"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/35 E., 2023/506 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/399 E., 2022/251 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Bağlı Ortaklıklarının 2012 yılına ait Genel Yatırım ve Finansman Kararnamesi'nin 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Başbakanlık Hazine Müşteşarlığı 10.04.2012 günlü ve 158.01.04 sayılı yazı ile "4857 sayılı ... Kanununa tabi işçi statüsünde çalışmak üzere 100 personelin sadece genel aydınlatma denetiminde istihdam edilmek üzere atanmasına" izin verilmesi sonucu; yapılan sınavda başarılı olarak atanmaya hak kazandığını, Akdeniz Elektrik Dağıtım AŞ (AEDAŞ) özelleştirilmemiş olduğundan ve bölge temsilciliklerinin de henüz kurulmaması sebebiyle 27.09.2012 tarihinde ... Elektrik Dağıtım AŞ (...) bünyesindeki AEDAŞ ... İşletmelerinde genel aydınlatma haricinde diğer bölümlerinde çalışmaya başladığını, AEDAŞ'ın, 28.05.2013 tarihinde özelleştirilmesi ve devri sağlandıktan sonra ... Bölge Temsilciliği kurulduğu hâlde, müvekkilinin genel aydınlatma denetimi görevinde çalışmaya başlatılmadığını, müvekkilinin yerine sınava girmemiş kişilerin atandığını, müvekkilinin sınav ile hak ettiği işinde çalışamadığını, listede yer alan 100 kişinin idari yargının ret kararı vermesi sonucu ... mahkemelerine dava açtığını ve tespit kararları ile işlerini kazanabildiklerini, işbu nedenlerle müvekkilinin ... temsilciliklerinde 25.08.2022 tarihli sözlü sınav sonucuna göre çalıştırılmaya ve mali haklara hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, AEDAŞ'da daimi işçi statüsünde görev yapmaktayken genel aydınlatma denetiminde çalışma istemiyle müvekkili İdareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali için idare mahkemesinde dava açtığını, davanın reddedilmesi üzerine temyiz başvurusunda bulunduğunu, Danıştay tarafından kararın bozulduğunu ancak Mahkemenin ısrar kararı ile ret kararı verildiğini, söz konusu ısrar kararı hakkında yapılan temyiz yolu başvurusu hakkında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca İdare Mahkemesinin ısrar kararının onanmasına karar verildiğini, yine müvekkili İdare aleyhine ... 4. ... Mahkemesine açılan tespit davasında ret kararı verildiğini ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından temyiz isteminin reddine karar verilerek kararın kesinleştiğini, Uyuşmazlık Mahkemesine yapılan başvurunun kesin olarak reddedildiğini, açılan dava ile ilgili kesinleşmiş mahkeme kararları bulunduğunu, ... hukukunda tespit davasının açılabilmesi için işçi işveren ilişkisinin gerektiğini ancak hiçbir zaman davacı ile müvekkili arasında bu ilişkinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde; davanın ihbarına sebep gösterilen gerekçelerin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili Kurumun ...'ın kontrol ve denetimi altında faaliyet gösterdiğini, özelleştirme işlemlerinin 28.05.2013 tarihinde yapılan hisse satışı ile tamamlandığını, özelleştirme sonrası müvekkilinin kamu tüzel kişiliğinin sona erdiğini, ...'ın kendi bünyesinde ya da herhangi bir kamu kurumunda istihdam edilmesinin müvekkilini ilgilendirmediğini, davanın ihbar edilmesinin hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağını, davacının talebinin ... ile ilgili olduğunu, işbu nedenlerle müvekkili Şirketin herhangi bir yükümlülük ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... hukukunda işvereni düzenleyici işlemlerde bulunmaya zorlayıcı ve yönetim hakkını kısıtlayıcı nitelikte karar verilmesi olanağı olmadığı, dava konusu, davalı işverence yapılan işlemin düzenleyici işlem niteliği taşıdığı ve yönetim hakkını kısıtlayıcı nitelikte karar verilmesinin mümkün olmadığı, ancak yapılan işlemin hukuka aykırılığının tespitine karar verilebileceği, kişinin meşru bir hakkına ulaşmak için Mahkemeden hakkında yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunun tespitini talep etmekte hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle davalı ... temsiciliklerinde 25.08.2012 tarihli sözlü sınav sonucuna göre çalıştırılmaya ve mali haklarına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının davaya konu talebinin idari yargı, adli yargı ve uyuşmazlık mahkemesi süreçlerini tamamlayarak kesinleştiğini ve kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, müvekkili ile işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacının sınava girmesinin bu ilişkinin kazanılmasına sebebiyet vermeyeceğini, aralarında hukuki ilişki olmadığından tespit davası açılamayacağını, hak düşürücü süre itirazı ve zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2020/315 ve 2021/7786 Esas sayılı dosyalarında verilen kararlar ile dosyadaki yazılara, hükmün Dairelerince de benimsenmiş bulunan kanuni ve hukuki gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının sözlü sınav sonucuna göre çalıştırılmaya ve mali haklara hak kazandığının tespitine yönelik dava açmakta hukuki yararın bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile 115 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.10.2019 tarihli ve 2017/8-1854 Esas, 2019/1096 Karar sayılı kararında tespit davalarında hukuki yarara ilişkin ilkeler şu şekilde açıklanmıştır:
"...
