas, 2013/15329 Karar sayılı kararıyla; müşterek dava dilekçesinin ... davacıya hasredilmemesi gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 20.04.2018 tarihli, 2018/1318 Esas ve 2018/1085 Karar sayılı kararıyla; 31.12.2010 tarihine kadar olan dönemin muvazaalı olduğuna ilişkin kesinleşmiş yargı kararı bulunduğu, 31.12.2010 tarihi sonrası döneme ilişkin olarak ise çalışmaların 31.12.2010 tarihi öncesi koşullarda gerçekleştiği, yani dava konusu dönemin 31.12.2010 tarihi sonrasına ilişkin kısmında da davalı ile yüklenici Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, davacının davalının işçisi olarak kabulü gerektiği, hâl böyle olunca, davacının sendika üyeliğinin davalıya bildirildiği tarihten itibaren yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesinden yararlandırılması gerektiği, ....12.2017 tarihli ek bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçeleriyle bilirkişi raporunda hesaplana alacaklar hüküm altına alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İstinaf

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 20.04.2018 tarihli ve 2018/1318 Esas, 2018/1085 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı Kurum ve alt işveren konumundaki yüklenici Şirketler nezdindeki çalışmasının 31.12.2010 tarihine kadar olan dönem açısından davalı ile yüklenici arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığının kesinleşen Mahkeme kararı ile tespit edildiği 31.12.2010 tarihinden sonraki dönem yönünden de Mahkemece yapılan araştırmalar, getirtilen kayıtlar, tanık beyanları, davacı ile yüklenici firmalar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmeleri ve eki idari-teknik şartnamelere göre davacının sonraki çalışma döneminin de 31.12.2010 tarihi öncesi gibi aynı koşullarda gerçekleştiği, tüm çalışma dönemi açısından davalı ile yüklenici firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu yönündeki İlk Derece Mahkemesi kabulünde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

D. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 2020.01.2021 tarihli ve 2020/3991 Esas, 2021/1640 Karar sayılı ilâmı ile; davacı tarafından açılan davada, davacının ilk işe girdiği günden itibaren ... işçisi olduğu, alt işverenlerle arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu tespit edilmiş ve Mahkeme kararı onama kararıyla kesinleşmiş ise de; davacının 31.12.2010 tarihi öncesi çalışmalarının muvazaaya dayanmış olması, sonraki yeni hizmet sözleşmeleri kapsamında geçen çalışmalarının da muvazaaya dayandığını göstermeyeceği, sonraki ihale dönemleri bakımından muvazaa araştırmasının yeniden ve belirtilen ilkelere uygun şekilde yapılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

E. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 31.12.2010 tarihi sonrasına ilişkin davacı çalışmalarının 31.12.2010 tarihi öncesi koşullarda gerçekleştiği, yani dava konusu dönemin 31.12.2010 tarihi sonrasına ilişkin kısmında da davalı ile yüklenici Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olup davacının davalının işçisi olarak kabulü gerektiği, bu nedenle davacının sendika üyeliğinin davalıya bildirildiği tarihten itibaren yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesinden yararlandırılması gerektiği, emsal yargı kararları da olduğu, eldeki dava dosyasında gerekçeli itibarıyla somut olaya uygun ve denetime açık olduğu değerlendirilen ....12.2017 tarihli ve 21.03.2022 tarihli bilirkişi ek raporlarında; muvazaanın kabulü üzerinden yapılan hesaplama ile hükme esas alındığı, yargılama aşamasında vefat ettiği anlaşılan davacının yasal mirasçılarının yöntemince davaya dâhil edildiği ve miras payları oranında hüküm kurulduğu gerekçesiyle asıl dava ve birleşen dava yönünden davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davanın müvekkil İdare aleyhine açılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili İdare yönünden husumetten ret kararı verilmesi gerektiğini, ölü şahıs hakkında hüküm kurulamayacağını, davada taraf ehliyetinin dava şartlarından olduğunu, 21.03.2022 tarihli bilirkişi raporun denetime elverişli olmadığı, davaya konu alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ilave tediye alacağı talebinin reddi gerektiğini, müvekkili İdarenin ihale makamı olduğunu, muvazaa bulunmadığı, bozma kararında davacının yürürlükteki toplu ... sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğine dair bir tespit bulunmadığı hâlde bu yönde hesaplama yapılmasının da doğru olmadığını belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı Kurum ve davacılar mirasçısının işvereni olan Şirketler arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve bu bağlamda davacının asıl işverenin tarafı olduğu toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı ile hüküm altına alınan alacakların hesaplanma yöntemi konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6001 sayılı Kanun'un "Görev ve Yetkiler" kenar başlıklı 4 üncü maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanun'nun 39 uncu maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

19.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.