"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. ... Mahkemesi
SAYISI : 2018/1068 E., 2020/109 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen toplam miktar 105.596,52 TL olup bu miktar, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığın ... 1. ... Bakım Fabrika Müdürlüğünde teknisyen olarak 1990 yılında işe başladığını, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname (667 sayılı KHK) ile 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gerekçe gösterilerek 17.02.2017 tarihinde geçici olarak görevden uzaklaştırıldığını, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada suç unsurunun tespit edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmesi üzerine davacının işe başlatıldığını ancak görev yerinin değiştirildiğini, talebine rağmen geçici olarak uzaklaştırıldığı süreler için ücret ve diğer haklarının ödenmediğini ve ödenmeyeceğinin bildirildiğini ayrıca görevinden uzaklaştırıldığı toplam 17 ay, 2 ... süresinde herhangi bir işyerinde çalıştırılmaması, sağlık sigortasından mahrum bırakılması, görev yerinin değiştirilmesi, uzaklaştırma süresince emekli olamaması şeklinde ağır şartlara maruz bırakıldığını belirterek davacının 17.02.2017-19.07.2018 tarihleri arası için aylık ücret, ikramiye, prim, sosyal yardım, yemek ve giyim yardımı, yıllık ücretli izin, hafta tatili ile ... ... ve genel tatil ücreti ile terfi hakkı alacakları niteliğinde mali ve sosyal hak edişlerinin ve manevi tazminat talebinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı işçinin 17.02.2017 tarihinde geçici olarak görevden uzaklaştırıldığını, davacı işçinin uzaklaştırılmasına ilişkin işlemin geçici bir önlem olduğunu, işçi hakkında yürütülmekte bulunan soruşturma neticesinde soruşturmanın sağlıklı ilerlemesi açısından İdarenin tedbir aldığını, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 32 nci maddesinde ücretin bir ... karşılığında ödeneceğinin açıkça belirtildiğini, davacının açığa alındığı dönemde ... görme borcunu yerine getirmemesi sebebiyle ücretlerinin ödenmediğini, müvekkili Kurum tarafından yapılan işlemin mevzuata ve emirlere uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlıkça davacının 667 sayılı KHK kapsamında geçici olarak görevden uzaklaştırıldığı, yine davalı Bakanlığın 18.07.2018 tarihli yazısı üzerine yeniden işe başlatıldığı, 17.02.2017-19.07.2018 tarihleri arasındaki döneme ilişkin işyerinde yürürlükte olan toplu ... sözleşmesi hükümleri uyarınca davacıya ödenmesi gereken işçilik alacaklarının hesaplanması gerektiği, davacının yapılan işlemlerden dolayı herhangi bir işyerinde çalıştırılmaması, sağlık sigortasından mahrum kalması ve görev yerinin değiştirilmesi hususları da dikkate alınarak duyduğu elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücü ölçüsüne göre belirlenen dava konusu manevi tazminat talebinin haklı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davada kabul edilen asıl alacak ile manevi tazminat tutarı için davacı lehine ayrı ayrı vekâlet ücreti belirlenmesinin yerinde olmadığını, Bakanlık görüşü gereği ücret ve ücrete ilişkin diğer hakların ... karşılığında ödenmesi gerektiği değerlendirilerek ödeme yapılmadığını, davacının ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere hesaplanan prim alacağının hatalı olduğunu, cevap dilekçesi ve rapora itiraz dilekçesinde belirtilen itirazların gözetilmediğini, hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; daha ağır bir yaptırım uygulanarak işten çıkarılıp tekrar göreve iade edilenlere kanun hükmünde kararnamelerle tüm sosyal ve ekonomik haklarının verileceğinin düzenlendiği, işverenin ... taraflı iradesi ile ... sözleşmesi askıya alınan işçilerin bu haktan yararlanamayacağının kabulünün hukukun ... prensiplerine aykırı olacağı, Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğu, kabul edilen işçilik alacakları yönünden 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 408 nci maddesinde düzenlenen işveren temerrüdü hükümlerinin uygulanması ancak davacının yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir ... yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar olup olmadığı hususlarının araştırılması gerektiği, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ve tanık anlatımlarına göre belirtilen askı süresince davacının başka bir işte çalışmadığının görüldüğü, ancak davacının bir ... yapmaması nedeniyle tasarruf ettiği