Logo

9. Hukuk Dairesi2023/9184 E. 2023/7124 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönem için yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının alt işverende çalıştığı dönemde yıllık izin kullanmadığına dair beyanı ve dosyadaki bilirkişi raporu gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin davacının yıllık izin ücreti alacağına hükmeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 02.01.1990-01.07.2003 tarihleri arasında davalının alt işvereni olan şirketlerde kesintisiz olarak çalıştığını, davalı asıl işverenin müvekkilinin alt işveren şirketlerde geçen çalışma dönemine ilişkin kıdem tazminatını ödememek için müvekkilini istifa ettirmiş gibi göstererek 01.07.2003 tarihinde kendi işçisi olarak işe devam ettirdiğini, müvekkilinin alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönem için ödeme yapılmadığını ileri sürerek kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çalışma döneminin davacının istifası ile sona erdiğini, davacının kendi iradesi ile istifa dilekçesi verdiğini, davacının daha fazla işçilik hakkı elde edeceğini bildiğinden alt işveren firmadan kendi iradesiyle istifa ederek asıl işveren davalıya iş başvurusunda bulunduğunu ve daha iyi imkânlar ile işe başladığını, davacının alt işveren firmalarda çalıştığı sürece yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2020 tarihli ve 2019/430 Esas, 2020/76 Karar sayılı kararı ile; Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının alt işveren şirketlerde kesintisiz çalışma süresinin 9 yıl, 11 ay, 3 ... olduğu, davacının 26.06.2003 tarihinde son alt işverene ait işyerinden ayrıldıktan bir ... sonra 27.06.2003 tarihinde davalı asıl işverenin işçisi olarak çalışmaya devam ettiği, davalı işyerinde uygulanan 19. ve 20. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri'nin 40 ıncı maddelerinde alt işveren şirketlerden davalı bünyesine işçi geçişine dair düzenlemeler bulunduğu, buna göre istifa dilekçesinin işverenlerden habersiz verildiğinin düşünülemeyeceği, asıl işverenin işe alacağı işçinin, alt işvereninde geçen çalışma süresinden sorumlu olmamak için davacının alt işverenle iş ilişkisini istifa suretiyle sonlandırmasını istediği, istifa dilekçesinin ... istifa iradesini yansıtmadığı, istifanın sonuçlarını doğurmadığı, davacının yıllık izin ücreti alacağının iş sözleşmesinin feshinde 4857 sayılı İş Kanunu'ndan (4857 sayılı Kanun) lehe hükümler içeren toplu iş sözleşmesi ve Aylık Ücretli Personel Yönetmeliği çerçevesinde oluşan işveren uygulamasına göre hesaplanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 13.09.2022 tarihli ve 2020/1427 Esas, 2022/1548 Karar sayılı kararı ile; davacının alt işveren şirkette çalışıyor iken davalı Şirket bünyesinde çalışmak amacıyla istifa dilekçesi verdiği, ara vermeksizin aynı işyerinde ve aynı işte çalışmaya devam ettiği, ... bir fesih ve istifa iradesinin bulunmadığı, işyeri devri kurallarının geçerli olduğu, bu hâlde alt işverende çalışılan sürenin kıdeme esas süreden sayılmasında ve fesih tarihindeki ücret üzerinden kıdem tazminatının belirlenmesinde ve yıllık ücretli izinde son brüt ücret üzerinden hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik olmadığı, davacının yıllık izin ücreti alacağının iş sözleşmesinin feshinde lehe hükümler içeren toplu iş sözleşmesi ve işyeri uygulamasına göre yapılan yıllık izin hesabının da doğru olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 28.11.2022 tarihli ve 2022/15135 Esas, 2022/15396 Karar sayılı ilâmı ile; davacı yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulduğu; istinaf başvurusunun da esastan reddedildiği, hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmadığından davacı vekilinin duruşma talepli temyiz isteminin reddine , davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacı asılın iddia edilen çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç ... kullandığı konularında beyanı alınarak sonuca ve tüm dosya kapsamına göre yapılacak değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak devam edilen yargılama sonunda davacı asılın yıllık izin kullanımına ilişkin olarak alınan beyanında davalı işyeri alt işverenlerinde çalıştığı süre hiç yıllık izin kullanmadığını beyan ettiğinin görüldüğü, kaldırma kararı öncesi dosya kapsamında alınan hesap bilirkişisinin 07.02.2020 tarihli raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu ve hükme esas alındığı gerekçesi ile kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacının müvekkili Şirket personeli olmayı kendi menfaatine daha uygun bulduğu için kendi iradesi ve isteği ile çalıştığı firmadan istifa ettiğini, davacının iradesinin sakatlanmadığını, asıl işverenin işçilerinin işe alınarak çalışmaya devam ettirilmesi veya daha önce asıl işveren yanında çalışan kimse ile alt işveren ilişkisinin kurulması durumunun söz konusu olmadığını, alt işverenin işçisinin daha fazla ücret ve sosyal haklarla asıl işveren işçisi olmasında hukuka aykırı bir durumun olmadığını, davacının müvekkil Şirkette çalışırken aldığı en son ücret üzerinden kıdem tazminatına karar verilmiş olmasının muvazaa olduğunun kabul edildiği anlamına geldiğini; ancak muvazaaya dair somut bir delil bulunmadığını, yıllık izin ücretinin de davacı müvekkili işverenin işçisiymiş gibi müvekkili işverenden aldığı son ücret üzerinden toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak hesaplanmasının doğru olmadığını, taleplerin net olarak hüküm altına alınması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık ücretli izin ödemelerinde kullanılacak günlük ücret hesaplanırken aylık ücretin 30 yerine 26 güne bölünmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 53 ve 59 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.