Logo

9. Hukuk Dairesi2023/5090 E. 2023/5952 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirkete, davacının dava dışı bir şirketteki çalışmasından kaynaklanan alacaklar için husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirket ile davacının çalıştığı dava dışı şirket arasında sadece organik bağ bulunmasının, davalı şirketin dava dışı şirketteki çalışmalardan kaynaklanan işçilik alacaklarından sorumlu tutulması için yeterli olmadığı, birlikte istihdam, işyeri devri veya asıl işveren-alt işveren ilişkisi gibi bir hukuki ilişkinin varlığının iddia ve ispat edilmemiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara 19. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Ukrayna’da kurulu Tselbud Ltd. firmasında çalıştığını, iş bu Şirket ile davalı Şirket arasında bağ olduğunu beyanla araç bedeli ve ücret alacağı için açılan ilamsız takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesini ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunarak davacının taleplerinin yerinde olmadığını, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.11.2015 tarihli ve 2015/1499 Esas, 2015/1100 Karar sayılı kararıyla; davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı itirazının kabulü ile takibin iptaline ve davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 17.06.2019 tarihli ve 2016/6813 Esas, 2019/13163 Karar sayılı ilâmı ile; davacı vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilerek davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan Rusça belgelerin tercümesinin yaptırılarak, davalı Şirket ile dava dışı Şirket arasında bir bağ olup bulunup bulunmadığı titizlikle araştırılarak, tüm deliller yeniden bir arada değerlendirildikten sonra varılacak sonuca göre, davalı Şirketin dava dışı Şirket bünyesindeki çalışmalardan sorumlu olup olmadığına karar verilmesi gerektiği, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak yargılamaya devam edilerek Tselbud Şirket kayıtlarının Türkçe tercümesi, tanık beyanları ve bilirkişi raporunun dosyaya kazandırıldığı, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerden davalı Şirketin ortağı ve ilzama yetkili temsilcisinin Mehmet Ayaklı olduğu, Tselbud Şirketinin ortağının da Mehmet Ayaklı olduğu, dosya kapsamına tercümesi sunulan ''Ukrayna Emeklilik Fonu Sigortalı Kişiler Hakkında Bireysel Bilgiler'' başlıklı belge içeriklerinden dava dışı Tselbud Şirketi tarafından iddia konusu dönemde davacı için hizmet bildiriminde bulunulduğu, davalı Şirket ile dava dışı Tselbud Şirketi arasında organik bağ bulunduğunun anlaşıldığı, davacının araç bedeline ilişkin talebinden feragat ettiğini beyan etmesi nedeniyle bu talep yönünden davanın reddi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki miktar üzerinden ücret alacağına hak kazandığı gerekçesiyle itirazın kısmen iptaline, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı ile kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davacının ücretinin eksik belirlendiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; Ukrayna’da mukim ve Ukrayna yasalarına göre kurulmuş olan bir firmanın müvekkili Şirket ile bir ilgisi bulunmadığını, davacın işe başlama tarihi olan 21.11.2011 tarihinde müvekkili Şirketin henüz kurulmamış olduğunu, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı Şirkete husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği konusundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 Sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(22)9-3109 Esas, 2021/1075 Karar sayılı kararında organik bağ kavramı şu şekilde açıklanmıştır:

"...

Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır (Öztek/Memiş, s. 210). Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir.

Şirketler arasında ortakların akraba olması tek başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir veya şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması organik bağ için yeterli değildir (Baycık, G.: İşverenin Tespitinde Birlikte İstihdam ve Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Kurumları, İş Uyuşmazlıklarında Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri Kararları Değerlendirme Toplantısı (Seminer Bolu/Abant – 06 Nisan 2019), Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası, Ankara 2019, s. 20).

Şirketler arasında organik bağ olup olmadığı; şirketlerin adreslerinin aynı olması, ortaklık yapılarının ve yönetim kurullarının benzer olması veya temsilcilerinin aynı olması, faaliyet alanları, hisse devirleri, muvazaalı işlemler gibi hususlar ve somut olayın özellikleri de gözetilerek tespit edilebilir. Ancak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve derin bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşmaktadır. Ayrıca üçüncü kişiler nezdinde uyandırılan bu algı neticesinde, ticaret yaparken güçlü bir yapıya sahip görüntüsü oluşturularak, şirketlerden birinin borca batırılması ya da içinin boşaltılıp iş alanının diğerine kaydırılması işlemleri tipik bir hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmelidir."

3. Dairemizin 25.01.2021 tarihli ve 2020/4849 Esas, 2021/2158 Karar sayılı ilâmı ile 16.02.2021 tarihli ve 2020/5367 Esas, 2021/3965 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı işçi, Ukrayna’da kurulu dava dışı Tselbud Ltd. firmasında çalışmıştır. Davacı; davalı Şirketin, dava dışı Şirketin kurucusu olduğunu ve aralarındaki organik bağ nedeniyle yurt dışında geçen çalışmalardan sorumlu tutulması gerektiğini iddia ederek somut davayı açmıştır. Davalı Şirket, davacının yabancı ülke mevzuatına göre kurulan ve farklı bir tüzel kişilik olan dava dışı Şirketle yaptığı iş sözleşmesinden sorumlu tutulamayacaklarını savunmuştur. Mahkeme bu iki Şirket arasında organik bağ bulunduğu gerekçesiyle, davalı Şirketin dava dışı Tselbud Ltd. firmasında geçen çalışma süresine ilişkin alacaklardan sorumlu olduğu kabul edilmiştir.

3. Dairemiz uygulamasına göre aralarında organik bağ bulunan işverenler arasında birlikte istihdam, işyeri devri, asıl işveren alt işverenlik gibi bir hukuki ilişkisi varsa birlikte sorumluluk söz konusu olabilir. Tüzel kişiler arasında sadece organik bağ bulunması, çalışma döneminin tamamına ilişkin alacaklardan işçinin çalışmış olduğu her bir tüzel kişinin müteselsilen sorumlu olması sonucunu doğurmaz. Zira sadece organik bağın varlığı tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir.

4. Davacının davalı Şirkette herhangi bir çalışmasının bulunmadığı ihtilafsızdır. Davalı Şirket ile dava dışı Şirket arasında birlikte istihdam, işyeri devri ve asıl işveren alt işveren ilişkisi gibi bir hukuki ilişkinin varlığı da iddia ve ispat edilmiş değildir.

5. Açıklanan nedenle davalı Şirket davacının dava dışı Tselbud Ltd. firmasında geçen çalışmalarından sorumlu tutulamaz. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.