Logo

9. Hukuk Dairesi2023/9693 E. 2023/12184 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak davalının işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ile dava dışı şirket arasında aynı adres, personel ve faaliyet alanı gibi unsurların bir arada bulunmasıyla oluşan organik bağ nedeniyle davalının işçilik alacaklarından sorumlu olduğu gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2022/884 E., 2023/324 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen istinaf başvurusunun süreden reddine ilişkin karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; 19.04.2022 tarihli ve 2022/599 Esas, 2022/1337 Karar sayılı karar ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 15.09.2022 tarihli ve 2022/8402 Esas, 2022/9440 Karar sayılı kararı ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01.05.1995-23.03.2016 tarihleri arasında inşaat malzemeleri satış elemanı olarak haftalık 400,00 TL ücret ile çalıştığını, ... sözleşmesinin davalı tarafın iflas etmesi sonucu sona erdiğini iddia ederek davacıya ödenmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamış, yargılamaya katılmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.07.2017 tarihli ve 2016/1338 Esas, 2017/825 Karar sayılı kararı ile; davalı işverence ... sözleşmesinin haklı nedene dayalı olarak feshedildiği ve davacının çalıştığı dönemde hak ettiği 390 günlük iznin kullandırıldığı ya da ücretinin ödendiği hususlarının ispatlanamadığı, dinlenen tanık beyanları doğrultusunda; davacının haftanın 6 günü 08.00-20.00 saatleri arası çalıştığı, 1,5 saat ara dinlenme düşüldüğünde haftalık 18 saat fazla çalışmasının bulunduğu, dinî bayramlarda 1 gün izin kullandığı diğer günlerde çalıştığı, anılan alacaklara hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 19.04.2022 tarihli ve 2022/599 Esas, 2022/1337 Karar sayılı kararı ile; yargılamanın tüm aşamalarındaki tebligatların usule uygun şekilde tebliğ edildiği, usulsüzlük olmadığı, savunma hakkının kısıtlanmadığı, davalının yasal iki haftalık istinaf başvuru süresini geçirdikten sonra istinaf başvurusunda bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 13.01.2022 tarihli ve 2021/12609 Esas, 2022/410 Karar sayılı ilâmında; İlk Derece Mahkemesi gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu, bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun süresinde olmadığından bahisle başvurunun süreden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün usulden bozulmasına ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.04.2022 tarihli ve 2022/599 Esas, 2022/1337 Karar sayılı kararı ile; davalı tarafın dava dilekçesi ve eklerinin usule uygun tebliğine rağmen davaya cevap vermeyerek iddiaları inkâr ettiği; ancak delillerini sunmadığı, davacının tanık beyanları ile ücret iddiası ile fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil çalışmalarını ispatladığı, davalı işverence yıllık izinlerin kullandırıldığına dair yazılı kanıt sunulamadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.09.2022 tarihli ve 2022/8402 Esas, 2022/9440 Karar sayılı kararıyla; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının çalışmasının bildirildiği dava dışı Şirketler ile davalı arasında organik bağ, birlikte istihdam, işyeri devri veya ... sözleşmesinin devri gibi bir hukuki ilişkinin olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ticaret sicil kayıtları ve dosya kapsamına göre dava dışı Saltan Demir Ticaret Limited Şirketi (Saltan Şirketi) ile davalı arasında borçlardan kurtulmak amacıyla devir işlemlerinin yapıldığı, dava dışı Saltan Şirketi ile davalının çalışanlarının devir sırasında ve sonrasında aynı kişiler olduğu, devir sırasında ve sonrasında çalışma yerinin değişmediği, bu sebeplerle dava dışı Saltan Şirketi ile davalı ... isimli işyeri arasında organik bağ bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesinin yeterli araştırma yapmadığını, davacının beyanlarına itibar edilerek işyeri devrinin kabulü ile davacının Saltan Şirketindeki çalışma süresine isabet eden işçilik alacaklarından müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, ücrete itiraz ettiklerini, bu ücret üzerinden davacı lehine hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatını kabul etmediklerini, davacının yıllık izin ücret alacağı, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunmadığını, yargılama sırasında dinlenen tanıkların bordro tanığı olup olmadığı araştırılmaksızın beyanlarına itibar edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı ile dava dışı Saltan Şirketi arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin ve sonucuna göre davalının sorumluluğunun kapsamının belirlenmesi noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun "İşyerinin veya bir bölümünün devri" başlıklı 6 ncı maddesi şu şekildedir:

"İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan ... sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.

Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.

Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır."

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(22)9-3109 Esas, 2021/1075 Karar sayılı kararında birlikte istihdam, organik bağ, tüzel kişilik perdesinin aralanması kavramları şu şekilde açıklanmıştır:

"...

Birlikte istihdam olgusunun varlığı her ne kadar daha çok şirket grupları içinde ortaya çıkmakta ise de bu ilişkinin kurulması için birlikte işverenlerin aynı şirket grubu içerisinde yer alması zorunlu değildir. Önemli olan aynı grup içinde yer alma değil, birlikte işverenlerin işçi ile olan ilişkilerini ayrı ayrı değerlendirebilme olanağını ortadan kaldıracak şekilde işçi ile hukukî bir bağlantı içinde olmalarıdır. Ayrıca işçinin birlikte işverenlerle ayrı ayrı ... sözleşmesi yapmasına da gerek olmayıp, aynı ... sözleşmesi kapsamında birden fazla işverene aynı zaman ve nitelikte ... için ... görme borcunu yüklenmesi mümkündür (Süzek, s.150).

Birlikte istihdamın varlığı hâlinde işverenlerin her biri, işveren hak ve yetkilerine sahip olmakla birlikte işverenin borç ve sorumluluklarına da ayrı ayrı sahiptirler. Bir diğer anlatımla işçiye karşı işverenler müteselsil sorumlu olup, işçi de ücret ve diğer haklarının tümünü her bir işverenden talep etme hakkına sahiptir.

Uygulamada işverenler ... hukukundan doğan yükümlülüklerden kaçınmak için bazı durumlarda bir holding veya şirketler topluluğunda ya da bunların dışında kalan şirketlerde işçiler görünüşte bir şirketin işçisi olarak gösterilmektedir. Bu duruma engel olmak için tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi geliştirilmiştir (Süzek, s.152).

...

Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır (Öztek/Memiş, s. 210). Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, ... başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir.

Şirketler arasında ortakların akraba olması ... başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir veya şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması organik bağ için yeterli değildir (Baycık, G.: İşverenin Tespitinde Birlikte İstihdam ve Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Kurumları, ... Uyuşmazlıklarında Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri Kararları Değerlendirme Toplantısı (Seminer Bolu/Abant – ... Nisan 2019), ... İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası, ... 2019, s. 20).

Şirketler arasında organik bağ olup olmadığı; şirketlerin adreslerinin aynı olması, ortaklık yapılarının ve yönetim kurullarının benzer olması veya temsilcilerinin aynı olması, faaliyet alanları, hisse devirleri, muvazaalı işlemler gibi hususlar ve somut olayın özellikleri de gözetilerek tespit edilebilir. Ancak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve ... bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle ... yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde ... bir şirketle ... yapılıyor algısı oluşmaktadır. Ayrıca üçüncü kişiler nezdinde uyandırılan bu algı neticesinde, ticaret yaparken güçlü bir yapıya sahip görüntüsü oluşturularak, şirketlerden birinin borca batırılması ya da içinin boşaltılıp ... alanının diğerine kaydırılması işlemleri tipik bir hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.