"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 10.12.2020 tarihli ve 2020/471 Esas, 2020/860 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.05.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ... ile davalı vekili Avukat ... İnceer geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Ekvator Ginesi ülkesinde ... ... olarak çalışmak üzere işe başladığını, 31.05.2012-23.09.2016 tarihleri arasında işyerinde çalışan işçilere üç öğün yemek hazırladığını, haftanın 7 günü tüm ... ... ve genel tatil günlerinde de ....00-20.00 arası çalıştığını, ... sözleşmesinin ... bitimi nedeniyle sona erdirildiğini, davacının ücreti 600,00 USD gösterilmesine rağmen gerçekte 2.400,00 USD olduğunu, ücretinin bir kısmının elden bir kısmının bankadan ödendiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, ... ... ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 30.05.2012-03.10.2016 tarihleri arasında belirli süreli ... sözleşmesiyle ... yardımcısı olarak çalıştığını, işe başlama tarihindeki ücreti 1.750,00 USD olup son ücretinin ise 2.400,00 USD olduğunu, davacının fazla çalışma yapmadığını, ücret bordrolarına ve banka kaydına ihtirazı kayıt koymadığını, ... sözleşmesine göre yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışmalarının ücrete dâhil olduğunu, belirli süreli ... sözleşmesiyle çalıştığı için kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, ... ... ve genel tatil günlerinde çalışmadığından alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararının gereği yerine getirildiği, davanın esasıyla ilgili gösterilen delillerin toplandığı, özellikle tanıkların kendi çalışma ... ve saatleri ile ilgili olarak çelişkinin giderilmesi bakımından yeniden dinlenilmesi için talimatlar yazıldığını, davacının ve dinlenen tanıkların yurda giriş-çıkış kayıtları ile sigorta kayıtlarının UYAP elektronik ortamından dosya arasına alındığı, 07.04.2022 tarihli bilirkişi raporunun ve Yüksek Mahkeme kararında belirtilen esaslar göz önünde tutulmak üzere yapılan ücret tespitlerinin usule, kanuna ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; günlük 3 saat ara dinlenmesi yaptığı kabulü ile fazla çalışma alacak hesabının hatalı olduğunu, ara dinlenme süresinin 1,5 saat olarak kabul edilmesi gerektiğini, hafta tatili ücreti talebi bulunmadığından bahisle hafta tatili çalışma gününün fazla çalışma alacağı olarak hesaplanmamasının hatalı olduğu, kullanıldığı ispatlanamayan yıllık izin ücreti talebinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; istinaf konusu edilmeyen A.G.'nin anlatımlarına itibar edilemeyeceğini, brüt ücret tespitinin değiştirilemeyeceğini, ücretin hatalı brütleştirildiğini zira genel sağlık sigortasının mükellefinin davacı olduğunu, davacının tanık olarak verdiği ifadesindeki ikrarın gözetilmemesinin hatalı olduğunu, işe başlama tarihinin ikinci sözleşmenin tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini ve 270 saat fazla çalışma süresinin ücrete dâhil olduğunun kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, bu hususun ... ücret miktarı yönünden de gözetilmesi gerektiğini, davacı ile tüm dönem birlikte çalışması bulunmayan, davası olan ve çelişkili anlatımda bulunan tanıkların anlatımlarına göre fazla çalışma ile ... ... ve genel tatil ücreti hesaplanamayacağını, ... olan davacının günlük 3 saatten fazla, fazla çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, indirim oranının daha fazla olması gerektiğini, ... hukukuna göre karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ücretin brütleştirilmesi hususu daha önce istinaf itirazı olarak ileri sürülmediğinden inceleme kapsamı dışında bırakıldığını, 31.05.2012-31.08.2012 tarihleri arasındaki dönem için yapılan tarihsiz yurt dışı hizmet sözleşmesinin 15 ... maddesi kapsamında işçi aleyhine hüküm getiren aynı dönemleri konu olan aynı şekilde tarihsiz ikinci sözleşme ile tarihsiz eki çalışma kuralları başlıklı belgede yer ... yılda 270 saatlik fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğu hususu ile uygulanması gereken hukuk konusunda çelişki içerdikleri gibi bordrolarda fazla çalışma gösteriminin de yer almaması birlikte değerlendirildiğinde, yılda 270 saatlik fazla çalışmanın ücrete dâhil olmadığının kabul edilmesinde ve ileri sürülen ikinci sözleşmedeki açık hükümler kapsamında ... hukukuna göre ihtilafın çözülmesinde hata görülmediğini, davacının hafta tatili günü talebi bulunmadığından dışlanarak haftada 24.5 saat fazla çalışma yaptığının kabulü ile ara dinlenme süresinin düşümünde ve ... ... ve genel tatil ücreti alacak hesabında yapılan işin niteliği itibarıyla hata saptanmadığını, davacıya ait tanık beyanının ikrar niteliğinde olmadığı gerekçesi ile davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kıdem ve ihbar tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı, fazla çalışma ve ... ... genel tatil alacaklarının ispatı ve hesaplanması noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri, 5718 sayılı Milletlerarası ... Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ve davalı vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
4. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
6. Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ... ... ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.
7. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta ve genel tatili alacaklarının ispatında salt davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte yan olgularla desteklenmesi durumunda davalıya karşı davası olan tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, ... müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan olgular olarak değerlendirilebilir.
8. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilerek haftanın 7 günü üzerinden hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Davacı tanıklarından A.G ve B.K davacının haftanın yedi günü çalıştığını beyan ederken, davacı tanığı M.D "15 günde bir pazar günleri izne çıkardık davacı da bu şekilde izin kullanırdı." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ve tanık beyanları dikkate alındığında davacının ayda iki hafta tatilinde çalıştığının kabulü dosya kapsamına daha uygun düşecektir.
9. Ayrıca İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının haftanın 7 günü ....00-20.00 saatleri arasında çalıştığı, 3 saatlik ara dinlenmesi ile günlük 3.5 saat fazla çalışma yaptığı, buna göre haftalık 24.5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek sonuca gidilmiştir.
10. Bilirkişi raporundaki fazla çalışma hesaplamasında, hafta tatiline ilişkin 7,5 saatlik çalışma süresinin mahsup edildiği anlaşılmaktadır. Davada ayrıca hafta tatili alacağının talep edilmemesine göre, fazla çalışma hesabında hafta tatiline ilişkin 7,5 saatlik çalışma süresinin mahsup edilmesi hatalıdır. Hâl böyle olunca yukarıda (8) numaralı paragrafta belirtilen bozma gerekçesi de dikkate alınarak davacının ayda iki hafta tatilinde çalışmasına devam ettiğinin kabulü ile hafta tatilinde çalıştığı haftalarda, hafta tatilindeki 7,5 saatlik çalışma süresi mahsup edilmeksizin fazla çalışma süresi tespit edilmelidir. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.