giderler ve somut olayın özelliklerine göre 6098 sayılı Kanun'un 408 ... maddesi kapsamında kabul edilen alacaklardan takdiren %15 oranında indirim yapılması gerektiği, işyerinde yürürlükte olan toplu ... sözleşmesinde fiilî çalışma karşılığı ödeneceği kararlaştırılan verimliliği teşvik primi, idareci primi ve yemek yardımı alacaklarının kabul edilemeyeceği, davalı Bakanlığın işyerinde önlem almaya çalışmasının olağan olması ve davacı hakkındaki şüphenin ortadan kalması ile işe başlatılması, davacının kişilik haklarına saldırı yapıldığının ispatlanamaması karşısında şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin tümden reddi gerektiği, davalı Bakanlık vekilinin bu yöndeki istinaf istemlerinin yerinde olduğunu gerekçesiyle davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince 6098 sayılı Kanun'un 408 ... maddesinin hatalı yorumlanarak bir kısım alacaklardan takdiren %15 oranında indirime gidilmesinin hukuka uygun olmadığını, dava konusu alacakların bir kısmının reddinin hatalı olduğunu, işverenin işten uzaklaştırma kararı almasının açıkça hukuka aykırı olduğunu ve bu kararla davacı işçinin ekonomik ve moral olarak çöküntüye girdiği gözetilmeden manevi tazminat talebinin reddinin yerinde olmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6098 sayılı Kanun'un 408 ... maddesi gerekçe gösterilerek takdiren yapılan indirime ve manevi tazminat talebinin reddine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi.
2. 4857 sayılı Kanun'un "Ücret ve ücretin ödenmesi" kenar başlıklı 32 nci maddesinin ilk fıkrası şöyledir:
" Genel anlamda ücret bir kimseye bir ... karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
..."
3. 6098 sayılı Kanun'un "a. İşverenin temerrüdü hâlinde" başlıklı 408 ... maddesi şu şekildedir:
"İşveren, işgörme ediminin yerine getirilmesini kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde düşerse, işçiye ücretini ödemekle yükümlü olup, işçiden bu edimini daha sonra yerine getirmesini isteyemez. Ancak, işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir ... yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir."
4. 6098 sayılı Kanun'un "İşçinin kişiliğinin korunması
" kenar başlıklı 417 nci maddesi şöyledir:
“İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
İşveren, işyerinde ... sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de ... sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.
İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan ... sorumluluk hükümlerine tabidir. ”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta Bölge Adliye Mahkemesince davacının ... sözleşmesinin işverence ... taraflı olarak askıya alınmasının 6098 sayılı Kanun'un 408 ... maddesi kapsamında işverenin temerrüde düşmesine neden olduğu ve bahsi geçen madde uyarınca, davacının çalıştırılmadığı süreye ait ücret ve diğer haklarını talep edebileceği kabul edilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacı işçinin 6098 sayılı Kanun'un 408 ... maddesi uyarınca davalı işveren nezdinde fiilen çalışamadığı 17.02.2017-19.07.2018 tarihleri arasındaki sürede yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir ... yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinin kabul edilmesi isabetlidir. Ne var ki Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ve tanık anlatımlarına göre belirtilen askı süresince davacının başka bir işte çalışmadığı ve bu çerçevede dosyaya bir delil sunulmadığı tespit edildiği hâlde, davacının bir ... yapmaması nedeniyle tasarruf ettiği giderleri bulunduğu varsayımından hareketle dava konusu alacaklardan takdiren %15 oranında indirim yapılması doğru olmamıştır. Kural olarak bu şartlar araştırılmadan belli bir ... üzerinden indirim yapılması mümkün değildir. Zira işverenin temerrüdü nedeniyle davacıya ödemekle yükümlü olduğu ücret ve diğer haklar cezai şart niteliğinde olmadığından 6098 sayılı Kanun'un 408 ... maddesine göre yapılacak indirim somut verilere dayalı olmalıdır.
4. Şu hâlde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ve tanık anlatımlarına göre, 17.02.2017-19.07.2018 tarihleri arasındaki askı süresince davacının başka bir işte çalışmadığı ve bu çerçevede dosyaya bir delilin sunulmadığı tespit edildiği hâlde dava konusu alacaklardan varsayımsal bir indirime gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.....2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.