"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/38 E., 2022/627 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına direnilmesi üzerine, direnme kararının taraf vekillerince temyiz edilmiş ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.10.2021 tarihli ve 2018/(22)9-891 Esas, 2021/1231 Karar sayılı ilâmı ile davalı vekilinin temyizinin miktardan reddine karar verilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin bozma ilâmında belirtilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... İl Özel İdaresi Alt Yapı Hizmetleri Daire Başkanlığında çalışan müvekkilinin öncesinde davalıya devredilen mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde mevsimlik işçi olarak 1986 yılında çalışmaya başladığını, işe başladığı tarihten itibaren ... Yol-... Sendikası üyesi olduğunu, 02.02.2001 tarihinde sürekli işçi kadrosuna alınarak arazi kaynak ustası pozisyonunda çalışmaya devam ettiğini, sürekli işçi kadrosuna alındığı tarihte mevsimlik işçi statüsünde geçen hizmet süresinin derece ve kademe tespitinde dikkate alınmaması nedeni ile işe yeni giren işçiymiş gibi intibak yapıldığını, bu nedenle yevmiyesinin eksik ve yanlış belirlendiğini, ilave tediye ödemelerinden kanunun açık hükmüne rağmen sigorta prim kesintisi yapıldığı, çalışmasının 11 ayın üzerine çıktığı yıllar için yıllık izne hak kazandığını, emekli olduğunu ileri sürerek ücret, ikramiye, ilave tediye fark alacakları ile yıllık izin ücreti, ağır hizmet, tehlike ve sorumluluk prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davacının kadroya geçiş tarihinde yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesi ve protokol hükümlerine uygun şekilde arazi kaynak ustası olarak atamasının yapıldığını, kadroya alındığı 2001 yılından itibaren yıllık izinlerin kullandırıldığını, emekli olduğu 13.04.2012 tarihinde de kullanmadığı 85 gün karşılığı olan yıllık izin ücret alacağının ödendiğini, ilave tediye ödemelerinden 01.10.2008 tarihine kadar sigorta primi kesintisi yapılmadığını, ancak bu tarihten sonra kanuni düzenlemeden kaynaklı prim kesintisi yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.05.2015 tarihli ve 2012/1198 Esas, 2015/424 Karar sayılı kararı ile; davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemde toplu ... sözleşmesinden yararlanması mümkün olmadığından fark alacak talebinin yerinde olmadığı, ancak 1999 yılındaki 342 gün çalışmasının karşılığı olarak 22 günlük yıllık izne hak kazanmasına rağmen kullandırılmadığı gibi karşılığının da ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 15.11.2017 tarihli ve 2015/19795 Esas, 2017/24910 Karar sayılı ilâmı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2015 tarihli ve 2015/7-1115 Esas, 2015/2541 Karar sayılı kararında davalı işverence davacının işçi olarak geçen hizmet sürelerinin kıdemine dâhil edilmeyerek sendika üyesi olduğu tarih itibarıyla işe yeni başlamış bir işçi gibi düşük derece ve kademe üzerinden ücret ödenmesinin eşit davranma borcuna aykırılık teşkil ettiği ve davacının emsal işçilere göre eksik ücret almasına sebebiyet verdiği, hemen hemen tüm yılı kapsar şekilde sigorta primleri yatırılan davacının davalı İdare tarafından bir yıldan az çalışmalarının hukuken yok sayılmasının adaletsiz sonuçlar doğuracağı, davacıya yeni işe girmiş gibi işlem yapılmasının yasal bir dayanağı da bulunmadığı kabul edilmiş olup buna göre Mahkemece davacının derece ve kademesinin yeniden belirlenerek varsa fark alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Direnme Kararı
Mahkemenin 05.04.2018 tarihli ve 2018/16 Esas, 2018/179 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmında bahsi geçen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının davadaki uyuşmazlık ile aynı olduğu, bu kararın oy çokluğu ile alındığı, muhalefet şerhi koyan üyeler tarafından savunulan görüşün Mahkemece yerinde bulunduğu, kanunla hukukî durumları belirlenmiş olan mevsimlik işçilere Yol-... Sendikası ile ... Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu Sendikasının yetki aşımında bulunmak suretiyle geçmişe yönelik toplu ... sözleşmesi düzenlemesinin mevzuata aykırılık teşkil ettiği, ayrıca davacının toplu ... sözleşmesinin düzenlendiği tarihte dahi sendikalı olmadığı gerekçesiyle bozma ilâmına direnilmesine karar verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Direnme kararı yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.10.2021 tarihli ve 2018/(22)9-891 Esas, 2021/1231 Karar sayılı ilâmı ile; davalı vekilinin temyiz isteminin miktar itibarıyla reddine karar verilerek, davacı temyizi bakımından; davacının 02.02.2001 tarihi öncesinde işin mevsimlik ... olduğunun kabulü ile yılın bir bölümünde çalıştırıldığı, 02.02.2001 tarihinde daimi kadroya geçen davacı işçinin o tarihten sonra mülga Köy Hizmetleri Müdürlüğüne bağlı işyerinde aralıksız çalıştığı, yapılan ... değişmeksizin kadroya alınması suretiyle tüm yılı kapsar şekilde sigorta primlerinin yatırılmaya devam edildiği, Köy Hizmetleri Müdürlüğünün kapatılarak işyerinin ... İl Özel İdaresine devredildiği, bu durumda davacının sürekli işçi kadrosuna alınması suretiyle tüm yıl benzer işlerde çalıştırılıyor olması daha önceki çalışmalarının niteliğini değiştirmez ise de bu çalışmanın hukuken yok sayılmasının eşitlik ilkesine aykırılık sonucunu doğuracağı, kaldı ki kadroya alınmadan önceki çalışma ile kadroya alınmadan sonraki çalışma arasında niteliksel bir fark yaratılması ya da kadroya alınmadan evvelki çalışma yok sayılarak davacı hakkında yeni işe girmiş gibi işlem yapılmasının kanuni bir dayanağı da bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı dikkate alınarak yapılan yargılama sonucunda somut olaya uygun ve denetime açık olduğu değerlendirilen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacının mevsimlik çalıştığı dönemdeki hizmetinin derece ve kademesine yansıtılmadığı iddiasının doğru olmadığını, hükmedilen alacakların usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının herhangi bir alacağı bulunmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı işçinin daimi kadroya geçirilmeden önce geçici işçi statüsünde geçen çalışmalarının çalışma süresine dâhil edilmesi suretiyle daimi kadroya geçtiği tarih itibarıyla derece ve kademesinin belirlenmesi ile varılacak sonuca göre davacının fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32, 53 ve 59 uncu maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi (Mülga 2822 sayılı Toplu ... Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9 uncu maddesi).
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.