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Hanağası, E.: Davada Menfaat, Önsözler-Ramazan ..., ... 2009, s. VII).
Hukuk Genel Kurulunun 24.....1992 tarihli ve 1992/1-347 E., 1992/396 K. ve 30.05.2001 tarihli ve 2001/14-443 E., 2001/458 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (Rechts-schutzbedürfnis). Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır.
Öte yandan, bu hukuksal yararın, "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması gerekir (Hanağası, s. 135).
(...) Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada hâlen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez, H./Atalay, O./ Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, ... 2011, s. 297).
(...)Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkâr ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır (..., R./ Yılmaz, E./ Taşpınar Ayvaz, S.: Medeni Usul Hukuku , ... 2017, s.287).
Bu doğrultuda, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı; bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden birisi ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur (... / Yılmaz/ Taşpınar Ayvaz, s. 296-297).
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.05.2013 tarihli ve 2013/22-561 E., 2013/733 K. ile 01.02.2012 tarihli ve 2011/10-642 E., 2012/38 K. sayılı kararı sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir."
3. Değerlendirme
1. İlk Derece Mahkemesince kişinin meşru bir hakkına ulaşmak için mahkemeden hakkında yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunun tespitini talep etmekte hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ne var ki varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
2. Mahkemeden istenilen hukuki korunmaya göre davalar eda davaları, tespit davaları ve inşai davalar olarak ayrılmaktadır. Eda davalarında, bir şeyin yapılması, bir şeyin verilmesi veya bir şey yapılmaması istenmekte iken; inşai (yenilik doğuran) davalar ile de var olan bir hukuki durumun değiştirilmesi, kaldırılması veya yeni bir hukuki durumun yaratılması istenir. İnşai (yenilik doğurucu) davanın kabulü ile yeni bir hukuki durum yaratılır ve hukuksal sonuç genellikle bir yargı kararı ile doğar. Tespit davaları ise, bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır. Tespit davası kendine özgü davalardan olup dava sonucunda verilen kararının icra ve infaz kabiliyeti yoktur
3. Tespit davası ile mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilebilir. Yani bu davanın konusunu sadece hak veya hukuki ilişkiler oluşturur. Maddi vakıalar ... başına tespit davasının konusunu oluşturamazlar.
4. Tespit davalarında davacının amacı, bir hak veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun veyahut içeriğinin belirlenmesi olup hak veya hukuki ilişkinin varlığı yahut yokluğu tespit davası açılabilmesi için yalnız başına yeterli değildir. Bundan başka, tespit davasının dinlenebilmesi için konusunu oluşturan hak veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının Mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının korunmaya değer güncel bir hukuki yararının bulunması gerekir.
5. Tespit davasının konusunun hak veya hukuki ilişki olması ve davacının tespit davası açmakta güncel hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Açılan tespit davasında, bu iki şartın birlikte bulunup bulunmadığı, diğer dava şartlarında olduğu gibi, davanın her aşamasında Mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekmekte olup, bu şartların bulunmaması hâlinde Mahkemece esas hakkında incelemeye girmeden, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekmektedir.
6. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hâllerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi hâkim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti hâlinde davanın 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesi göre dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir.
7. ... hukukunda işvereni düzenleyici işlemlerde bulunmaya zorlayıcı ve yönetim hakkını kısıtlayıcı nitelikte karar verilmesi olanağı yok ise de mahkemece sadece yapılan işlemin hukuka aykırılığının tespitine karar verilmesi mümkündür.
8. Somut uyuşmazlıkta ise davacı, 25.08.2012 tarihinde yapılan sözlü sınavda başarılı olarak, ... Genel Müdürlük Makamının 05.09.2012 tarihli ve 725 sayılı oluru ile, 4857 sayılı ... Kanunu'na tâbi olarak atanmasının uygun bulunduğunu, 27.09.2012 tarihinde AEDAŞ ... İl Müdürlüğü emrinde çalışmaya başladığını; sadece temsilcilikler emrinde genel aydınlatma denetiminde çalıştırılması istemiyle 25.04.2013 tarihli dilekçeyle başvuru yaptığını, başvurusunun süresinde cevap verilmeyerek reddedildiğini iddia ederek dava dilekçesinin "netice-i talep" bölümünde ... temsilciliklerinde 25.08.2012 tarihli sözlü sınav sonucuna göre çalıştırılmaya ve mali haklara hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
9. Dairemizin aynı mahiyetteki dava dosyalarında yapılan temyiz incelemesi sonucu verilen onama kararları emsal gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de davacının talebi yukarıda ifade edildiği üzere, ... temsilciliklerinde 25.08.2012 tarihli sözlü sınav sonucuna göre çalıştırılmaya ve mali haklara hak kazandığının tespitine, diğer bir ifade ile mali haklara ilişkindir. Dolayısıyla talebin eda davasının konusu olduğu açıktır. Bu nedenle yeniden yapılan değerlendirmede; davacının eda davası açma olanağı varken tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı ve bu hususun dava şartı olarak resen dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmakla, davanın usulden reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.